BirGün: Gündemimiz plastik, gazımız boldur abiler – Ümit Alan

22 yaşındaki Ahmet Atakan’ın öldüğü gün, Star’ın internet sitesinin manşet haberlerinden biri “Dünyaya 4,4 mesajı” şeklinde. Yeni Şafak’ın sitesinde ise başka müjdeler var.

22 yaşındaki Ahmet Atakan’ın öldüğü gün, Star’ın internet sitesinin manşet haberlerinden biri “Dünyaya 4,4 mesajı” şeklinde. Yeni Şafak’ın sitesinde ise başka müjdeler var. Sabah ise, “Hatay’ı yasa boğan ölüm” diye bahsediyor sitesinde haberden.

Güne korkunç bir ölüm haberiyle uyandıysanız, yazı yazmak çok zor. Yazı yazmanın hiçbir şeyi değiştirmediğini en çok düşündüren anlar bunlar. 22 yaşında gencecik bir insanın daha, bu karanlıkta yitip gittiğini öğrendikten sonra her sözcük anlamını yitiriyor. Bir parça insanlığı olan herkes, böyle anlarda ölen o çocuklardan kaç yaş büyükse o kadar utanıyor. Peki ya utanmayanlar… Bu haftaki Köşe Vuruşu’nda, 22 yaşında bir çocuğun öldürüldüğü gün çizilen pembe tablolardan söz etmek istiyorum . Hayır Ahmet Atakan’ın ölümüyle ilgili haberlerden değil. Aynı gün yapılan diğer haberlerden. Sadece bugün için değil. Gelecekte bugünü araştıracaklar için de.

DÜNYAYA MESAJ HAMASETİ

22 yaşındaki Ahmet Atakan’ın öldüğü gün, Star gazetesinin internet manşetini süsleyen haberlerden birinin başlığı “Dünyaya 4,4 mesajı” şeklinde. Ekonomideki 4,4 büyüme hızımızla dost ve düşmün dünyaya mesaj vermişiz ondan söz ediyorlar. Bir başka manşet haberi ise “Tokyo’dan rövanşı aldık” şeklinde. Borsa İstanbul, Tokyo Borsası’ndan daha fazla büyümüş ona istinaden yapmışlar haberi. Aynı Star Gazetesi 22 yaşındaki Ahmet Atakan’ın polis müdahalesi sırasında ölümünü “Hatay’daki olaylarda 1 kişi hayatını kaybetti” başlığıyla gayet soğukkanlı bir şekilde veriyor. Ne de olsa daha müjdeli haberler var. Böyle sevindirici bir günde, polis şiddeti sonucu yaşananlarla canımızı sıkmayalım.

SEVİNDİRİCİ HABER

Yeni Şafak’ın internet sitesinde ise başka müjdeler de var. Cami-Cemevi projesi için “Kardeşliği bozamazlar” başlığı atmışlar mesela. Gezi direnişinden bugüne yitip giden kardeşlerimizden sonuncusu olan Ahmet Atakan’ın –sanki normal bir kaza gibi- binadan düştüğünü kanıtlama gayretinin yanı sıra. Obama’nın ağzından “Esed’in kapasitesi çocuklara yönelik” başlığı da manşete çekilmiş. Gezi direnişinde ölen ve yaralananların çoğunun yaşlarını düşününce bu başlık da manidar oluyor tabii. Yeni Şafak elbette bir önceki paragrafta bahsettiğimiz gelişmeyi de unutmuyor. “Ekonomide Sevindirici Haber” manşetiyle veriyor büyümeyi. Ortalamaya vurunca, kardeşlik dolu sevindirici bir gün mesajı çıkıyor başlıklarından. Ne güzel.

BAS GAZA TÜRKİYE BAS GAZA

Milliyet gazetesi internet sitesinde “Türkiye ikinci çeyrekte gaza bastı” diye sevince boğuluyor ekonomik büyüme haberiyle. Sabah gazetesi bu gelişmeyi “Büyüme beklentileri aştı” diyerek internet sayfasının manşetinde gördükten sonra, sayfanın en diplerinde bir yerlerde “Hatay’ı yasa boğan ölüm” diye bahsediyor Ahmet Atakan’ın ölümünden. Belli ki Türkiye’yi değil, sadece Hatay’ı yasa boğduğunu düşünüyorlar bu ölümün. Vatan gazetesi Flaş manşetlerinden birinde Adalet Bakanlığı’nın “Ahmet Atakan düştü açıklamasıyla otopsiye giren doktorun arasındaki çelişkiye dikkat çekerken, aşağıdaki manşetlerden birinde müjde veriliyor: “Flaş Flaş Doğum Hızı Yüzde 3’e çıkacak.” Başbakan’ın masasındaki teşvik paketiyle yepyeni çocukların doğacağı da müjdelenmiş oluyor. Tesadüf ya eksilen bir çocuğun yerine belki….

O ÇOCUKLAR…

Bu yazı yazıldığı sırada Ahmet Atakan’ın ölümüyle ilgili haberler çok sıcaktı. Adalet Bakanlığı –dolayısıyla iktidar medyası- Atakan’ın çatıdan düştüğü konusunda ısrarcıydı ama otopsiye giren doktor aynı fikirde değildi. Sizin bu yazıyı okurken ana-akım medyada çıkan haberler, manipülasyonun boyutları konusunda fikir verecek. Onu ayrıca yazarız. Ben bu yazıda, ülkede bunlar yaşanırken, yani gençler bir bir ölürken; pembe tablolar çizmek için gösterilen gayrete dikkat çekmek istedim. Gencecik yaşta ölüp hiç büyümeyecek çocukların nasıl umurlarında olmadığına, bunun yerine ekonomik büyümeye nasıl alkış tuttuklarına, başka coğrafyalarda ölen çocuklara üzülürken gözlerinin önünde ölenlere nasıl kayıtsız kaldıklarına, yaptıkları haberlerin polisin plastik mermisi kadar plastik, gaz bombası gibi gazdan ibaret olduğuna yani… Böyle bir günde belki de nafile, ama birileri kayıt düşse iyi olur sanki… Diğer yandan, birileri de umudu dürtse, umutsuzluğu yatıştırsa… Ama onların yaptığı gibi yalan, hile ve pembe tablolarla değil. Edip Cansever’in “O çocuklar büyüyecek / o çocuklar büyüyecek / o çocuklar… / Bilmezlikten gelme Ahmet Abi” dediği gibi….

Ümit Alan
11 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; birgun.net