Fıratnews: Söz konusu Başbakan olunca yargı işlemiyor!

Avukatların Gezi direnişinde çok sayıda ölüme ve yaralanmaya neden olan polis terörüyle ilgili olarak Başbakan Erdoğan ve çeşitli bakanlar hakkında yaptıkları suç duyurusu jet hızıyla kapatıldı.

Gezi Parkı Direnişi sürecinde 6 kişiyi öldürüp, yüzlercesini yaralayan polisi kahraman ilan eden Başbakan Erdoğan ve bakanlar hakkında, avukatların İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında yaptığı suç duyurusuna verilen cevap yargının nasıl taraflı çalıştığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Gezi direnişi esnasında evinde bir baret bulunduğu gerekçesiyle yüzlerce genci tutuklayan, Gezi soruşturma dosyalarını birleştiren yargı, avukatların başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, Başbakan yardımcısı Devlet Bakanı Bülent Arınç, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik hakkında yaptıkları suç duyurusunu jet hızıyla kapattı.

YARGIDAN HÜKÜMETE DOKUNULMAZLIK ZIRHI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Vekili A. Cengiz Hacıoğlu’nun, suç duyurusunu Meclis’e yollamayıp işlem yapılmasına yer olmadığı gerekçesini öne sürerek dosyayı kapattığı ortaya çıktı. Başsavcı vekilli Hacıoğlu, hazırladığı soruşturma evrakı incelemesinde, adı geçen kişiler başbakan ve bakan olduğu için bu kişiler hakkında soruşturma açılması taleplerinin Anayasa 100.Madde ve TBMM İçtüzüğü 107.maddesi uyarınca ancak meclis soruşturması açılması halinde kabul edileceğini belirtti.

Suç duyurusunda bulunan avukatlardan Gülizar Tuncer, “Anayasa ve İçtüzük gereği bunun mümkün olabilmesi için meclis üye tam sayısının 1/10’nun bu konuda önerge vermesi gerektiğini ifade etmiş, bu koşullar oluşmadan da bu gibi başvuruların TBMM Başkanlığı’na intikal ettirileceğine dair yasal bir dayanak bulunmadığından bahisle bir işlem yapmasının mümkün olamayacağı kararına varmıştır” dedi.

Başsavcı vekili Hacıoğlu’nun verdiği bu taraflı karara itiraz etiklerini açıklayan Tuncer, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının bu kararla açıkça hukuka aykırı bir şekilde başbakan ve bakanlar hakkında dokunulmazlık zırhı yarattığına dikkat çekti.

SAVCI KENDİ GÜCÜNÜ DE YOK SAYIYOR

Gezi parkı olayları sürecinde yüzlerce kişinin yaralandığını, onlarcasının gözlerini kaybettiğini, 5 kişinin polisin müdahalesi sonucu öldüğünü hatırlatan Tuncer, “savcılık toplanma ve gösteri hakkının Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olarak bilinçli, kasıtlı ve yasadışı bir şekilde ihlal edildiği olaylarla ilgili olarak yargının başbakan ve bakanları soruşturması, gerçekleri açığa çıkarması fırsatının önünü en baştan tıkamıştır” diye konuştu.

Savcılığın bu örtbas etme kararıyla sadece güçler ayrılığı ilkesini ihlal etmediğini, kendi gücünü de inkar etmiş olduğunu vurgulayan Tuncer,  sözlerini şöyle sürdürdü: “Savcılık makamı haklarında şikayette bulunulan kişilerle ilgili olarak prosedür neyi gerektiriyorsa onu yapmak zorundadır. Aynı suç duyurusu dilekçesinde yer alan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın hakkındaki soruşturma evrakı nasıl ki görevsizlik kararıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişse, diğerleri hakkında öngörülen farklı prosedürün gereği de yerine getirilerek dosya TBMM’ye gönderilmek zorundadır” dedi.

Zeynep Kuray
18 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız: firatnews.biz