Radikal: Gezi Parkı’nın suç delilleri ‘Baret, maske, sprey, sirke ve bir tutam çim’

Dün Gezi Parkı ve Taksim çevresinde, baret, gaz maskesi ve deniz gözlüğü bulundurdukları ve sattıkları savıyla gözaltına alınan 3′ü baret satıcısı 18 kişi serbest bırakıldı.

gezi-suc

“Üzerimde bulunan, deniz gözlüğüm ile annemin hazırlayıp çantama koyduğu limon ve solüsyonlardır. Evimizin karşısındaki arsayı temizlerken çantamda kalmış olan eldiven bulundu. Hatta çim parçaları bile vardır.”

Bu sözler, 19 yaşındaki Barış Akdoğan’a ait. Gezi Parkı çevresinde gözaltına alınan Akdoğan hakkındaki tek delil buydu. Akdoğan’la birlikte tutuklanmaya sevk edilen 18 kişi de ondan farklı değildi. Zira gençlerin tümünden elde edilen “örgütsel malzemeler” şunlardı: Deniz gözlüğü, kayak gözlüğü, baret, gaz maskesi, toz maskesi, boya spreyi, kask, sirke, solüsyon, boş gaz fişeği, eldiven ve bir tutam çim… Üç baret satıcısı ve 15 genç tutuksuz yargılanmak üzere bırakıldı.

Gezi Parkı ve Taksim çevresinde, dün baret, gaz maskesi ve deniz gözlüğü bulundurdukları ve sattıkları savıyla gözaltına alınan 42 kişiden 18’i “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve memura direnme” suçundan tutuklanmaları istemiyle İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Bu 18 kişiden ikisi Karaköy Perşembe Pazarı’nda iş güvenliği malzemesi satan iki esnaf, biri de onlardan mal alan bir seyyar satıcıydı. Diğer 15’i ise eylemci ya da sıradan yurttaştı.

‘BARETİ OLMAYANI BIRAKTILAR’

Barış Akdoğan, “Üzerimde bulunan deniz gözlüğüm ile annemin hazırlayıp çantama koyduğu limon ve solüsyonlardır. Evimizin karşısındaki arsayı temizlerken çantamda kalmış olan eldiven bulundu. Hatta çim parçaları bile vardır” dedi.

Elif Alçınkaya da “Bulunduğum yerde tek başınaydım. İki sivil karşıma dikildi. GBT’me bakacaklarını söylediler. Üzerimde baret, deniz gözlüğü ve maske vardı. Gaz saldırısı nedeniyle kendimi korumak için almıştım” dedi. Engin Kenan ise “Polise direnmedim. Çantamda eldiven, beyaz boya spreyi ve siyah boya spreyi vardı. Benim mesleğim aşçılıktır. Ağaç dikim dersi için eldiven bulunduruyordum” diye konuştu.

Hicran Beyazyıldırım ise çantasında baret, toz maskesi ve solüsyon çıktığını belirtti. İbrahim Öztekin de “Sadece motor kaskım ve deniz gözlüğü ile toz maskesi ile olası bir müdahale durumunda kendimi korumak için toz bezi vardı. Gözaltına alındığımın bile farkında değildim” diye ifade verdi.

Osman Başaran da çantasından baret, deniz gözlüğü, toz boya maskesi ve çöp toplamada kullanılan eldivenin çıktığını doğrulayarak, “İddia edildiği gibi ihtar yapılmadı. Üzerimde silah veya başka bir şey bulunmadı” dedi.

Ramazan Demirtaş ise Taksim’e belgesel çekimi için gelmişken gözaltına alındığını savunarak, “Polislere yaklaşıp çekim yapabilir miyim diye soracakken etrafımı sardılar. Direnme yoktur. Baret ve gözlüğü kendimi korumak için tutuyordum” dedi.

Seda Tuğlu, Semih Başkurt ve Müzeyyen Öztürk fotokopi çektirirken gözaltına alındıklarını ifade etti. Üzerinde baret ve gözlük bulunmayan bir arkadaşları serbest bırakılırken kendilerinin karakola götürüldüğünü vurgulayan Tuğlu, “Fotokopi çektirmeyi bekliyorduk. Birden polisler oturdukları yerden üzerimize geldiler. Çantamızda bir şey bulunmadı. Daha doğrusu solüsyon, sirke gibi şeyler vardı. Kayak gözlüğü ve toz maskesi vardır. Direnmedik. Polis de uyarı yapmadı. Normal yürürken çantamızı çekiştirdiler” diye konuştu. Yunus Emre Canes Soysüren ise hatıra olsun diye aldığı boş gaz fişeğiyle birlikte gözaltına alındığını anlattı. Hakim Gülhan Kıtay, sorgunun ardından şüphelilerin tümünü serbest bıraktı.

İsmail Saymaz
14 Haziran 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; radikal.com.tr