Radikal: Sayın Valim “Gezi’de bomba sesleri, gaz kokusu ve TOMA vızıltısı var, arz ederim”

Sabahın 09.00′u, Parktayım. İnsanlar neye uğradıklarını şaşırmışlar ama sukuneti de elden bırakmamaya çalışıyorlar. Bazıları hala uyuyor, uyananlar iştahsız kahvaltılarını ediyorlar. Meydana yapılan müdahale herkeste tedirginlik yaratmış…

gezi-gaz

Gezi Parkı ’ndan dışarıya bakıyoruz. Manzara şu: Taksim’den Harbiye’ye doğru olan yolda koca bir barikat. Arkasına onlarca basın mensubu geçmiş. Hepsi kayıtta, hepsi fotoğrata. Basının arkasında 40’a yakın polis var. Hemen barikatın önünde ise sekiz hadi iki de bizden olsun en fazla 10 genç. Polise doğru taş atıyorlar. Polisler ise biber gazı. Ve ilk çuvaldızı kendimize batıralım da, bu utançtan kurtulalım. Ber meslektaşım bile dönüp arkada polis ne atıyor diye bakmıyor, hepsinin kamerası, eylemcilere dönük. Gezi Parkı’nın içinden, “Arkadaşlar buraya gelin, taş atmayın, taş atmayın” diye bağırışlar yükseliyor. Bir iki dakika sonra onlar da taş atmayı bırakıp ara sokaklara giriyorlar. Hemen ellerinde yangın tüpleriyle parktan çıkanlar, yerdeki alevleri söndürüyorlar. Taksim çiçekçilerinin olduğu yerdeki barikat ise iş makinalarıyla kaldırılmaya çalışıyor, önünde bir TOMA bekliyor.

ÇADIRLAR UYANIYOR
Sabahın 09.00’u, Parktayım. İnsanlar neye uğradıklarını şaşırmışlar ama sukuneti de elden bırakmamaya çalışıyorlar. Bazıları hala uyuyor, uyananlar iştahsız kahvaltılarını ediyorlar. Ama elbette, Taksim meydana yapılan müdahale herkeste tedirginlik yaratmış. Biz parkımızı koruyoruz, buradan ayrılmayalım diyenler, çadırlarının önünde oturuyor. Yan çadırlarda uyuyanları uyandırmak istiyorlar, herhangi bir müdahaleye karşılık. İnsanlar tedirgin ama sakin. İçeriye hafiften biber gazı geliyor. Gene de mutfakta yemekler yapılmaya devam.

VALİ TWEET ATMIŞ!
Çocuklar aralarında konuşuyorlar, Vali tweet atmış, sadece AKM ’deki pankartları kaldıracaklarmış, kimseye bir şey olmayacakmış diyorlar ama tereddütler çok yüksek. Vali’ye pek güvenemiyorlar. Çünkü daha önce de Vali sözler vermişti, ama tutulmamıştı. Başbakan’a ise güven sıfır. Hatta bunun bir provokasyon olduğunu, şu anda Taksim’de yaşananların bir “devlet tiyatrosu” olduğunu neredeyse herkes tekrarlıyor. Demeye kalmadan Taksim tarafından bomba sesleri ve ağır gaz geliyor Gezi’nin içine. Herkes birbirine maske, sıvı talcid yardımında.

İNSAN ZİNCİRİ
Revire yöneliyoruz, doktora, hemşireye ve sağlıkçılara ihtiyaç olduğunu söylüyorlar. Dışarıdan bomba sesleri geliyor, noluyor demeye kalmıyor, gazdan bayılanlar, nefes alamayanlar taşınıyor revire doğru. 1-1.5 saattir sürekli gaz bombaları yağrılıyor, Taksim’in çeşitli yerlerine. Elbette su da yoğun bir şekilde kullanılıyor. Saat 13.30’da ayrılırken, önümden “gazdan ağır etkilenmiş” ve biri de başında kanamayla sekiz kişinin ambulanslara bindirilip hastanelere sevk edildiğini görüyorum. Hafif yaralananları, bizi öldürecekler diye bağıranları sayamıyorum bile. Taksim’den bomba sesleri geliyor, ilerlemeye çalışıyoruz, insanlar birbirine talcid sıkıyor. Ne yapmaya çalışıyor bunlar diye herkes birbirine soruyor, ama cevap tabii ki yok! Parktakiler aralarında “TOMA’ların etrafında insan zinciri oluşturmaya” karar veriyorlar ve ilerliyorlar. Herkes maskesini giysin, çok dikkatli olun uyarıları gırla.

POLİS HİÇ ÇEVİK DEĞİL!
Taksim merdivenlere doğru ilerlerken, 50’li yaşlarda iki “teyze”ye karşılaşıyoruz. Gazı yedikten sonra kenara oturmuşlar soluklanıyorlar. Birisinin elleri kınalı, birisinin başı bağlı. İyi misiniz, içeriye doğru biraz ilerleyin, orada biraz daha nefes alırsınız diyoruz, “Allah sizi korusun çocuklar, biz çok kötü şeyler gördük ama şimdi anlıyoruz biz çok iyi günler yaşamışız, çok güzel günler. Böylesini hiç görmedik, allah yardımcımız olsun!” Amin deyip ilerliyoruz. Taksim meydanında çocuklar Taksim Anıtı’nın etrafına konuşlanmış polisin ve Gümüşsuyu’ndan Sıraselviler’e doğru dizilmiş TOMA’ların etrafına insan zinciri oluşturmuşlar. Arada ambulanslara yol vermek için açılıyorlar. Ortalık sakinleşiyor. Bir bekleyiş başlıyor, polisler de de göstericilerde de. Bundan sonra bir şey olmaz demeye kalmıyor ki, polis kurulan insan zincirine gaz atmaya başlıyor. Elbette suyu da eksik etmiyor. Merdivenlerdeki herkes Gezi’nin içine koşuyor. Herkes birbirine “sakin, sakin, sakin” diye bağırıyor. Polisin umarız “isabetsiz” ve yine umarız “rastgele” atışlarından dolayı Gezi Parkı’nın da içine gaz bombaları düşüyor. Gençler, çoğu çıplak elle alıp, dışarıya atıyorlar ama “polis gerçekten hiç çevik değil” bugün.

YALAN SÖYLÜYORLAR

TOMA’lar Gümüşsuyu’na doğru ve AKM’nin önünde konuşlanıyor. Gençler gidip TOMA’ların önüne oturuyor. AKM’nin önünde ise polis oturuyor. Karşılıklı bekleme hali. LBGT’ler gökkuşağı bayrağıyla önlerinde. Bir jonglör elindeki limonlarla hem polislere hem de yerde oturan eylemcilere gösteri yapıyor, TOMA’nın önünde. Alkışını alıp, TOMA’yı da selamlayıp ayrılıyor. Bekleme devam ediyor. Bir araçtan uyarı geliyor: “Müdahale yapmayacağız.” Birisi “Valin de yalan söylüyor sen de” diye bağırıyor. Sözü biter bitmez gaz bombası, ses bombası, renkli ve renksiz sular birbirine karışıyor.

Tekrar Gezi’nin içine geçiyoruz. İnsanlar bekleşiyorlar, kızgınlar ama itidali elden bırakmıyorlar! Sadece dışardan ya da Gezi Parkı’nın girişinden gelenlere Talcid’li su yardımı yapıyorlar. Ama endişe de var, Taksim karıştı, buraya da girecekler. İki dakikaya kalmıyor, isabetsiz ve hedefsiz bombalar çadırların arasına düşüyor. En az üç tane bomba sayabiliyoruz, ama kargaşada diğer tarafları göremiyoruz. Revire doğru gazdan etkilenenler taşınırken, revirden ambulanslara yaralılar taşınıyor. Bir taraftan da içeriye doğru gelen polisi alkışlıyorlar. Bir ses geliyor: “Bunlar hepimizi kazımak istiyorlar burdan, Vali de Başbakan da yalan söylüyor!”

ELİAÇIK: MESCİDİ YIKTILAR
Gazeteye dönmek üzere araca binince, twitter ’dan Taksim Dayanışması’nın saat 19.00’da Gezi’de buluşma çağrısını ve “Dindar gençlik yetiştireceğiz” diyen Başbakan’ın polisinin en acayip hareketini okuyorum. İhsan Eliaçık’ın tweet’inden: “Mescidi yıktılar.”

Nazan Özcan
11 Haziran 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; radikal.com.tr