Fıratnews: Tutuklu aileleri ‘Vicdanınıza sahip çıkın’

Taksim direnişçilerine yönelik olarak 18 Haziran günü gerçekleşen operasyonda tutuklanan Yoldaş Aydın, İmran Aydın ve Dinçer Ergün’ün ailelerinin görüşü ortak: AKP, bu tutuklamalarla isyanın intikamını almak istiyor. Taksim direnişi için “Halkın vicdanı” diyen aileler, tüm Gezi direnişi tutsaklarının özgürlüğüne kavuşması için başlattıkları kampanyaya destek istedi, “Vicdanınıza sahip çıkın” dedi.

gezi-tutsaklari

Taksim direnişine katıldıkları için tutuklanan ODTÜ öğrencisi ve Sosyalist Gençlik Derneği üyesi Yoldaş Aydın’ın babası Fethi Aydın, Plato Meslek Yüksekokulu Sinema Bölümü Okulu öğrencisi İmran Aydın’ın ablası Evrim Aydın Çınar ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) MYK üyesi Dinçer Ergün’ün eşi İsminaz Ergün, ANF’ye konuştu.

Yaşadıkları mağduriyeti anlatan aileler, Gezi Tutukluları Aileleri olarak bir araya geldiklerini, tutukluların serbest bırakılması için bir kampanya başlattıklarını anlattı.

‘HÜKÜMET GÜNAH KEÇİSİ ARAMAK İSTEDİ’

Yoldaş Aydın’ın babası Fethi Aydın, oğlunun Gezi Parkı eylemlerine katıldığı için tutuklandığına dikkat çekti, “Hükümet, milyonlarca insanın sokağa çıkmasından rahatsızlık duydu. Günah keçisi aramaya başladı. Ardından da baskınlara, gözaltılara ve tutuklamalara başladı” dedi.

Evde yapılan aramada İbrahim Kaypakkaya ve Mahir Çayan’ın kitaplarına el konulduğunu, daha sonra bu kitapların kendilerine teslim edildiğini hatırlatan Baba Aydın, “Taksim Direnişi dışında başka bir neden görmüyorum” diye konuştu.

‘TAKSİM DİRENİŞİ HALKIN VİCDANIDIR’

Taksim direnişi için “Halkın vicdanıdır” diyen Baba Aydın, şöyle konuştu: “Bu direnişin içinde olmak gerekiyor. Ben de oldum. Tekçi zihniyete karşı halkın isyanıydı. Aslında böyle bir direnişin içinde yer almamak suçtur.”

Tutuklamaların ardından Gezi Direnişi Tutukluları Aileleri olarak bir araya geldiklerini dikkat çeken Fethi Aydın, “Aileler olarak sesimizin herkes tarafından duyulmasını istiyoruz. Bütün tutuklu ailelerini bir araya getirmek istiyoruz. Suç duyuruları yapacağız. Ankara’ya gittik. Ancak sesimizi daha çok duyurmamız gerekiyor. Çocuklarımızın serbest bırakılması için her Cumartesi günü saat 17.00′de Galatasaray’da buluşacağız” diye konuştu.

‘HZ. ALİ RESMİNİN BİLE FOTOĞRAFINI ÇEKTİLER’

Plato Meslek Yüksekokulu Sinema bölümü Okulu öğrencisi İmran Aydın da, 18 Haziran günü Ataşehir’deki evi basılarak kelepçeli bir şekilde gözaltına alındı, tutuklandı.

Aydın’ın ablası Evrim Aydın Çınar, o günü şöyle anlattı:  “Hz. Ali’nin duvarda asılı fotoğrafını indirmişler, ‘Bu kim?’ diye sorup fotoğrafını çekmişler. Kardeşimin baza yatağını kırdılar, her yeri karıştırdılar. Telefonlarımıza, laptopa, İmran’ın basın kartına el koydular. Annem, puşi takar. Annemin puşisini bile almaya kalktılar. Engel olduk.  Evden çıkarken, kardeşimin ayakkabısını bile giymesine izin vermiyorlar. Zorla giyiyor kardeşim ayakkabısını.”

İmran Aydın’ın gözaltında tutulduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ilk gün kardeşiyle görüşmesine 10-15 dakika izin verildiğini ancak bu görüşmenin de sorguya dönüştüğüne dikkat çeken Aydın Çınar,  “Hatta, ‘ESP’nin avukatlarını tutmayın. Devlet size avukat bulur’ diyerek bizi avukatlarımızla karşı karşıya getirmeye çalıştılar” dedi.

Kardeşinden zorla tükürük örneği alınmak istendiğini hatırlatan Evrim Aydın Çınar, “Kelepçeleyerek adli tıp doktoruna götürüyorlar. Zorla tükürük örneği alıyorlar. Bu da bir işkencedir” dedi.

Aydın Çınar, dosyaya “gizlilik” kararı konulduğu için “iddianameyi beklemek zorunda olduklarını” söyledi, “Bir de gizlik tanık diye bir şey çıkarmışlar. Bu da kesin polis komplosu” diye konuştu.

‘5 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUMLA BİRLİKTE BEN DE ORADAYDIM’

Kendisinin de Gezi Parkı direnişine katıldığının altını çizen Evrim Aydın Çınar, “5 yaşındaki çocuğumla birlikte ben de oradaydım” dedi.

“Bu, AKP’nin 10 yıllık iktidarına karşı halkın isyanıdır” diyen Aydın Çınar, şunları söyledi: “Hükümet, özgürlüğümüzü elimizden almak istiyor. Kürtaj hakkımı ortadan kaldırmak istiyor. Benim bir çocuğum var. Kaç çocuk yapacağıma Başbakan karar vermek istiyor. 4+4+4 Eğitim Yasası’nı çıkardı. 5,5 yaşında çocuklarımızı okula göndermemizi istiyorlar. Çocuklarımızı göndermek için okul bulamıyoruz, okulları imam hatip lisesine çevirdiler. Taksim, bütün bunlara halkın isyanıydı. Sadece sosyalistler, devrimciler yoktu. Türbanlılar, Kürtler, çevreciler, kadınlar herkes oradaydı. Şimdi devlet bu isyanın faturasını, bu çocuklara kesmek istiyor. Ama buna itiraz etmek için, yakınlarımızın özgürlüğüne kavuşması için her Cumartesi günü saat 17.00′de Galatasaray’da buluşuyoruz. Herkesi bekliyoruz.”

‘UZUN NAMLULU SİLAHLAR BAŞIMIZA DAYANDI’

Ezilenlerin Sosyalist Partisi MYK üyesi Dinçer Ergün de, Taksim direnişinde yer aldığı için tutuklandı.  Ergün’ün eşi gazeteci İsminaz Ergün, baskın gününü şöyle anlattı: “Gezi direnişinin ardından düzenlenen operasyonda bizim de evimizi, çok sayıda polis bastı. Ellerinde uzun namlulu silahlar vardı. Sabah 05.00′de kırılmak istercesine kapımızı çalan polisler, beni ve eşimi yere yatırdı, uzun namlulu silahları kafamıza dayadı. Birkaç saat süren arama adı altında yapılan talanın ardından Dinçer’i gözaltına aldılar.”

Taksim direnişinin halkın “onur ve özgürlük isyanı” olduğunun altını çizen Ergün, “Bu operasyonlar, AKP Hükümeti’nin öç almak amacıyla gerçekleştirdiği operasyonlardır” dedi.

AKP’nin Gezi direnişinde sokaklara sığmayan halkın öfkesini bastıramadığı için ayaklanma içinde yer alan sosyalistleri hedef aldığına dikkat çeken Ergün, şöyle konuştu: “Sosyalistleri gözaltına alarak, işkence yaparak ve tutuklayarak topluma, gözdağı verilmek istenmiştir. Ancak, Gezi direnişi birçok şeyi değiştirdiği gibi halktaki korku duvarlarını da yerle bir etmiştir. Halk, ‘marjinaller’ denilerek gözaltına alınan ve tutuklanan sosyalistleri, direnişçileri savunarak, sokaklardaki direnişi sürdürerek AKP’ye yanıtı vermiştir.”

Ergün de, Gezi Tutukluları Aileleri olarak, her Cumartesi günü saat 17.00’de Galatasaray’da buluşacaklarını duyurdu, “Taksim direnişi, halkın vicdanı oldu. Tutuklular da halkın vicdanıdır. Vicdanımıza sahip çıkalım. Taksim direnişi, dayanışma ve birlikte mücadele ile neler yapabileceğini gösterdi. Dayanışma ve birlikte mücadele ile tutuklanan tüm Taksim direnişçilerinin özgürlüğüne kavuşmasını sağlayabiliriz” dedi.

Ruken Adalı
12 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; firatnews.com