BirGün: Alman vatandaşına skandal sınır dışı

Ekim-deniz-doğan

Gezi eylemleri sürecinde yaptığı müdahalelerdeki yetki aşımı defalarca söz konusu edilen polisin bu kez de kendilerini mahkeme yerine koyduğu ortaya çıktı. Gezi olaylarında 7 Temmuz’da gözaltına alınan Türk asıllı Alman vatandaşı Ekim Deniz Doğan, mahkeme tarafından serbest bırakılmasına rağmen İstanbul Emniyeti’ne bağlı Güvenlik Şube Müdürlüğü’nün keyfi tutumuyla, 13 Temmuz’da sınır dışı edildi. Konuştuğumuz Doğan’ın avukatı Zeycan Balcı Şimşek, konuyla ilgili ne savcılığın ne de emniyet müdürlüğünün bilgisi ve kararı olduğunu, müvekkilinin eline hiçbir evrak verilmeden uçağa bindirilerek Almanya’ya gönderildiğini açıkladı. Almanya’da doğup büyüyen 20 yaşındaki Doğan, 3 ay önce Türkiye’ye dönerek İstanbul’da akrabalarının yanına yerleşmişti. Gezi parkı direnişine tanıklık eden ve destek vermek üzere 7 Temmuz 2013 tarihinde Taksim Dayanışmasının çağrısıyla Taksim’e gelen Doğan’ın gözaltına alınmasıyla hukuksuzluk süreci başladı.

ÇIPLAK ARAMA VE ANAL MUAYENE!
4 sivil polis tarafından etrafı sarılarak akrep denilen polis aracına bindirilen Doğan’ın, araçta üzerine oturulmak suretiyle darp edilmesine bir de çıplak arama girişimi eklendi. Doğan’a götürüldüğü İstanbul Emniyet Güvenlik Şube Müdürlüğünde erkek polisler önünde çıplak arama ve anal muayeneye dayatıldı. Bu hukuksuz girişime karşı direnen Doğan, tekrar darp edilip hücreye konuldu. Tutulduğu insanlık dışı uygulamaları protesto etmek için açlık grevine başlayan Doğan’ın avukat aracıyla talep ettiği su ve şeker ihtiyacı keyfi olarak reddedildi. Avukatların tüm girişimlerine rağmen içeriye alınmayan su ve şeker ancak 2 gün sonra şubeye alındı.

ZORLA PARMAK İZİ ALDILAR
Ancak işkence bununla da sınırlı kalmadı. Doğan erkek polisler tarafından önce yere yatırıldı, üzerine oturuldu, dizlerle kafasına bastırılıp, zorla parmak izi alındı. Yaşananların devamını Doğan’ın avukatı Zeycan Balcı Şimşek söyle anlatıyor: “10 Temmuz Çarşamba günü Ekim’i görmek üzere avukat Seyit Nusret Öztürk ile beraber şubeye gittik. Avukat olarak müvekkilimizle görüşmemizde hiçbir yasal engel olmamasına rağmen 3.5 saat boyunca bizi görüştürmediler. Ancak gözaltı sürecini uzatma kararı çıktığında, Ekim ile 2 dakika görüşmemize izin vererek, bunu avukat görüşmesi olarak saymaya çalıştılar. Biz bu hukuksuzluğa karşı geldiğimizde güvenlik şubeden bir polis yanımıza gelerek hem müvekkilimizi hem de bizi kastederek, ‘Size göstereceğiz, bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz’ diye tehdit etti. Daha sonra bu tehdidin ne anlama geldiğini öğrendik.”

POLİS SAVCI OLURSA
Ekim 11 Temmuz 2013 tarihinde çıkartıldığı Çağlayan Adliyesinde serbest bırakıldı. Ancak serbest bırakılır bırakılmaz, güvenlik şube polisleri tarafından apar topar yabancı şubeye götürüldüğünü öğrendik. Yaptığımız araştırmalar neticesinde dosyanın asıl savcısı olan Nazmi Okumuş ve ifadesini alan İsa Dalgıç’ın ve Emniyet Müdürlüğünün bu konuda hiçbir kararı olmaksızın Güvenlik Şube’nin kendi inisiyatifiyle Ekim’i hem sınır dışı etme kararı aldığı hem de Türkiye’ye girme yasağı verdiğini şaşkınlık içinde öğrendik. Hemen 4. İdare Mahkemesine sınır dışı edilmesine ve Türkiye’ye giriş yasağına karşı dava açtık. Kumkapı Yabancılar şubesinde Ekim’ e getirdiğimiz Kızılbayrak gazetesi dahi alınmadı ve kapıdaki görevliler bize açıkça , Yeni Şafak ve Zaman gazeteleri dışında içeriye gazetede almadıklarını söylediler. Acilen Ekim’e Almanya için bilet almadığımız takdirde, aylarca burada kalacağını ve sonra üçüncü bir ülkeye gönderileceğini söyleyerek şantaj yaptılar. Biz de bileti almak durumunda kaldık. Her yere başvurduk, ancak işe yaramadı. Mahkeme kararı ve Emniyet Müdürlüğünün haberi olmaksızın güvenlik şube polisleri evrak dahi vermeden 13 Temmuz 2013 tarihinde Ekim’i sınır dışı etti.”.

Zeynep Kuray
25 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; birgun.net

    This post is also available in: İngilizce