Polislerle konuşma, diyalog kurma, düşüncelerini dinleme ve onlara kitap okuma etkinliği

18 Haziran 2013 tarihinde Jenia Suponeva ile birlikte gerçekleştirdiğimiz 10 tane polisle 1 saatlik konuşmamızın tam metni :

Fadi Akbaş : Abi selamlar herkese iyi günler. Sizin bir kardeşiniz olarak elimde ki kitaptan 1 sayfa okuyup, sizinle paylaşım yapmama izin verir misiniz? Ben bir iletişimciyim ve düşüncelerinizi çok merak etmekteyim…

1. Polis: Ya kardeşim kaç gündür binlerce kitap okudular yüzümüze. Yeter artık. Sağol hadi durma burda.

2. Polis: Kitap ne idi merak ettim?
Fadi ve Jenia : Lev Tolstoy – Çocuk Gibi Olun

2. Polis : Ya Türk yazar yok mu bu ne kardeşim yok istemiyoruz.

3. Polis : Dur dur okusunlar alıştık zaten. Gel buyur otur kardeşim şuraya oku ama mesai bitiyor acele et biraz.

Fadi : Tamamdır. Teşekkür ederim. (Başladım okumaya, her bir satırda hepsinin yüzü kıpkırmızı oldu ve çekim yapmadan bu diyaloğu kurmamıza razı oldukları için, kayıt altına alamadık. Okumam bitti ve tartışma faslına geçtik.) Samimiyetle söylemenizi istiyorum. Gerçekten bu olaylara bakışınız nedir? Burada provakasyonlara karışmadan, yakıp, yıkmadan, bu eylemi bizler gibi kitap okuyarak başlatan insanlara karşı yapılan bu sertçe müdahaleyi doğru buluyor musunuz? Bizim o meydanlarda sizin içinde direndiğimizin farkında mısınız?

4. Polis : Kardeşim iyi diyorsun da çevreciyiz diyorsunuz, her yeri yakıp yıktınız. Bölücü örgütlerin içlerinize girmesine, bölücü bayraklar açmalarına sebep oldunuz. Her yere bir sürü parti ve bölücü grupların resimlerini yazılarını yazdınız. Siz engelleyemediğiniz için biz engellemek zorunda kaldık. Bunda abes bir durum yok bizce.

Fadi ve Jenia : Peki bu açıklamanla biz ve bizim gibilerin bölücülük yapanları, çevreye zarar verenleri uyardığımızı, engellediğimizi kabul ediyorsunuz o zaman?

5. Polis : Evet ama siz yetersiz kaldınız, aranıza giren bölücülere tepki gösteremediniz. Biz girdik devreye.

Fadi : Peki abi son müdahalede ben revire yaralı taşırken polisten izin istediğim halde kolumda yaralı varken neden tekme tokat müdahale ettiler bana? Bu mu sizin ayrıştırmanız?

3. Polis : Teşkilat içerisinde kendini bilmez, zorba ve kaba insanlar dolu. Bunu kimse inkar edemez. Ön saflara sürülen insanların psikolojileri çok yıpranmış durumda. Bu yanlış bir şey sana öyle yapmamaları lazımdı. Peki sen kardeşim sen turiste benziyorsun nerelisin?

Jenia : Evet Ukraynalıyım. 10 senedir burada yaşıyorum. Bu toprakları bu ülkeyi çok seviyorum. Bu haklı direnişte de arkadaşlarımın, haklı olanların yanında durmaktan gurur duyuyorum.

5. Polis : E kardeşim sizin ülkede yok mu eylem meylem gitsene oraya burada ne işin var bide sizle mi uğraşıcaz?

Jenia : Var tabi ki. Orada da bu tarz durumlar mevcut. Ama ben bu ülkeyi çok seviyorum ve yanlışlarını düzeltebileceksem burada kalmak istiyorum.

5. Polis : Valla böyle düşünüyorsan helal olsun sana kız.

Fadi : Peki abi hiç düşünme ya da sorgulama imkanınız yok mu? Yani yaptığınız bu müdahalelerde vefat eden 3 sivil 1 polis 4 kişi var. Yedi binin üstünde yaralı var. Bunlar olmadan bu işler çözülemez miydi?

6. Polis: Ya ne sallıyorsun sen bu muhabbet iyice b.ka sardı saçmalamayın ne ölüsü ya biz ölü filan bilmiyoruz saçmalamayın sinirlendirmeyin bizi. Şehit oldu arkadaşımız bir tek onu biliyoruz. Ne ölmesi kimse ölmedi. Gittin gözlerinle gördün mü? İnsanları kandırmayın. (Jenia’da bende şok içindeydik. Polis memurları ne ölü haberlerini, ne yaralı sayısını bilmiyordu. Bunların oyun olduğunu zannediyorlardı. Ve inanmak istemiyorlardı.)

Fadi : Abi şaka yapıyorsunuz heralde ? İsterseniz verin mail adreslerinizi objektif kaynaklardan sizlere bilgi vereyim. İsim, şehir, aile bilgilerine kadar vefat eden kardeşlerimizin haberlerini göndereyim. Hatta cenaze taşınırken bile yapılan müdahalenin resimleri, videoları mevcut.

7. Polis(Komiser): Kardeşim kandırmayın insanları. Ben üniversite mezunuyum. Ölü filan yok.

Fadi ve Jenia : Mail adresinizi alalım ve size ulaşalım? Bakın biz size bilgilerimizi vermekten korkmuyoruz. (Hiç biri iletişim kurmamıza yanaşmadılar. Gerçekleri görmek sanırım korku verdi.)

Jenia : Elinizde ki joba bakabilir miyim?

2. Polis : Al tabi al. Acıtmıyor ya bu bir şey yapmaz. Abartıyorlar al kendin bak. (Jenia jobu aldı çok hafif bir darbeyle refleks olarak koluna vurdu. Ve hala kolu kızarık.)

Jenia : Acıtmıyor mu? Bu müdahalelerde sadece job darbesiyle hastanelik olanları nasıl görmezsiniz? Binlerce yaralı var birebir müdahale ettiğiniz. Bir sürü arkadaşım var hepsinin vücutları mosmor.

2. Polis : … (cevap yok.)

8. Polis : Kardeşim yeter, bizim kültür seviyemiz yüksektir. Kitap okumaya ya da tartışmaya gerek yok. Hadi arkadaşlar dağılalım. Mesai bitti. Yarın 8′de tekrar burdayız.

Fadi : Bir dakika abi. Bir kere kültür seviyemiz yüksek diyorsanız bu kültürsüzlüğünüzün ispatıdır. Kitap okumaya ya da tartışmaya gerek yok demek ben hatalardan kaçıyorum demektir. Soruyorum sen neden buradasın abi?

8. Polis : Sen kız arkadaşınla rahat rahat el ele gez diye. Ayrıca benim işim bu. Ben ekmek parama bakarım, alnımın teriyle de kazanıyorum.

Fadi: Ben yaptığınız orantısız ve haksız müdahaleler yüzünden kız arkadaşımı kaç kere hastahaneye götürdüm. Bu mudur bizi koruma şekliniz? Yani kısaca ben bu işi para için yapıyorum, o yüzden burdayız diyorsun?

8. Polis: Aynen öyle ben parama bakarım, işim bu, param için burdayım.

Fadi: İşte bu farkı görmek istemiyorsunuz. Siz para için burdasınız ben, Jenia ve bizim gibiler ise ‘düşüncelerimiz’ için buradayız. Ve düşüncelere paha biçemezsiniz.

8. Polis : … (hızla uzaklaştı ve servis aracına bindi.)

9. Polis : Kardeşim şimdi sen bu kadar güzel iyi konuşuyorsun bizimle korkmadan geldin muhabbet ediyorsun. Tamam anlattığınız kadar da zaten sizin eyleminiz çok mantıklı peki sen şimdi tekrar şu duranların yanına gidip o eyleme katılacak mısın? (o arada AKM önünde durma eylemi devam etmek idi. Ve ben cevap vermeden olaya noktayı koyan 10. Polis geldi.)

10. Polis : Tabi ki gidecek kardeşim. Bu insanların kimseye zararı yok ! Bak biz içimizde bunu ayırt edemiyoruz. Lan duran adamın kime ne zararı olur. Bunu içinde çözdüğün zaman anlarsın hatayı. Ben size bu olaylar başlamadan aylar önce zaten her konu hakkında sıkıntıları söylemiyor muydum. Sizde hak veriyordunuz. İşte bu da onlar gibi bir durum. (Biz kenarı çekildik ve iki polis memuru kendi aralarında öyle bir tartışmaya tutuldu ki. Münazara ortamı oluştu. Ve bize dönerek.) Siz ve sizin gibiler çok güzel şeyler yapıyorsunuz kardeşim. Her yerde olduğu gibi bizim içimizde de çok yanlış düşünen, cahil, vicdansız insanlar mevcut. Sizi uzaktan izledim ilk olarak başka polislerle konuşmak istediniz ve sizi kovdu değil mi? Bakın işte size örnek bu onların ayıbı. Ama biz de emir kuluyuz. Ve yaşanılanları sorgulama gibi bir yetkimiz yok. Söylerler yaparız.

Fadi ve Jenia : Biz sizin adınıza da bu hataları ve sıkıntıları bu bozuk sistemi sorgulamak için meydanlardayız abi. İçiniz rahat olsun.

10. Polis : Teşekkür ederiz kardeşim bunun bilincindeyiz ama keşke herkes bizim gibi düşünse. Dikkat edin kendinize. Olaylara karışmayın. Ne zaman isterseniz gelin konuşalım görüşelim. Servisi kaçırmayayım ben. Bu arada kitabın ismi ne idi?

(Böylece bir saatlik konuşmamız tamamlandı. 4 Polis memuru kitabın ismini istedi ve okuyacaklarına dair söz verdiler. Bu hayatlarımızda hiç unutamayacağımız bir anı oldu. Biz azimle, istekle ve korkmadan, Polislerle Konuşma, Diyalog Kurma, Düşüncelerini Dinleme ve Onlara Kitap Okuma Etkinliği’mize devam etmekteyiz.) Teşekkürler. Lütfen paylaşınız!”

19 Haziran 2013
Kaynak: Facebook

    This post is also available in: İngilizce