Çapulcu Gençlik Yaz Kampı’nda Haziran ayaklanmasında kadının rolü konuşuldu. yazar Arzu Torun, “Dünyanın mültecileri olan biz kadınlar artık isyandayız” derken, SKM Üyesi Fethiye Ok tencerelerin artık silaha dönüştüğünü vurguladı.
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) düzenlediği Çapulcu Gençlik Yaz Kampı dördüncü gününde.
Çok sayıda panel ve atölyenin gerçekleştirildiği kampta, yazar Arzu Torun ve Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Üyesi Fethiye Ok’un katılımıyla düzenlenen “Biber gazı cildi güzelleştirir” panelinde Haziran ayaklanması ve kadın direnişi tartışıldı.
‘AYAKLANMA SÜRECİNDE SOKAKLAR KADINLAR İÇİN GÜVENLİYDİ’
Arzu Torun, her sınıftan kadınların Haziran ayaklanmasına katıldığını belirterek konuşmasına başladı. Haziran ayaklanması boyunca geceleri sokakların kadınlarla dolu olduğunu ve ilk kez kendisini bu kadar güvende hissettiğini kaydeden Torun, “Kadınlar neden direnişteydi? Bu sorunun cevabı AKP’nin 10 yıllık politikalarında saklı. 3 çocuk istiyor, kuru fasülyeyi nasıl yapacağımıza karışıyor, kadın bedenini kontrol ediyor. Kadınlar artık kimlik sorunu yaşıyor. Biz kadınlara sadece cinsel obje olarak bakılıyor. Bunu reddediyoruz” şeklinde konuştu.
Kentlerin düzenlenişinin de erkeklere göre olduğunu vurgulayan Torun, “Şehirler arası yolculuk yaparken konaklanacak yerler bile erkeklere göre. DGM Mahkemeleri bile erkeklere göre düzenlendi. O mahkemelerde bizi yargılıyorlar, ellerinden gelse öldürecekler ama bize göre düzenlemiyorlar bile” dedi.
‘DÜNYANIN MÜLTECİLERİ BİZ KADINLARIZ’
“Dünyanın mültecileri biz kadınlarız” diyen Torun sözlerine şöyle devam etti: “Ev emekçisi bir kadının yaşamına bakıyorum ve görüyorum ki ben cezaevinde daha özgürdüm. Kadınların siyaset, bilim, sanat alanında olması kadınların ‘aptal’ olmasıyla hiç alakası yok. Onlara eşit yaşam koşulları sunulsaydı çok farklı yaşamları olacaktı. Bu dünya kadınların dünyası değil.”
Torun, devletin kadın bedeni üzerindeki baskıcı politikalarını arttırdığını belirterek, kürtaj yasağı tartışmalarını hatırlattı. Kadın cinayetlerinin arttığına da dikkat çeken Torun, “Kadınlar koyunlar gibi kesiliyor bu ülkede. Yargı erkek, yasama erkek, yürütme erkek” dedi.
’20 GÜN BOYUNCA TAKSİM’DE TACİZ YOKTU’
Kadınlar üzerindeki politikaların büyük bir öfke yarattığını belirten Torun, “Artık yeter denilen noktaya gelindi. Kadınlar mini etekleriyle, topuklu ayakkabılarıyla Haziran ayaklanmasına geldiler, çatıştılar. Her yaştan ve sınıftan kadın geldi oraya. 20 gün boyunca orada taciz yoktu. Bunu sağlayan erkeklerin bilinci filan değildi, kadınların orada var olmasıydı. Bu bir kadın isyanıdır” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın “Hangi baba orada çadırlarda kızını bir erkeğin kucağında görmek ister” sözlerini hatırlatan Torun, gözaltında kadınlara cinsel şiddet uygulandığını hatırlattı, polislerin gözaltındaki kadınlara, “Orada onlara verdiniz, burada da bize vereceksiniz” dediğini ifade etti.
‘TENCERELER SİLAHA DÖNÜŞTÜ’
Ardından söz alan SKM MYK üyesi Fethiye Ok ise erkek katılımcılara, “Kadınlar bu mücadelenin içerisinde bu kadar kitlesel olarak neden yer aldı” sorusunu yöneltti. OK, tencere tava eylemlerine de değinerek, “Hem açlık grevi eylemlerinde hem de Gezi isyanında tencerelerin silaha dönüştüğünü gördük. Erdoğan’ın ‘tencere tava hep aynı hava’ sözleri hem kadını küçümsüyor hem de bir yandan kadınlardan korktuklarını ifade ediyor” dedi.
Kadınların sadece sistemin kolluk güçlerine karşı değil, yanındaki erkek yoldaşlarının erkek egemen, korumacı yaklaşımlarına karşıda mücadele yürüttüğünü belirten Ok, “Gezi bize kadınların artık erkek egemenliği ve kapitalizme karşı isyanda olduğunu gösterdi” şeklinde konuştu.
Ok 21. yüzyılda kadınların her yerde cins bilincini kuşanıp direniş hareketlerinin içerisinde aktif olarak yer aldıklarını da sözlerine ekledi. Ortadoğu ve tüm dünyada yaşanan halk ayaklanmalarında kadınların temel özneler olduklarını kaydeden Ok, “Kadınlar eylemlilikleri ile çok ileri bir durumdalar” dedi.
Panel katılımcıların direnişte yaşadıklarını anlattıkları forum ile devam etti.
25 Ağustos 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; etha.com.tr
