Polisin dur ihtarına uymadığı için öldürdüğü Aygün’ün ölümünün birinci yılında Avukat Cihan cezasızlığa dikkat çekerken İHD ve MAZLUMDER “ayağı kayan” polisler kadar onları cesaretlendirenlerin de suçlu olduğu görüşünde.
22 yaşındaki Cem Aygün’ün Ankara’da polisin dur ihtarına uymadığı iddiasıyla öldürülmesinin üstünden bir yıl geçti.
Geçtiğimiz bir yılı bianet’e değerlendiren Aygün Ailesi’nin avukatı Ertuğrul Cem Cihan, 4. Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nin bir yıl boyunca olay yerinde keşif yapılmasına, tanıkların dinlenmesine dahi karar vermediğini ifade etti.
Ankara’da Aygün’ün öldürüldüğü yerde basın açıklaması yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) ile İnsan Hakları ve Mazlumlarla Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) de polislere uygulanan cezasızlık politikasının polisleri cesaretlendirdiğine dikkat çekti.
Cihan: Polis serbest, aile cezalandırıldı
Davada bir yıl boyunca arpa boyu yol alınmamasına rağmen çocuklarını kaybeden Aygün Ailesi bireyleri hakkında polise mukavemet suçlamasıyla dava açıldığını ve cezalandırıldıklarına dikkat çeken Avukat Cihan, aileyi yıldırmak için her türlü girişimde bulunulduğunu belirtiyor.
“Bir yıl içinde mahkeme olay yerine gidilerek keşif yapılmasını dahi kararlaştırmadı. Olayın doğrudan tanığı olan Cem Aygün’ün arkadaşı iki kadın dinlenmedi. Dosya bilirkişiye gönderilmedi.
“Aygün’ü vuran polis ise serbestçe dolaşıyor. Aygün Ailesi’ne ise polise mukavemetten dava açıldı, ceza verildi.
“Söz konusu mukavemet olunca süratle iddianame hazırlanıyor, yargılama yapılıyor ve ceza veriliyor. Ancak söz konusu polis olunca dosya bilirkişiye gönderilmiyor, keşif yapılmıyor, tanıklar dinlenmiyor.
“Bu da polisleri daha çok cesaretlendiriyor ve sıklıkla polis insanları çeşitli gerekçelerle öldürüyor. Tüm bunlar polise uygulanan cezasızlık politikasının yansımalar.”
“Ayağı kayan polisler kadar ‘polisimi yedirtmem’ diyenler de suçlu”
İHD ve MAZLUMDER de Aygün’ün katilinin Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun (PSVK) kendisine öldürme yetkisi tanıdığı, sözde halkın güvenliğini sağlamak için vergilerimizle beslenen bir emniyet mensubu olduğunu belirttikleri basın açıklamasında özetle şu ifadelere yer verdiler:
“İnsan hakları savunucuları olarak bu tür olaylara, bireyin ‘canice hisleri’ olarak bakmadık, bakmayacağız. Her işledikleri cinayette ‘ayağı kayan’ polisler kadar, ‘polisimi yedirtmem’ diyen zihniyet de aynı oranda suçludur ve eline kan bulaşmıştır.
“Cem Aygün’ün katilinin korunmasının, bir polisin korunmasından ibaret olmadığına geçtiğimiz aylarda yeniden şahit olduk. Egemenler açıkça, ihtiyaç duyulması halinde polisin orantısız güç kullanırken tereddüt etmemesine önem veriyorlar. Ve hepimizin sıklıkla duyduğu, polisin elinin soğutulmaması söylemiyle kendi kolluk güçlerine mesaj verirken, tüm muhalif kesimleri de tehdit etmekten geri durmuyorlar.
“Bu noktada bizler Cem’in öldürülmesini basit bir adli vaka gibi görmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.
“Ankara polisinin katlettiği Soner Çankal davası hakkıyla görülebilseydi belki bugün Cem aramızda olacaktı. Cem’in katilleri tutuklansaydı, Ethem Sarısülük’ü vuran polis bu kadar rahat hareket edebilir miydi?
“Bunun cevabını iktidar son derece iyi biliyor. Eskişehir’de en yetkili mülki amirden ‘arkadaşları öldürüp polise suç atıyorlar’ gibi aymazca açıklamaları boşuna duymuyoruz.
“Polis cinayetleriyle ilgili defalarca açıklama yaptık. Adil yargılamaların önünün açılmasını, PSVK’nın kaldırılmasını talep ettik. Ne insan hakları örgütlerinin açıklamaları, ne acılı ailelerin çığlıkları iktidarda karşılığını bulmuyor.” (EKN)
* Cem Aygün’ün öldürülmesiyle ilgili davanın dördüncü duruşması Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 26 Eylül 2013′te görülecek.
Ekin Karaca
02 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız;bianet.org