Birgün: Direnmek ne güzel şeymiş Evrim

didem-yaylali

HSYK tarafından özel hayatı nedeniyle mesleğe kabul edilmediği ve bu nedenle intihar ettiği öne sürülen stajyer hakim Didem Yaylalı’nın ev arkadaşı Evrim Ortakçı, Didem’in ölümüyle ilgili BirGün’e konuştu. Ortakçı, Didem Yaylalı’nın arkadaşlarının bile, yaşadıkları muhafazakar baskılardan dolayı kimliklerini gizlediklerini ve cenazeye gelemediğini söyledi. Ölmeden hemen önce Gezi eylemlerine katılan Didem’in ‘Direnmek ne güzel şeymiş Evrim’ dediğini söyleyen Ortakçı, “1.55’lik minicik bir kızdı ama direniyordu” dedi. Konuşmakta güçlük çeken Ortakçı, gözyaşlarına hakim olamayarak ‘Şu anda üzerimde Didem’in muhafazakar olmayan kıyafeti var’ dedi.

KİMİ KİME ŞİKAYET EDECEĞİZ
Evrim Ortakçı, Didem’in babasının, atamayı engelleyen HSYK üyeleriyle ilgili suç duyurusunda bulunacağını belirtirken “Ama kimi kime şikayet edeceksiniz. Yaşadığımız yerde herkes yaşam tarzını gizliyor. Herkes Didem gibi yaşıyordu ama kimliklerini gizleyerek” diye konuştu. ODTÜ mezunu bir mühendis, sosyalist ve feminist olduğunu söyleyen Ortakçı, “O Konyalı tatlı bir kızdı. Sadece onların istediği gibi yaşamıyordu” dedi. Ortakçı, Didem’in cenazesine katılan iki arkadaşının da bu yalnız bırakılmaya karşı çok öfkeli olduklarını ama bunu bile açıkça ifade edemediklerini söyledi.

Sahte rapor aldığı iddiasını yalanlayan Ortakçı, HSYK hakimlerinin, ‘konservatif’ bir yaşamı olmadığı gerekçesiyle Didem’in atamasını yapmadığını, Didem’in planlı şekilde ölüme gönderildiğini belirtti.Yaylalı ile 2 yıldır evlerini, sırlarını, bütün hayatlarını paylaştıklarını anlatan Ortakçı, “Bu yaşadığı olayların tüm herkese örnek ve ibret olmasını, onun mücadelesinin devam etmesini istediğim için, kendisine ve ailesine bir borç olarak bu açıklamaları yapmak istiyorum. Bu açıklamalardan ötürü başıma bir şey gelip gelmeyeceği beni kaygılandırmıyor. Çünkü biliyorum ki; karanlıkların aydınlığa çıkması için mücadele gerekli. Didem hep buna inandı, bu uğurda yaşadı, bu uğurda öldü” dedi.

NE İŞTEN ATTILAR NE ATADILAR
“Sizlere Didem Yaylalı’yı intihara sürükleyen, profesyonelce hazırlanmış cinayet kurgusunu anlatmak istiyorum” diyen Ortakçı, açıklamalarına şöyle devam etti: “Didem geçen seneye, yani atanamadığını öğrenene kadar, çok mutlu, hayat dolu, hukuka tapan, ve her değişen yasayı takip edip ezbere bilen, iyi bir hukukçuydu. Atanamadığını öğrendiği andan itibaren, Didem’i ‘Kafkaesk’ bir dünyaya bilinçli ve planlı bir şekilde soktular. Didem’i ne işten attılar, ne de atamasını yaptılar. Gri bir dünyada, neye karşı ve nasıl savaştığını bulanıklaştırmaya çalıştılar. Sürekli bir umutla kapısını çalıdığı HSYK’da çok değerli hakimlerimiz, kendi onurunu çiğnemesini, onların ellerini öpmesini, aksi taktirde atanamayacağını dolaylı da olsa söylediler.

‘MUHAFAZAKAR OLMAN LAZIM’
Bir gün işten çıkıp eve geldiğimde, ‘Evrim konservatif ne demek?’ diye sordu. Ben de ‘Muhafazakar demek Didem, neden soruyorsun ki?’ diye cevap verdiğimde, ‘Bugün bana HSYK’da bir hakim böyle olmam gerektiğini, bu yüzden başıma bu tür şeylerin geldiğini söyledi’ dedi. Didem son aylarda, onurunu kurtarmak adına ataması yapıldığı takdirde hakimlik görevinde sadece 1 gün çalışmayı ve sonrasında istifa etmeyi planlıyordu. Buna bile izin vermediler. Didemi Araf’ta bıraktılar. Avukatlık yapmasına bile izin vermediler.

Planları vardı, onu meslekten çıkardıkları an, avukatlık stajına başlayacaktı. Hatta yanında staja başlamak üzere bir avukatla bile anlaşmıştı. Eylül ayında staja başlamak istiyordu; ancak onu işten çıkarmadıkları için haraket edemiyordu. Didem’in elini kolunu bağlayıp haraketsiz bıraktılar. Didem’i çıkmaz yola bilerek ve isteyerek soktular. Başka bir sebeple meslekten çıkarılması söz konusu olan Nebi adında bir arkadaşı daha vardı. Nebi’yi geçtiğimiz ay meslekten çıkardılar. Ama Didem’e dair hiçbir açıklamada bulunmadılar. Didem sonucun açıklanacağı tarihleri bekledi ve her seferinde hüsranla geri döndü. Madem suçluydu, onu neden işten çıkarmadılar? Didem’i işten çıkarmanın onu mükafatlandıracağını biliyorlardı.

RAPOR SAHTE DEĞİLDİ
Didem’in suçlanma sebebini bir türlü anlayamamıştık. Sahte rapor dediler. Didem’de ben de 2011 kışında sürekli hastaydık. Evimiz 1. kat ve biraz soğuktu. Evimize çok yakın olan Özel Çağ Hastanesinde tedavi görürdük. Didem’e zatürre başlangıcı tanısı bile koydular. Didem’e istirahat veren Çağ Hastanesi başhekimi, Didem’e yönelik yapılan bu suçlamalarda, hatanın kendilerine, yani hastane yönetimine ait olduğunu söyledi. Bu açıklamalara rağmen Didem’i suçlu ilan edip, disiplin cezası verdiler. Verilen disiplin cezası 250 lira gibi bir rakamdı. Bilmem insan başka türlü nasıl aşağılanabilir.

CENAZEDE 2 ARKADAŞI VARDI
Cuma günü cenazesinde, döneminden sadece 2 arkadaşı vardı. Arkadaşları (ataması yapılan hakim ve savcılar) korktukları için gelemediler. Çünkü hepsi Didem’in haklı hikayesini biliyordu ama kendi geleceklerinden de emin olmak istediler. Muhafazakar bir korku toplumu yaratarak, Didem gibi özgürlüğü adına mücadele eden haklı seslerin sesini kıstılar. Didem’in döneminden ve üst döneminden hakim/savcı adayı bir sürü arkadaşı vardı. Hepsi alkol kullanırdı ve sürekli, aman kimse görmesin aman kimse duymasın derlerdi. Didem bu ikiyüzlülüğü yapamadı.

DİDEM’İN KATİLLERİNİ BİLİYORUZ
Didem’e intihardan başka bir çare bırakmadıkları için, Didem gibi iyi bir hukukçuyu planlı bir şekilde öldürdükleri için, ‘özgürlük’ kelimesini lügatlarından çıkardıkları için, suçlu olduklarını ve ‘onların’ kim olduklarını biliyoruz. Didem’in haklı mücadelesini biz arkadaşları, dostları, ailesi ve özgürlükçü olan, özgür bir ülke hayal eden insanlar olarak devam ettireceğiz. Başka Didem’lerin kurban edilmesine göz yummayacağız ve adaletin yerini bulmasını sağlayacağız. Çünkü Didem Yaylalı, adil ve özgür bir hukuk için dünya için savaştı ve bu uğurda kendi yaşamını feda etti.

25 Ağustos 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; birgun.net