Etha: ‘Türk Büyükelçiliği’nin onayı olmadan haber yapılamıyor’

Kıbrıs Afrika gazetesi çalışanı ve Basın-Sen üyesi Beren Dağtaş ETHA’ya konuştu: Kıbrıs’ta gazeteler bombalandı. Türk Büyükelçiliği’nin onayı olmadan haber yapılamıyor. Oto sansür çok kuvvetli.

Gazetecilere Özgürlük Kongresi için İstanbul’da bulunan Kıbrıs Basın-Sen üyesi ve Afrika gazetesi çalışanı Beran Dağtaş Kıbrıs’taki basın özgürlüğü ve gazetecilerin örgütlenmesine ilişkin ETHA’ya konuştu.

Kıbrıs’ta Türkiye Büyükelçiliği’ini rahatsız edecek herhangi bir haber ya da yazının gazeteciler için tehdit olduğunu belirten Dağtaş, çalıştığı Afrika gazetesinin bombalandığını hatırlattı.

AFRİKA GAZETESİ KURŞUNLANDI VE BOMBALANDI

Kıbrıs’ta basın özgürlüğü ve gazetecilerin çalışma koşulları ne durumda?
Kıbrıs’ta gazetecilerin karşılaştığı en büyük sorunlardan bir tanesi oto sansür. Bunun dışında Türkiye’nin Kıbrıs’taki basın üzerine kurduğu tartışılmaz bir baskı söz konusu. Kıbrıs’ın kuzeyinde hayatın her alanında olduğu gibi basında da Türkiye elçiliğinin onayı olmadan veya Türkiye Büyükelçiliği’ni rahatsız edecek bir yazı her zaman tehdit demektir.

Örneğin, 1996 yılında gazeteci Kutlu Adalı’yı uğradığı suikast sonucu kaybettik. Faillerini toplum bilmesine rağmen; yargı önüne çıkarılmaması, daha sonra birkaç gazetecinin takip edilip tehdit edilmesi, eskiden Avrupa isimli olan gazetenin ‘Cumhurbaşkanı ve Türkiye Ordusuna hakaretten’ kapatılması, Afrika isimli gazetenin bombalanması ve kurşunlanması… Bunların dışında farklı gazetecilerin arabalarına bombalar kondu. Tüm bu korku salmaya çalışan faaliyetler başarılı oldu.

Bir de medya patronlarını düşünürsek özgür basından söz etmek çok kolay bir şey değil. Çok ideal bir durumda değil. Çıkan 12 günlük gazete var, bunların çok büyük bir çoğunluğu siyasi partilerin sahip olduğu gazeteler. En çok satan gazete de Asil Nadir’in sahip olduğu gazetedir.

‘EN BÜYÜK SORUN OTO SANSÜR’

Dediğim gibi Kıbrıs basınında yaratılan bu korku düzeni, Türkiye Cumhuriyetinin politikaları, AKP iktidarının tavrından ve Kıbrıslılar için “besleme” söylemlerinden ötürü bir korku, oto sansür durumu var. Gazetecilerin birkaç tanesini ayırarak söylüyorum; özgürce kahvehanelerde arkadaşlarıyla birlikte konuştuklarını halktan aldıkları röportajları gazetelerde kolay kolay göremezsiniz. Bu da toplumun bilinçlenmesi açısından çok büyük bir engel oluşturuyor.

Türkiye’yle ister istemez çok yakın bağlarımız var. Türkiye halklarının özgürleşmesi, Anadolu halklarının özgürleşmesi, Türkiye’nin basın özgürlüğü açısından inanılmaz derece vahim noktadan farklı bir noktaya gelmesi Kıbrıs halklarının da yararına olacaktır.

‘BASIN EMEKÇİLERİNİN YÜZDE 80′İ SENDİKALI’

Kıbrıs’ta gazetecilerin örgütlenmesi hangi aşamada? Basın-Sen olarak neler yapıyorsunuz
Kuzey Kıbrıs’ta 850 medya çalışanı var. Bu medya çalışanlarının içerisinde sadece gazeteciler yok, televizyonlarda radyolarda teknisyen olarak çalışanlar da buna dahildir. Yanılmıyorsam bunların 640’ı yani yüzde 80-90′ını sendika üyesi.

Basın-Sen’in çalışmalarıyla Basın-İş yasası 2008′de Bakanlar Kurulu’ndan geçti. Ve o yasa Avrupa’da yeni yeni örnekleri olmaya başlayan, gazeteciyi koruyan, basın emekçisini koruyan, bir yasadır. Örnek vermek gerekirse, bu yasanın içerisinde editöryal baskılara karşı gazeteciyi koruyan yasa maddesi var. Bu madde sonucunda bir medya patronu bir gazeteciye büyük bir tazminat ödemek zorunda kaldı.

Herkesi ciddiye alarak örgütlendik. Kıbrıs’ta basın alanında çalışan herkesi her şeyden önce mesleki özgürlüklerinin ve mesleki etiklerinin önemi vurgulanarak uzun yıllar boyunca bunlar yapıldı. Basın-Sen dünyadaki diğer örnekleri iyi takip eden bir sendikadır. Gerek basın alanında olsun gerek diğer alanlarda olsun sendikalaşmanın önemini toplumlarda emeğin sendikalaşmasının önemini bilen bir sendika olduğu için sanırım bunu aktarabilmiştir basın emekçilerine.

‘KIBRIS HALKI GEZİ’YE YAKIN HİSSEDİYOR’

Haziran ayaklanması Kıbrıs’tan nasıl göründü?
Örnek olarak Afrika Gazetesi, Gezi Parkı olaylarının başladığı ilk günden beri olayları manşete taşıdı. Hatta birçok risk alarak Tayyip Erdoğan’ın resmiyle Hitler’in resimlerini bastı.

Türkiye’de ana akım medyanın uyguladığı inanılmaz etik dışı yayınlar, ya da yapmadığı yayınlar Kıbrıs halkını etkilemedi aslında. Sosyal medya kanalıyla Kıbrıslı Türkler kendilerini belki de kültürel olarak Gezi Parkı’nda verilen mesajlara daha yakın hissettiler. Ve belki de Erdoğan’ın karşısında “Bu bir işgaldir” diyemeyen Kıbrıslı Türkler AKP hükümetinin gerçek yüzünü daha çok bireysel özgürlükler kapsamında asla tahammülleri olmadığını iyi bir şekilde gösterdiler. Bu ne kadar dönüşüm ve dik duruş şeklinde yansır bilemiyorum.

‘TÜRKİYE’DEKİ GAZETECİLERE AKIL SAĞLIĞI DİLİYORUM’

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Hepinize akıl sağlığı diliyorum. Biz Kıbrıs’tan baktığımızda bu çağda gerçek bu kadar aşikarken, yapılan haksızlıkların tam tersinin yansıtılması üzerine aklımızı yitirmek üzereydik. O yüzden size sabır ve başarılar diliyorum.

Yıldız Tar
25 Temmuz 2013

Haberin kaynağı için tıklayınız; etha.com.tr