BirGün: Beni oğlumun gözlerine bakmaktan mahrum ettiler

Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert ve Ali İsmail Korkmaz’ın aileleri ve avukatlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açtıkları dava sonrasında Avrupa’daki mücadeleleri panellerle devam ediyor

beni-oglumun-gozlerine-bakmaktan-mahrum-ettiler-1

Almanya’nın Stuttgart şehrinin Ludwigsburg kasabasındaki Alevi Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir etkinliğe katılan, Gezi Direnişi’nde hayatlarını kaybedenlerin aileleri ve avukatları, burada yaşayan göçmenler ile acılarını paylaştılar ve davaları hakkında bilgi verdiler. Alınteri ve AABF tarafından düzenlenen etkinliğe, Ethem Sarısülük’ün abisi Mustafa ve annesi Sayfı Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz ve babası Şahap Korkmaz, Abdullah Cömert’in abisi Zafer Cömert ve avukatları katıldı.

Gezi Direnişi sırasında Ankara Güvenpark’ta polis tarafından öldürülen Ethem Sarısülük’ün abisi Mustafa Sarısülük, diğer aileler ile birlikte Avrupa’ya gelmelerinin nedenlerini şöyle açıklıyor: “Biz ülkedeki bu hukuksuzluğu, adaletsizliği, insan hakları ihlallerini uluslararası kamuoyuna taşımayı gündemimize aldık ve burada yaşayan göçmenlerle, aynı zamanda burada olan insan hakları kuruluşları, sivil toplum örgütleri, baro, hukuk örgütleri ile diyaloğa geçip ülkede yaşanan bu vahşeti, devlet ve polis terörününü teşhirini yapmak için Avrupa’ya geldik” dedi.

‘HALA KIZILAY’A GİDEMİYORUM’

Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfı Sürülük ise “Ben hala Kızılay’a gidemiyorum, oğlumu orada göreceğim diye ama orada göremiyorum. Katiller oğlumu aldı benden, ama Tayyip daha da diktatörlüğü bırakmıyor, o bırakmayana kadar ben de bırakmayacağım. Ben oğlumun katilini aramaya geldim buraya, kadın başlarımızla bizleri buralara kadar getirtti. Bizleri yordu. Onun kanını yerde koymayacağım, nereye gidersem gideyim, ben bunu savunacağım. Tayyip bunu böyle bilsin, ben bir tane verdim, bin tane aldım, bizimle dayanışma içinde olan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

Abdullah Cömert’in abisi Zafer Cömert ise olayların başlaması sonrasında Armutlu mahallesine devletin uyguladığı baskıdan söz etti. İlk başlarda Alevi-Sunni ayrımı olmadan hep birlikte Abdullah Cömert ve Ahmet Atakan için on binlerin sokaklara taşması konusunda Zafer Cömert “Zaten bir ötekileştirme politikası var orada. ‘Bu Aleviler’i biz bıraksak gelip sizleri öldürecekler’ diye oradaki Sunni vatandaşların sürekli zihinlerini yorma çabası içindeler. Eylemin ilk başlarında biz hepimiz bir aradaydık Alevi, Sunni, sağ, sol ayrımı olamadan bir tepki vardı ve orada herkes vardı. Bu durum hükümeti, yerel yöneticileri, valiyi herkesi korkuttu ve bu dayanışmayı kırmak için bizi Armutlu’ya hapsettiler. Hapsetmekle kalmadılar, İsrail’in Filistin’e uyguladığı ablukayı uyguladılar. Her sokağın başından akrepler, tomalar duruyordu ve mahallemize, kendi evimize kimlik kontrolü ile geçtiğimizi biliyor musunuz?” dedi.

Ali İsmail Korkmaz’ın ailesi adalet arıyor

İkiyüze yakın kişinin katıldığı panelin ardından Eskişehir’de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz ve babası Şahap Korkmaz ile kısa bir söyleşi yaptık.

» Avrupa’dasınız ve panelden panele koşturuyorsunuz. Adalet için…

» Emel Korkmaz: Allah kimseye yaşatmasın bu acıları. Evlatlarımız için bunu yapmak zorundayız. Ülkemizde adalet kalmadığı için biz buralara düştük, benim bildiğim, bir anne evladını yitirdiği için bir sene evinden çıkmaz ama biz evde duramadık, acımızı yaşayamadık. Evlatlarımızın haklarını savunmak için yollardayız. Allah’ın adaleti büyüktür, hiçbir şey cezasız kalmaz, ben Allah’a inanan bir insanım, ölüm Allah’ın ama Ali İsmail’in ölüm şekli bizi yakıyor. Benim oğlum katledilerek ölümüne sebebiyet verildi. O insanların canice darbesine kurban gitti benim oğlum. Benim oğlum 19 yaşındaydı, pırıl pırıl bir çocuktu. Ben şimdi oğlumun fotoğraflarına bakamıyorum, çünkü o gözler o kadar güzel bakiyor ki. Bir fotoğrafına, bir kağıt parçasına bile bakmaya mahrum ettiler beni, biz ondan bile mahrum olduk. 19 dokuz yaşına kadar oğluma bir tokat atamazken, nasıl hangi vicdanla oğluma el kaldırıyorlar, on, yirmi, otuz yaşındaki insanlar dövseydi oğlumu, bunlar cahil derdim, ama kırk beş, elli yaşlarındaki çocuk sahibi insanlar nasıl el kaldırabildiler oğluma. Benim oğlumun boyu taş çatlasa 1,65′i geçmez. Hangi vicdanla, hangi dine, hangi inanca, nasıl bir Allah korkuları, nasıl bir Allah’a inançları var ki, benim oğluma el kaldırıyorlar.

»Şahap Korkmaz: Benim oğlum bir karıncayı bile incitmezdi. Annesiyle, herkesle tartışırdı sinekleri rahat bırakın diye… Onlar için bile mücadele ederdi benim oğlum, ben bir gün bir yılanı kovaladığım için, benimle tartıştı. Bana “Bırak gitsin yılan, onun kime ne zararı var” diye. Kalp ameliyatı olduğu halde hiç kendini sakınmadı. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Bugün bayram ama biz yaşayamıyoruz, ailemiz kurban kesiyor bayramlaşıyor, ama biz buradayız, hiçbir şeyin anlamı yok, bize hiçbir şey anlam veremiyor artık. Türkiye adaletinden bir şey çıkacağına inanmadığımız için, Avrupa’da hakkımızı aramaya geldik.

Şengül Mor
17 Ekim 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; birgun.net