Bugünden sonra ne olursa olsun, kayda geçecek şudur:
O gün güzel insanlar dışardaydı!
Her şeyi başlatan fidan gibi çocuklardı. Fidanlar için başlamışlardı.
Bu hikaye nasıl biterse bitsen başı böyleydi ve biz oradaydık. Gülüyorduk. Yardım ediyorduk. Koşuyorduk. Boğuluyorduk. Bağırıyorduk. Kaçıyorduk. Öksürüyorduk. Birbirimizin yüzüne ilaçlı sular sıkıyor, sonra yine bağırıyorduk ve en son hep gülüyorduk. Çok güldük biz. Böyle diyeceğiz evet:
“Biz çok güldük o gün! Çok güzeldi her şey!”
Ben bu yazıyı yazarken bir ölüm haber geldi. 22 yaşındaki Abdullah Cömert Hatay’da öldürüldü. Aynı esnada Financial Times’ta Cumhurbaşkanı Gül’ün bu olaylardan güçlü çıkabileceğini yazıyordu. Çocuklar tuşlara hızlı hızlı basıp bir yerlerde biber gazından boğulmak üzere olduklarını, yardım beklediklerini bağırıyor, bir başkaları aynı tuşlarla cevap veriyordu:
“Geliyoruz. Direnin!”
Biz konuşamadık. Bir hafta boyunca sadece koştuk, kaçtık, kararlar verdik, yürüdük, yorgun düşüp uyuyup uyandığımız anda yine koştuk, bağırdık. Bu yüzdendir kimse kimseye soramadı “Biz bu işi niye yapıyoruz?” diye. Ama herkes ne kadar boğulsa da gazla şunu iki sözcüğü söyleyebilir artık:
“Zalimliğe karşı!”
Bütün dövülmüş, horlanmış, itilmiş kakılmış çocuklar için “Yeter ulan!” dedi insanlar ve hep birlikte yaptılar bunu. Hiçbir zaman bunu konuşacak zamanları olmadı. Herkes -öyle güzeldi ki- birbirini gözünden tanıdı. Bugünden sonra ne olursa olsun, böyle geçsin tarihe. Biz birbirimizin kalbini gözünde görmüştük… Böyle desinler o günleri ananlar.
Tarihe şöyle geçsin, şunlar söylendi sokakta:
“Ne yamanmış bu futbol taraftarları!”
“Yav arkadaş ne acayip bu liseli kızlar! O nasıl bir cesarettir!”
“Kürtler MHP’lilerle beraber müthiş mücadele etmiş Tarlabaşı’nda!”
“CHP’li teyzeler gözaltındaki çocukların hesabını öyle bir sormuş ki…”
“Yahu bu çocuklar amma bilekli çıktı!”
Hasılı, hepimiz birbirimize hayran olduk bir haftada. Yedi günde sevdik birbirimizi. Birbirimizi sevgiden yarattık. Bu kayda geçsin işte, ne olursa olsun bu hikayenin sonunda.
“Herkes güzelleşti” diyor çocuklar etrafta. “Değil mi? Bana öyle gelmiyor yani, gerçekten herkes güzelleşti değil mi?” Böyle diyorlar hayretle. Birbirimizin en güzel halini gördük biz. Böyle geçsin kayıtlara. Birbirimizin en güzel aynası olduk sokaklarda. Birbirimizin yüzüne dokuna dokuna altı günde, ellerimizle temizleyerek birbirimizin yüzünü… Yani işte öyle, dokuna dokuna… Hayret ettik biz birbirimize. Çok güzeldi her şey. Ya işte öyle. Bu da böyle geçsin tarihe. Ne olursa olsun…
Ece Temelkuran
5 Haziran 2013
Kaynak; birgun.net