Sonuç ne olursa olsun. Bu seçimin kaybedenleri önemli değil benim için, bizim kaybetmediğimiz şey önemli. Dayanışmayla. Niye kaybettik diye sormuyorum henüz, çünkü neyi kaybetmediğimiz daha önemli benim için. Gezi hala buralardaymış, aradan geçen 9 aya rağmen heyecanından bir nebze kaybetmemiş; bunu bilmek çok güzel şu an. CHP’ye en fazla “Bas Geç” kadar yakın olan insanlar iki gecedir doğru düzgün uyumadılar: [...] → Yazının devamı…
Birbirine benzeyen partiler ve parti-içi adaylar nedeniyle, siyasal reklamcılığın bir meslek ve araştırma alanı olarak yükselişi sözkonusu. Siyasal şiddet üstüne psikoloji çalışmaları, savaş, soykırım, terörizm gibi konular yanında, protesto ve devrim gibi konuları da işliyor. Kötülüğün psikolojisiyle devrimler ve protestolar psikolojisinin ayrı ayrı incelenmesi, zorunlu. Büyük kötülükler yapanların (işkence, katliam vb.) patolojik vakalar değil normal insanlar olarak çalışılması, ceza almaları [...] → Yazının devamı…
Üç vakte kalmaz önemli bilimsel gelişmelere sahne olacak nanoteknolojide, Türkiye’nin dünyaya verdiği mesaj çok açık: Açılın, biz geliyoruz! Malum önümüzde bir yerel, bir de genel seçim var. Vaatler uçuşacak. Tabii bu vaatler ortalamalarla, yüzdelerle, anket sonuçları ile süslenecek. İşin garibi, aynı sayıları her parti farklı yorumlayacak. “Bu işte bir bityeniği var” diye düşünüyor insan. Öyle. Sorumlusu kim mi? İsta-tistik parti-zani! Ortalama. [...] → Yazının devamı…
Gezi olaylarında görev alan polisler, dağıtılan ikramiyelerde sorun yaşanmasının ardından özlük haklarında da yeni bir düzenleme yapılmamasını protesto için yerel seçimlerde boş oy kullanmaya hazırlanıyor. Gezi Parkı Direnişi’nde ‘destan yazan’ polisler, özlük haklarında hükümetin çalışma yapmaması üzerine ‘oy kullanmama’ kararı aldı. Gezi Parkı Direnişi’nde sergiledikleri şiddeti “ara vermeden saatlerce görev yaptıkları” ifadeleri ile savunan polisler, özlük hakları konusunda çalışma yapılmadığı [...] → Yazının devamı…
“Gezi’nin büyükşehir adayı kim olsun?” biçimindeki sorunun, en baştan yanlış olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü belediyecilik, bir tek-adam/kadın işi değil; bir ekip işidir. Gezi Direnişi’nin lidersiz olduğu sık sık söyleniyor. Kimi ortamlarda ise, aslında, Gezi’de, negatif anlamda bir lider olduğu belirtiliyor: Bu, Erdoğan. Hakkında duvara en çok yazı yazılan, en çok slogan atılan kişi. Herkesin atmadığı/yazmadığı “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı bile, başbakanın [...] → Yazının devamı…
Anladık ki öznenin isminin değişmesi de çok şey ifade etmemektedir. Eski şarap, yeni şişededir veya güncel bir dille ifade edersek: Siyasal iktidarlar bakımından tencere tava, hep aynı hava… Taksim gezi parkı eylemleri ikinci haftasına girdi. Bu süreç, politize etti, yeni bir kuşağın siyasal bir pozisyon almasını sağladı. Eylemlerin nereye gideceğinden bağımsız olarak, bu durumun bizzat kendisi olumludur. Çünkü kitleselleşmiş toplumsal [...] → Yazının devamı…
Cumhurbaşkanı Gül’den Gezi Parkı eylemleri için sağduyu çağrısı… Demokrasinin sadece seçimden ibaret olmadığını, iyi niyetli mesajların alındığını kaydeden Gül, illegal örgütlere karşı da uyarılarda bulundu, sağduyu çağrısı yaptı. Başbakan Erdoğan’ın, “sandıkta millet cevabını verir” sözünü etmesinin hemen ardından açıklama yapan Gül, “demokrasilerde herşey seçim demek değildir” çıkışı yaptı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den Gezi Parkı protestoları ile ilgili çok çarpıcı açıklama geldi. [...] → Yazının devamı…