Arkitera: Şehrin en önemli meydanı böyle mi tasarlanmalı? – Korhan Gümüş

gezig.jpg

Şehrin en önemli meydanı parka çevriliyor.

Taksim projesi Sayın Topbaş tarafından kamuoyuna sunuldu.

İlk aklımıza takılan soru: Bu bir şaka mı?

Ya da ağlasak mı, gülsek mi?

Anlaşılan Sayın Topbaş kendi yaptığı projeyi unutmuş. Cumhuriyet Caddesi’nin (Divan Oteli) çıkışında tek yönlü şeridin içine gidiş geliş araçları yerleştirmiş.

Bu bir şaka da olsa, biz yine de hatırlatalım. Tünelden çıkmaya çalışacak olanlarla girmeye çalışacak olanlar “kafa kafaya” çarpışır.

Bu basit bir fizik kuralıdır, iki araç aynı şerit üzerinde ters yönde giderse, çarpışır. Hatta araçlar çarpışmakla kalmaz, insanlar yaralanır, ölür.

Neyse Sayın Topbaş’ın bu şakasını bir kenara koyalım.

Farkındaysanız projede şehrin en önemli meydanı parka çevriliyor.

Kadir Topbaş da “bu yalnızca bir peyzaj düzenlemesidir” diyor.

Soralım: Bu da mı bir şaka?

Bu önemli bir işlev değişikliğidir. Bu önemli değişikliğin müzakere edilmesi gerekir. Böyle kararlar paldır küldür verilemez. Bütün İstanbulluları, uzmanları bu konuyu tartışmaya çağırmak gerekir.

“Bir durak bile değişecek olsa halka danışacağım” diyen Topbaş, bu kadar önemli bir kararı oldu bittiye getiriyor. Ya bu kararın ne anlama geldiğini bilmiyor, ya da bilerek gizliyor.

Alanın bu projeyle, ortaya yapılan kümbetlerle toplu gösteriye kapatılması söz konusu. Sayın Topbaş meydanın 1 Mayıs’larda, bayramlarda toplu gösterilere kapatılacağını nereden biliyor? Taksim’de bir daha konser, gösteri falan olmayacak mı?

Önemli bir soru da şu: İstiklal’i bir türlü yaptıramayan Sayın Topbaş, bu işin üstesinden nasıl gelecek?

Meydanın her tarafı İstiklal’deki gibi granit karolarla kaplanmış. Bu taşların yerinde durması için üzerinden toma, çöp kamyonu, polis aracı falan geçtiği takdirde hepsi yerinden oynayacak.

Maksim ve anıtın etrafındaki dikdörtgen yapıştırma taşlar tamam, yerinde durabilir ama diğerleri, geniş olanlar bu kadar devasa bir alanda yerinde durabilecek mi?

Bunlar gibi bir dolu soru akla gelebilir.

Ayrıca yaya köprüsü, kültür mirası düzenlemenin onarımı da elbette ki önemli konular. Projede bu konuda bir bilgi yok. Gezi’ye gene araç girecek mi? Otopark kullanılmaya devam edecek mi? Ayrıca Gezi’yi diğer rekreasyon alanlarından koparan, bu alanı yayalara kapatan Park ve Bahçeler Şefliği’nin son olarak jiletli dikenli telle kapattığı bölümün de ne olduğunu da elbette ki merak ediyoruz.

İşimiz gücümüz yok, bu şakaları merak ediyoruz.

1. Canlandırmalarda mevcut Henri Prost’un tasarımı düzenlemeler, balüstradlar gözükmüyor. Acaba bu önemli kültür mirası örneği olan düzenlemeyi yıkıyorlar mı? (Malum, Osmanlı döneminden kalan, 6. Daire’nin yaptırdığı Belediye Bahçesi’nin mermer girişi, vazoları bir gecede yok edilmişti.)

2. Yaya köprüsü ne oluyor? Bu konuda bir proje var mı? (Meraktan sormuyorum, park ortadan koparılmış durumda.) Buraya en azından geçici bir köprünün çoktan yapılmış olması gerekirdi.

3. Ağaçlar betonunun üzerinde nasıl olacak? Ayakta durabilmeleri, kökleri için bir metrelik kümbetler mi yapılacak? Yoksa beton üstü vantuzlu plastik ağaçlar mı konacak?

4. Elmadağı kavşağında yayaların tünel rampasıyla cadde arasındaki betondan yürüdüğü ve bariyerlerin söküldüğü görülüyor. Demek ki servis yolunu ve caddeyi geçmek için bir yaya geçidi olacak. Trafik sinyalizasyonu konmamış. Granit kaplama üzerinden otobüsler geçebilecek mi?

5. Gezi’dekileri kesmeye kalkıştıktan sonra meydanın ortasına koru gibi ağaç dikmek şart mı? Burada konser, toplu gösteri yapılmayacak mı?

6. Zannedersem ilk defa proje çalışılmış. Peki eski proje ihalesi ne oldu? İBB bizim adımıza ödediği parayı geri aldı mı?

7. Projenin kurul onayı var mı?

v.s., v.s., …

5 Şubat 2014
Kaynak: arkitera.com