BirGün: Sandığın arkası güvenli mi Tayyip? – Bilge Seçkin Çetinkaya

Buyurmuşlar ki twitter denen bela ve sosyal medya denen illet üzerinden halkı isyana teşvik edenler soruşturulacakmış. Gezi parkı twitleri ve beyanatları araştırma komisyonu görev başına birader. Soruşturulsun efendim. Benim aklımda bir kaç isim var mesela. Öncelikle İstanbul halkını topyekun mutsuz eden Avni Mutlu soruşturulsun. Makamına ve mevkiinin getirdiği sorumluluğa uygun düşmeyen şekilde kamuoyunu yanıltacak beyanatlar vermedi mi? Müdahale edilmeyecek demedi mi? Ihlamur kokusu falan diye sevgi böcüğü mesajları atmadı mı? Göz göre göre böyle yalan söyleyip hepimizi provoke etmedi mi? Sonra çat! İdarecisi olduğu mülki birimde ki bu İstanbul oluyor topumuza gaz ile haşerat muamelesi yapılmadı mı, başımızda fişeklerle hedef alınmadı mı, revirlerimiz basılmadı mı? Ya hangisine inanalım birader? En imanlımızı en naifimizi baştan çıkardılar. Hani bu şehrin bir büyükşehir belediye başkanı vardı. Neydi adı? Topbaş. Hatırladınız mı? Kışla- AVM-Park-tretuvar-Müze diye geveleyip durmadılar mı Tayyip paşa ile beraber. Hangisi hangisi hangisi diye gözlerimiz belermedi mi? Ha! sahi polislere o emri kim verdi bi de onu soralım bakalım. Kim dedi ezin başlarını diye? Emniyet müdürü Çapkın, Vali Mutlu, İçişleri Bakanı Güler. Sizde bir miktar şahsiyet var mı acaba. Yoksa Recep de Tayyip mi her zaman. Her açıklamasında abartmıyorum on bin kişi daha sokağa indi. Bence sebep olan kibirli provokatör ödesin zararı. RTE ödesin. Mayıs ayında iş cinayetlerine kurban giden 114 işçiden biri gibi işini yaparken hayatını kaybeden Mustafa Sarı’nın da verdiğiniz emirleri-itiraf edelim biraz heveslice yaparken-onca zırhına rağmen yaralanmayı başaran diğer polislerin de, bu polisler tarafından öldürülen gencecik kardeşlerimiz Ethem’in de, Mehmet’in de , Abdullah’ın da yaralanan bundan sonra sakat kalan tüm yurttaşların da vebali ve sorumluluğu üstünüzedir. Yoksa Dicle kenarında kuzu edebiyatı yapmak kolaydır. Tüm bunların ardından bir adet sivil polisi kamuoyunun önüne atarak kurtulabileceğinizi hiiç düşünmeyin.

Sen RTE kaç gündür “camide içki içildi, başörtülü bacılarımıza saldırıldı” dedin durdun. Kendi sularından yüzmenin, seçmeninin alışık olduğun eski sinir uçlarına oynamanın rahatlığı içinde geriniyorsun. Vali Mutlu ile beraber tehlikeli sulara girdiniz. İddianız o ki göstericiler silah kullandı. Bu iddialardan herhangi birinin gerçeklikle en ufak bir ilişkisi olsaydı bunlar hakkında konuşmak için yalnız ağız adlı uzvunuzu kullanmayacağınızı hepimiz biliyoruz. Haber verelim ki Gezi Parkı sonrası memlekette o sular bildiğin sular değil. Memleketi yönetmenin ideal bir yolu olarak başörtülü ile dinsizin, Türk ile Kürdün arasında açmayı başardığınız vicdan uçurumu en azından daha sığ hale geldi. Çivileme yapayım derken kafayı yarabilirsin bizden söylemesi.

Sandık dedin, yüzde elli diye kendini paraladın durdun. En sonunda hesapladın kitapladın ben bu referandumu İstanbul’da yaparsam yırtarım dedin. Dedin ama o sandığın arkası artık eskisi gibi güvenli değil çocuğum. Çık oradan. Zira şimdi İstanbul’un 38 köşesinde bir hayalet bir öcü dolaşıp duruyor. You are scared, arınç you?

Bilge Seçkin Çetinkaya
21 Haziran 2013
Kaynak; birgun.net