BirGün: Aç kalınca saldırganlaşmışlar!

İzmir’deki Gezi Direnişi sırasında Kordon’da oturan bir öğrencinin saçını çeken polisler ifade verdi. Polisler “3 gün kaldırımlarda yatarak, aç görev yaptık, psikolojimiz bozuldu. Pişmanız” dedi

ac-kalinca-saldirganlasmislar-1

2013 yılının Haziran ayında İzmir’deki Gezi eylemleri sırasında Kordon’da bir kızın saçını tutup çekip copla vurdukları iddiasıyla haklarında dava açılan iki çevik kuvvet polisi 1-3 yıl hapis cezası istemiyle ilk kez hâkim karşısına çıktı. Polis memurları 3 gün uykusuz, kaldırımlarda yatarak, aç olarak görev yaptıklarını iddia edip pişman olduklarını söyledi. Polislerin avukatı ise, “Müştekiler burada olsaydı haksız tahrikten ceza indirimi talep ederdik” dedi. Duruşma bir sonraki celseye ertelendi.

İzmir Gündoğdu Meydanı’nda polisler 2 Haziran 2013 tarihinde Gezi Parkı olaylarını protesto eden göstericileri biber gazı ve cop kullanarak dağıttı. Bu sırada Kordonboyu’nda rıhtım üzerinde oturan ve eylemle ilgileri olmadığı öne sürülen birkaç genç de polislerce coplandı. 3 polis buradaki gençleri coplarken 1’i de genç kızın saçını çekti. Görüntülerin kamuoyunda tepki çekmesiyle, İçişleri Bakanlığı’nın görevlendirdiği Mülkiye Müfettişi Arif Yıldırım ile Polis Başmüfettişi Osman Babadağ, 2 polisi kask numaralarından belirleyip soruşturma açtı. Müfettişlerin önce pasif göreve çektiği iki polis daha sonra açığa alındı. İzmir Barosu da saç çeken polislerin cezalandırılması için savcılığa suç duyurusunda bulundu. Polislere ‘Hukuka aykırı’, yetkilerini aşarak zor kullandıkları gerekçesiyle ‘Görevi kötüye kullanma’ suçundan 1-3 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açıldı.

‘ASIL TANIK OLAN VURDU’

Sanık İ.G. olay günü Basmane’den Alsancak’a yürüyen gruba müdahale ettiklerini, grup içinde bulunan sarı-lacivert formalı bir kişinin kendilerine taş atıp küfür etmeye başladığını ileri sürdü. İnsanları iterek ve tartaklayarak müdahalede bulunduğunu, fakat yanında karşı koyan kadına kendisinin vurmadığını, görüntüler incelendiğinde vuran polisin iddianamede tanık olarak yer alan T152 kask numaralı M.B. olduğunu, kendini kurtarmak adına yalan ifade verdiğini savunan İ.G., “Biz orada günah keçisi olduk” dedi. İ.G. müdahalede bulunduğu kişinin dışında Kordonboyu’nda çok sayıda kişinin bulunduğunu ve kendisinin bu vatandaşlara hiçbir müdahalede bulunmadığını, bu hususun göz önüne alınmasını istediğini söyledi.

MONTAJ OLDUĞUNU SAVUNDU!

Sanık M.K., olay anının basında yer alan görüntülerinin parça parça çekilip sonradan birleştirilmiş görüntüler olduğunu, mavi tişörtlü bir kişinin olayların başında elindeki sopayı yere atarak devlet büyükleri ve kendisine ağza alınmayacak küfürler ettiğini, “Hepiniz Tayyip’in p..lerisiniz” dediğini, bu kısımların görüntülerde yer almadığını, bu kişi üzerine yürüyünce copla iki kez vurduğunu, bu sırada yanındaki kadının da elindeki taşları denize attığını gördüğünü, içinde gaz maskesi ve taş bulunduğunu tahmin ettiği sırtındaki çantayı çekmek istediği sırada eline saçlarının geldiğini ileri sürdü. 3 gün uykusuz kaldıklarını, kaldırımlarda yattıklarını, aç kaldıklarını, yüzündeki gaz maskesinin hava almadığını, üzerlerindeki teçhizatların ağır olduğunu anlatan M.K., şöyle dedi: “Böyle bir olaya karıştığım için pişmanım. Şimdi ‘Keşke yapmasaydım’ diyorum. Ben, bana verilen emirler doğrultusunda hareket ettim, emirlerin dışına kesinlikle çıkmadım.”

AVUKATTAN İLGİNÇ SÖZLER

Avukat Tolga Yurdakul ise ilginç sözler sarf etti. Yurdakul, “Keşke müştekiler tespit edilseydi, bizim de haksız tahrik indiriminden yararlanmamız söz konusu olurdu. Şahısların müracaat etmemeleri, eylemci gruptan olmalarından ve kendileri hakkında soruşturma açılmaması için olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Hâkim, olayın görüntülerini çeken gazetecinin ve olay yerinde bulunan polis memurlarının tanık olarak dinlenmesine, sulh ceza mahkemeleri asliye cezaya devredilmesi söz konusu olduğu için CD’lerin incelenmesinin daha sonraki celselere bırakılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

2 Temmuz 2014
Haberin kaynağı için tıklayınız; birgun.net