Öğretim Üyesi Dr. Özgür Uçkan “Sosyal medyaya sansür için örnek alınan ülkeler Çin, İran, Rusya” diye konuştu.
İçişleri Bakanı Muammer Güler’in Gezi Parkı direnişinin örgütlendiği sosyal medyaya yönelik yasal bir düzenleme yapılacağını açıklaması ve Adalet Bakanlığı’nın sosyal medyaya getirilen yasal düzenlemelerle ilgili dünyadaki örnekleri araştırmaya başlaması internete yeni bir sansür ve ifade özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik bir adım olarak algılandı. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde bilgi ekonomisi, ağ ekonomisi gibi konularda ders veren; pek çok kurum ve kuruluşa bilişim danışmanlığı yapan Öğretim Üyesi Dr. Özgür Uçkan, sosyal medyaya sınırlama yapan ülkeler bulunduğunu, ancak hükümetin bu ülkeleri Avrupa ve Amerika’da bulamayacağını kaydetti. Uçkan, “Hükümetin aradığı örnekler, zihinsel olarak kendisini kardeş hissettiği Çin, Suudi Arabistan, İran, Kuzey Vietnam, Bahreyn gibi ülkeler, biraz da Rusya” diye konuştu.
Rusya hariç, bu ülkelerde her türlü muhalif içeriğin zaten suç olduğu için sosyal medyada da suç sayıldığını aktaran Uçkan, şunları dile getirdi: “Hükümet kendisini bu otokrasilerin kardeşi sayabilir, ama Türkiye bu ülkelerden biri değildir. Sosyal medyaya özel yasa mantığının kendisi antidemokratik. Mevcut hukukumuzda belli içerik suçları vardır. Bunlar da doğrudan şiddet kastıyla kışkırtıcı nefret suçlarıdır. Bu suçlar ister sosyal medyada, isterse bizde olduğu gibi her gün ana akım medyada veya yetkililerin ağızlarından işleniyor olsun, suçtur. Bunları kovuşturmak için özel bir yasaya gerek yoktur. Hükümetin sosyal medyaya özel yasa arayışı, gerçek zamanlı bilgi akışını denetleyemediği, sansürleyemediği sosyal medyayı, muhalif içeriği suç ilan ederek, göz dağı, tehdit ve yıldırma operasyonlarıyla kullanıcıları otosansüre zorlayarak denetleme çabasından başka bir şey değildir. Böyle bir düzenlemenin hem anayasamıza hem de imza koyduğumuz ve iç hukukumuzdan üstün durumda olan uluslararası sözleşmelere aykırı olacağı ise açıktır.”
‘İnternet varsa sosyal medyaya erişilir’
Uçkan, sosyal medyanın devasa bir içeriğin gerçek zamanlı olarak aktığı, sınır tanımayan, gayri merkezi ve etkileşimli bir ortam olduğunu vurguladı. Uçkan, “Sosyal medya nasıl engellenir” sorusuna “Bu ortama erişimi tamamen engelleyebilirsiniz. Mısır’da Mübarek bunu denedi. Ama borsa çökerken muhalifler tweet atmaya devam ediyordu. Yani aslında engelleyemezsiniz ve bu ancak intihar etmek üzere olan bir hükümetin son çaresi olabilir. Çünkü internetten sadece muhalif bilgi değil, borsa verileri, para ve ekonomik değer de akıyor. İnternet varsa sosyal medyaya da erişilir” yanıtını verdi. Uçkan, “hassas” anlarda erişimin hukuksuz olarak zorlaştırılabileceğini ve bunun “teknik sorun” gibi gösterilebileceğini, ancak bunun da alternatif erişim kanallarının bolluğu yüzünden tamamen işe yaramayacağını söyledi. Uçkan, “Ya da bizim hükümetimizin yaptığı gibi kullanıcıları korkutmaya ve onları otosansüre zorlamaya çalışarak denetlemeye çalışırsınız. Ama Gezi direnişinin gösterdiği gibi, insanların korkuları da bir yere kadar” dedi.
‘Denetimi ortak akıl yapar’
Uçkan, sosyal medyadaki dezenformasyonun ancak sosyal medyanın ortak aklı tarafından denetlenebileceğini belirterek, “Gezi direnişi sırasında paylaşılan içeriğin hangisinin doğru hangisinin yalan olduğu kısa sürede ortaya çıkmıştır. Hükümet önce dönsün de aynaya ve yarattığı propaganda medyasına baksın, yalan haber ve kışkırtıcılık arıyorsa” değerlendirmesini yaptı.
Mahmut Ilıcalı
20 Haziran 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; cumhuriyet.com.tr