T24: ‘Yurttaştan devlete itidal çağrısı’

‘Barışı da, en başta barış dili kullanarak sağlayabiliriz. Yoksa bu zehirli ortamdan, barış için çözüm arayışları da zarar görebilir’

itidal

Taksim’den başlayıp tüm Türkiye’ye yayılan Gezi Parkı direnişi sırasında yaşanan olaylar nedeniyle, aralarında T24 yazarları Oya Baydar, Aydın Engin, Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun yanı sıra Orhan Pamuk, Şafak Pavey, Yıldız Ramazanoğlu, Ümit Fırat ve Cafer Solgun gibi isimlerin imzaladığı bildiride devlete “itidal” çağrısında bulunuldu. “Yurttaşlardan devlete” başlığıyla yayımlanan çağrıda “Bizler; insanların düşüncesine, giyimine kuşamına, başını örtmesine, açmasına, yaşam tarzına, eylemine, protestosuna, sivil itaatsizliğine saygı gösteren, “itidalli bir devlet” istiyoruz” denildi.

Çağrı metni, altında imzalarıyla tek tek Başbakan, Başbakan Yardımcısı, Meclis Başkanı ve vekilleri, Parlamento’daki partilerin grup başkan ve vekillerine, Parlamento’daki partilerin başkan ve başkan yardımcılarına, İçişleri Bakanı’na, Sağlık Bakanı’na, Emniyet Genel Müdürü’ne, Jandarma Genel Komutanı’na, Parlamento harici partilerin başkanlarına, tüzel kimlikli STK ve DÖK başkanlarına da gönderildi.

Metnin son halini Ersin Salman kaleme alırken, yapılan açıklamanın başında “Alttaki imzacılar, titrlerinin, resmi ya da özel aidiyetlerinin ötesinde tümden şahsi inisiyatifleriyle aşağıdaki çağrıyı yaptılar. Kuşkusuz tüm çağırıcılar tek tek bu metni yazmış olsalar, biyografilerine ve meşreplerine göre muhteviyatı da, dili de farklı olurdu. Hiç bir büyük kimlik grubunun hiyerarşisine girmeden, herhangi bir ideolojik çapak taşımadan, internet üzerinden herkesimden insanla konuşularak tümden ‘olgusal’ bir metin hazırlanmaya çalışıldı” ifadelerine yer verildi.

“Yurttaştan devlete itidal çağrısı” başlığıyla yayımlanan metin şöyle:

“BU ÇAĞRI YURTTAŞTAN DEVLETE YAPILMIŞTIR.

Taksim Gezisi olayları vesile edilerek, toplumsal bir kutuplaşmayı körükleyecek tehlikeli tutumlar gözlüyor, gözlemliyoruz.

Belirleyici olması gereken; barış, özgürlük, eşitlik, insan hakları, adalet ve demokrasidir. Partizanlık, militanlık, taraftarlık ve fanatizme davet eden tavır ve söylemleri -nereden gelirse gelsin- tehlikeli buluyoruz.

Gezi protestosu, dünya âlem herkese, bu ülkede sivil toplumun devlete söyleyecek sözü olduğunu -ve bu sözün önemsiz olmadığını- gösterdi. Devlet de toplum da; yukarıdan bir üslubun, otoriter bir söylemin belirleyici olamayacağını gördü. Devlet; toplumu dinlemeli, hassasiyetlerini anlamalıdır, bunun şart olduğu anlaşıldı. Paralel olarak da, toplumsal hak arama eyleminin, başka insanlara ve kamusal alana karşı hakaret ve şiddet içermemesi gerektiği anlaşıldı. Tam tersine; yazma çizme yeteneğinin, mizah duygusunun, dinleme yetisinin, anlama isteğinin; saygı, güleryüz ve nezaketin nelere kâdir olduğu ortaya çıktı. Ve ayan beyan belli oldu ki, toplum artık, fikrinin dinlenmesini, mutlaka hesaba katılmasını istiyor.

Bizler devlet aygıtını; “provokasyonlar”, “komplolar”, “dış güçler” tedirginliğine dayalı pozisyonlar seçmek yerine, açık ve çoğulcu bir toplumun temel şart olduğunu anlamaya çağırıyoruz; iktidarıyla muhalefetiyle, yasaması yürütmesi yargısıyla, ordusu, polisiyle tüm devlet aygıtını. Özgürlükler en iyi birleştiricidir, gergin ortamlar kamplaşmalara, bölünmelere kapı aralar. Gerginliğin olduğu yerden demokrasi çıkmaz. Amaç zafer ilan etmek, birilerini acizleştirmeye, ezmeye çalışmak, alt etmek değil, hepimizin özgürleşmesine doğru bir adım daha atabilmektir. Sivil toplumun, yurttaşın dili budur, devletin dili de bu olmalıdır.

Barışı da, en başta barış dili kullanarak sağlayabiliriz. Yoksa bu zehirli ortamdan, barış için çözüm arayışları da zarar görebilir.

Devlet, insan için vardır; insan devlet için değil. Biz yurttaşlar; grup taassubunu, parti taraftarlığını, inanç ve mezhep çekişmesini değil, öncelikle adaleti, toplumu, insanı eksen alan bir devlet istiyoruz. Bizler; insanların düşüncesine, giyimine kuşamına, başını örtmesine, açmasına, yaşam tarzına, eylemine, protestosuna, sivil itaatsizliğine saygı gösteren, “itidalli bir devlet” istiyoruz. Böyle bir ülkenin yurttaşları olmakta kararlıyız.

Polis ve eylemci, kaybettiğimiz tüm canları sevgiyle, saygıyla anıyoruz.

Çağırıcılar

Adnan Özyalçıner, Ahmet İnam, Ahmet İnsel, Akasya Asiltürkmen, Ali Akay, Ali Uçansu, Alper Akyüz, Alper Görmüş, Anjel Dikme, Arda Bartu, Arin Manca, Arzu Başaran, Ayça Damgacı, Aydın Engin, Ayhan Bilgen, Aynur Tuncel, Ayşegül Sönmez, Ayşen Candaş, Ayşen Hadimioğlu, Ayten Zara, Azad Barış, Balçiçek İlter, Barış Pirhasan, Baskın Oran, Betül Tanbay, Bilge Oykut, Birgül Hakan, Bülent Erkmen, Cafer Solgun, Can Dündar, Cansu Çamlıbel, Cengiz Aktar, Cengiz Alğan, Cengiz Çandar, Çiğdem Özmen, Defne Asal Er, Demir Küçükaydın, Doğan Şahin, Doğu Ergil, Emine Karahocagil Arslaner, Emrullah Beytar, Engin Erkiner, Erdal Karayazgan, Erol Katırcıoğlu, Erol Köroğlu, Erol Üyepazarcı, Ersin Salman, Esen Arslandoğan, Esmeray Özadikti, Faruk Arhan, Fehim Caculi, Ferdan Ergut, Ferhat Kentel, Fethiye Çetin, Feyza Akınerdem, Figen Batur, Filiz Ali, Fuat Keyman, Garo Paylan, Gökhan Kaya, Gülsüm Ekinci, Gülten Kaya, Halil Savda, Halime Güner, Hande Demircioglu, Hüda Kaya, Hüner Buğdaycıoğlu, Hüseyin Avni Danyal, Hüseyin Çakır, Hüseyin Hatemi, Hüseyin Karabey, Hüsnü Öndül, İbrahim Betil, İbrahim Sediyani, İlker Akşit, İsmet Turanlı, İzzet Yasar, Jülide Kural, Kemal Akkurt, Kemal Şahin, Kerem Kabadayı, Kızılca Yürür, Koray Çalışkan, Koray Düzgören, Mahir Günşiray, Mahmut Alınak, Mebuse Tekay, Mehmedi Aktoprak, Mehmet Ali Kılıçbay, Mehmet Arif Koçer, Mehmet Atak, Mehmet Bekaroğlu, Mehmet Tarhan, Mehmet Tursun, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Mehveş Evin, Melek Ulagay Taylan, Meral Dervişoğlu, Meral Tamer, Mesut Yeğen, Misak Hergel, Mualla Kavuncu, Murat Çelikkan, Mustafa Arısüt, Mustafa Kaplan, Müjgan Halis, Naim Dilmener, Nazar Büyüm, Nebahat Akkoç, Necdet İpekyüz, Necmiye Alpay, Nedim Saban, Nil Mutluer, Nurcan Umut, Ohannes Kılıçdağı, Orhan Pamuk, Oya Baydar, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Özlem Yağız, Pakrat Estukyan, Raffi A. Hermonn, Rıdvan Akar, Rober Koptaş, Rojin Ülker, Roni Marguiles, Sarphan Uzunoğlu, Seçkin Yasar, Sedef Ecer, Selami İnce, Selda Şen, Selma Sarıcı, Sema Moritz, Sennur Sezer, Serdar M. Değirmencioğlu, Sevin Okyay, Seyda Selek, Sina Akyol, Suphan Erkan, Suzan Samancı, Şafak Pavey, Şahika Yüksel, Şanar Yurdatapan, Şeyhmus Diken, Şirin Tekeli, Tahsin Yeşildere, Taner Akçam, Tarhan Erdem, Tarık Beyhan, Tarık Günersel, Teodora Doni, Tilbe Saran, Tuba Çandar, Turgut Tarhanlı, Tülin Özen, Ural Aküzüm, Ümit Aktaş, Ümit Biçer, Ümit Fırat, Ümit Kıvanç, Verda İrtiş, Yaprak Zihnioğlu, Yalçın Yusufoğlu, Yankı Yazgan, Yaşam Kaya, Yasemin Öz, Yıldız Ramazanoğlu, Yusuf Eradam, Yüksel Selek, Zeki Kılıçaslan, Zeynep Avcı, Zeynep Direk”