Sendika.org: Mesele tam da Ağaç Meselesi – Cihan Tuğal

Kuzey Kaliforniya’daki Gezi’ye destek gösterilerinde gördüğüm bir afiş anlattıklarımı çok güzel özetliyor: “Astığınız fidanların, kestiğiniz ağaçların tohumlarıyız”

Sermaye ve yandaşlarının arsızca ağaçlarımıza saldırmasıyla, Türkiye tarihinin en büyük isyanlarından biri başladı.

Muktedirler de muhalifler de ısrarla bunun bir ağaç meselesi olmadığını söylüyorlar. Gerçi muhaliflerden “bu sadece bir ağaç meselesi değil” diyerek sokaktaki tabloya daha sadık kalanlar var ama, bu ifade bile Gezi ayaklanmasının bazı boyutlarını ıskalıyor.

Birincisi, sermaye (ve aracıları) ortak hiçbir değere saygıları olmadığını gözümüzün içine soktular. Milyonlar da, o kibirli devlet ağzıyla konuşacak olursak, “kırmızı çizgiler”i olduğunu gösterdiler. Doğaya sahip çıktılar.

Muhalifler, ağaçlar dışında meselelerimiz de olduğunu, bu isyanın hükümetin son on bir yılki siyasetine tepki olduğunu vurguluyorlar. Doğrudur. Ancak, sadece hükümete odaklanma, kentsel dönüşümün ülkemizi nasıl bir harabeye çevirdiğini arka plana atma riskini taşıyor bu yaklaşım. Bu, şimdiki hükümetin ve ondan sonra gelecek sermaye dostu hükümetlerin işine yarayabilir. Böyle bir tavrın muhaliflere bir hayrı olacağı ise şüpheli.

İkincisi, polisin hoyratça tavrına cevaben isyan iyice büyüdü ve hükümetin, polisin kadim buyurganlığına karşı da bir protestoya dönüştü. 1980’den beri türlü şekillerde mağdur olmuş herkes (şimdilik Kürtlerin çoğunluğu dışında), birden kendini sokakta buldu.

Bu noktada biber gazı da, ağaçlar da “yoğunlaşmış” birer simge haline geldiler. Yani, aynen rüyalarda bazı imge ya da olayların kendileri dışında birkaç sıkıntı ve arzuyu daha ifade etmeleri gibi, kendilerinden büyük bir şeyi anlatmaya başladılar. Artık, memleketin neresinde olursa olsun, ağaçları sahiplenmek, sermayeye, her şeyin alınır satılır olmasına, başına buyruk idarelere, dayatmalara karşı bir anlam taşıyacak. Kendini bilmezler, AVM dikmek için bir ağacı kesmeden önce iki kere düşünmek zorunda kalacaklar. Bu küçük bir kazanım değildir.

***

Kuzey Kaliforniya’daki Gezi’ye destek gösterilerinde gördüğüm bir afiş anlattıklarımı çok güzel özetliyor: “Astığınız fidanların, kestiğiniz ağaçların tohumlarıyız.” Dün asarak tüketmeye çalışıyorlardı bizi. Bugün gazla, psikolojik işkencelerle, her tweet’imizi gözetleyerek yıldırmaya; militarizme son verme sözleriyle, şöhret ve kariyer vaatleriyle gevşetmeye çalışıyorlar.

Kötü bir haberimiz var: bu dünyada hepinizi frenleyecek kadar ağaç da var, fidan da. Paradan ve mevkiden başka bir şey görmeyen gözlerinizi ormanlarımıza, gecekondularımıza, tarihimize, aşımıza, işimize bir daha diktiğinizde, Gezi’de o ağaçların gövdesine asılan “Satılık Değildir” levhası kabusunuz olacak. Ve fidanlar karşınıza dikilecek, ortak değerlerimize dokundurtmayacak.

Bundan böyle “Mesele sadece ağaç meselesi değil “ demek yerine, para babalarına (ve uşaklarına) mesajımız şu olsun: Ne zaman elleriniz bir ağaca, bir parka, bir gecekonduya, bir fidana uzanırsa, gözünüzün önüne Gezi ayaklanması gelsin. Oradaki ağaçlar kabuslarınızın yoğunlaşmış simgesi olsun. Ağacıma, arkadaşıma, tarihsel değerlerime, geleceğime, fidanlarıma dokunma!

Evet, mesele ağaç meselesi. Hatta fidan meselesi.

Cihan Tuğal / Öğretim Üyesi, Sosyoloji - Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley
10 Haziran 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; sendika.org