Birgün: Problemlerinizin en büyük kısmı Başbakanınız

“Gezi’de insanların değişim ve daha iyi bir dünya için kavga etmesinden etkilendik. Orada çok ciddi bir azim, kararlılık ve cesaret vardı. En önemlisi, hareketin başlangıcında fikir ayrılıklarının birleşiminden doğan bir güç vardı”

problemlerinizin-en-buyuk-kismi-basbakaniniz-1

Çok kültürlü ve Dünya’da olup bitenlere kayıtsız kalamayan bir adam Manu Chao. Bir gün akşama doğru arıyorum. Meğer bana ev telefonunu vermiş. Mahallesini anlatıyor o kırık, İspanyol aksanlı İngilizcesi’yle. Biraz da zor anlaşılıyor telefondan. Aramızdaki kilometrelerin hiçbir anlamı yok. Çünkü sanki bir arkadaş sohbetini anımsatıyor cevapları. Gezi eyleminin cesaretinden, Başbakan’dan, üzerinde çalıştığı yeni albümünden ve hayattan bahsediyoruz. Politikayla ilgili cevaplarınıysa önceden Politik Kills (Politika Öldürür) şarkısı sayesinde tahmin edebiliyorum. Sondaki ‘Başarı’yla ilgili soruma cevabındaysa bir hayat dersi alıyorum.
En öncesinde telefonu açar açmaz soruyorum “Size nasıl hitap etmemi istersiniz? Manu mu yoksa Sayın Chao mu?” “Manu, dostum, bana sadece Manu de…”

»Selamlar, nasılsınız? Öncelikle etrafınızı tarif etmenizi istesem ne anlatırsınız? Camdan bakınca neler görüyorsunuz?
Selamlar, çok iyiyim. Barselona’daki evimdeyim. Hep takıldığım barı görüyorum, her zamanki mahallemdeyim. Konuşmamız bitince arkadaşlarımla futbol oynayacağımız sahayı ve bu akşam arkadaşlarımla konser vereceğimiz diğer barı görüyorum. Birbirine sıkı sıkıya bağlı mahalleyi görüyorum. Her renk ve her politik görüşten insanlar var. Hep birlikte olmaktan onur duyuyoruz.

»Ulaşılabilir ve alçakgönüllü olduğunuzu tahmin ediyorum. Dünyanın iyi bildiği sanatçılardan biri olup hiçbir şey yokmuş gibi arkadaşlarla birlikte olmayı tanımlayabilir misiniz?
Bunu hiç düşünmedim. Ama bu benim için çok zor bir şey değil. Günlük hayatımı yaşıyorum. Dünyada pek çok insan beni tanıyor. Müziğimi sevenlerle çok düzgün bir ilişkim var. Yaptığım işe ve fikirlerime saygılılar. Bazen sürekli fotoğraf çektirilmesinden rahatsızım ama sokağımda bu olmuyor. Kişisel olarak ben günlerini sokakta geçirmesi gereken bir insanım. Sana anlattığım sokağım benim evimin bir parçası. Belki de en önemli parçası. İnsanlarla bir şeyler paylaşmak çok önemli.

»Dünyanın tüm çoklu kültürel sokaklarını eviniz kabul ediyor olabilir misiniz peki?
Sanmıyorum, diyemeyiz. Belki de bazı sokaklarda hoş karşılanmam. Ama nereye gitsem dünyanın her yerinde takıldığım sokağı evim kabul ediyorum. Sokakta olmayı çok seviyorum. Evde yemek yapıp sokakta paylaşıyoruz. İlham için buna ihtiyacım var.

»Sanatçı olarak duruşunuzu ve fikirlerinizi bir yerden kopyalamadınız ve kendi kurallarınıza göre yaşıyorsunuz. Bu vizyonu nasıl geliştirdiniz?
Sanırım bunu cevaplayamam çünkü bunu bilmiyorum. Kendi yaptığımı analiz edemem ama yapabilseydim de bu iyi olmazdı. Çok düşünmeden sadece içimden gelenleri yapmak gibi bir psikolojik bariyerim var. Çok düşünme, yap! Bazı müzisyenler bir albümü kaydetmeden önce hatta çok önceden ne yapacaklarını biliyorlar. Bu iyi bir fikir değil. Bence kayıt yapılır ve işin konsepti eğer kafanda bir şey varsa zaten oluşur. Eğlendiğinde ve müzisyenlerin çaldığını dinlerken mutlu olduğunda iş tamamdır. Çok düşünmeye gerek yok. İnsanların neyi istediği de çok önemli değil. Sen mutluysan…

»Yani size göre müzik yapmak organik bir şey, formülü yok…
Buna cidden çabalıyorum. İçimdeki çocuğu ortaya çıkarıp şarkılarımda onu kullanıyorum. Çünkü çocuk istediği şeyi yapar istemediğini yapmaz.

»Üç, dört dilde şarkılarınız var. İspanyolca, İtalyanca, İngilizce vs… Bir şarkının ruhu veya fikri, söylendiği her dilde aynı mı sizce?
Bence değil. Çünkü söz ve cümle yapıları farklı. Ama ne söylüyorsan söyle önemli olan yazmaktır. Şarkıları yazarken rahat olup içindekini dökmek gerekiyor. Bu çok güzel bir oyun. Ne yazacağını bilemiyorsun. Bazen üç ay hiçbir şey yazamayıp bazen bir günde üç şarkı yazarsın. Ne zaman içinden ne geleceğini bilemezsin ki bu da enteresan bir durum. Akışına bırak ve devam et! Eğer, bundan sonra bir şey yazamayacaksam önemli değil. Çünkü geçmişimde birkaç tane güzel şarkı yaptım ve bu bana yeter. Bununla ilgili strese girmem. Eğer doğal olarak geliyorsa çok güzel. Şarkıları kaydedip melodileri bulmak benim hayatım. 30 yıldır müzik yapıyorum ve tutkuluyum. Rutin kötü bir şey değildir.

»Dünyadaki arayışınız nedir?
Arkadaşım, çok şey arıyorum çünkü pek çok insan için durumlar çok kötü. Sanırım herkes, bu kişisel yolculuğunda mutluluğu arıyor. Etrafındakiler mutlu değilse sen de mutlu olamazsın. Tek başına mutluluk yoktur. Bense mutluluğu değil huzuru arıyorum. Gezegenin her bireyi için huzur istiyorum. En önemli ve en basit şey budur bence. Ve tabii bu herkesin hayalidir ve bence imkânsızdır çünkü; her şey çok karışık, kaotik, kötü ve negatif.

»Franco rejimi ve ailenizle ilgili ne anlatabilirsiniz? Gördükleriniz bir sanatçı olarak bakış açınızı nasıl yönlendirdi?
Annem, dört yaşında Franco rejimi yüzünden İspanya’dan kaçtı. Çünkü büyük babam, o rejimde idam cezasına çarptırılıp öldürüldü. Annem, Fransa’da büyüdü bu yüzden. Ben, rejimi yaşamadığımdan doğrudan bilmiyorum ama Fransa’daki aktivistlerin düzenlediği etkinliklerden biliyorum. Aktivistler ailemle buluşmaya bizim eve gelirdi. Bunlar beni müzikal olarak etkiledi mi tam bilemiyorum ama sosyal hayatımı etkiledi çünkü ailemi hep onlarla görürdüm. Franco’ya ve Arjantin, Brezilya ve Uruguay gibi ülkelerdeki diktatörlere karşı fikirlerini dinleyerek geçirdim çocukluğumu. Elbette etkilenmişimdir.

19manuchao14

»Geçen yıl Gezi eylemleri sırasında bir destek videosuyla yanımızda olduğunuzu belirtmiştiniz. Olanlar hakkında neler düşünüyorsunuz?
Hareketlerin başından beri ilgiliydik. Dışarıdan baktığımızda gördüklerimizden çok etkilendik. İnsanların değişim ve daha iyi bir dünya için kavga etmesinden etkilendik. Çok ciddi bir azim, kararlılık ve cesaret vardı. Bence en önemlisi, hareketin başlangıcında fikir ayrılıklarının birleşiminden doğan bir güç vardı. İnsanlar oraya hareketteki ortaklık için geldiler. Ve bu dünyanın her yerinde böyle olmuyor.  Bazen solcuların eylemleri sönük  ve sonuçsuz kalır çünkü sorun önlerindedir ama kendi içlerinde haklılık savaşına kapıldıklarından esas düşmanı göremezler. Tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki hayatımın çok büyük bir kısmında bu böyle oldu. Daha önce Türkiye’de bu çapta bir şey olmamıştı. Bu eylemin kilit noktası tek vücut olmanızdı.

»Ezeli rakip hatta bazen düşmanlaşan futbol takım taraftarları, solcular, sağcılar, İslamcılar, Ateistler ve Komünistler yan yanaydı. Sanırım en önemli şey de buydu. Siz bu bağlamda baktığınızda nasıl bir yaratıcı enerji gördünüz?
Bu soru aslında bana değil o protestoculara sorulmalı. Protestolardaki inanılmaz yaratıcı hava, onlar sayesinde ortaya çıktı. Sanırım İstanbul’a geldiğimde yeni insanlarla tanışıp onlarla konuştuğumda daha rahat algılayabilirim bu durumu.

Başarı, huzur ve onurda

»Sanatçılar dünyada veya çevremizde olup biten her şeyden herkesi haberdar edip, düşünmeye sevk etmeli midir?
Bence yapmalıyız. Ama bence ‘Sanatçı’ kelimesinin karşılığı ‘Özgürlük’tür. Her sanatçı farklıdır. Hepsinden aynı şeyi yapmasını bekleyemeyiz. Bazılarının tek amacı varken bazıları dünyada olup bitenlerle hiç ilgilenmeyen bu gezegenin dışında yaşayan delilerdir. Ve bu da bir özgürlüktür. Ben, sanatçı olarak kendimi bir gazeteciden farklı görmüyorum. Çevremizde olan biten ve kafama takılan her şeyden bahsetmek istiyorum. Ve tabii ki, bu konulardan bahsederken duraksamadan hemen politikaya bakmamız gerekiyor çünkü; her problemde onunla karşılaşıyoruz. Elbette, Ay’ın arkasındaki güzel kadınlardan bahseden sanatçılara da saygı duyuyorum.

»Türk politikası hakkında bilginiz var mı?
Çok basit şeyleri biliyorum. Bildiğim ve düşündüğümden daha karışık olduğunu tahmin edebiliyorum. İçinde pek çok akım ve yönelme var. Türkiye, çok kültürlü coğrafyası ve halkların farklılığıyla çok etkileyici.

»Peki ya Başbakanımız hakkında bir şeyler biliyor musunuz?
Tabii ki. İki yıl önce gelmiştim. Bence problemin en büyük kısmı kendisi. Tabii ki problemin doğrudan kendisi mi değil mi yeterince bilemiyorum. Bunu en iyi Türkiye halkı bilir. Geldiğimde bunu da öğrenmek istiyorum. Tüm iyi dileklerimi Türkiye’de sosyal ve politik vizyonu değiştirmeye çalışanlara yolluyorum.

»Yeni albümünüz için uzun zamandır bekliyoruz. Ne zaman yayınlayacaksınız?
Çok üzgünüm ama bilemiyorum. Vaktimin büyük bir kısmını konserlerle ve ekranın önünde şarkıları mikslemekle geçiriyorum. Pek çok yeni şarkım var ama son zamanlarda tembelleştim, bundan dolayı da dinleyicilerimden özür dilerim.

»Yeni şarkılarınızı duymak istediğimiz bir gerçek…
Yeni şarkılar orada duruyor. Şöyle ki bizim konserlerimiz de albümlerimiz gibi organiktir. Sözler ve çalımlarımız değişebilir. Ve hatta konserlerde yepyeni albümlenmemiş şarkıları çalabiliriz. İnsanlar görüntüsü berbat olsa da bunu kaydedip internete koyuyor. Ertesi günlerde gittiğim 3000 km uzaklıktaki yerlerde bu yeni şarkıların sözleri ezbere bilinmesi mutluluk verici. Hatta son İstanbul konserimde daha önce yayınlanmamış şarkılarımı seyirci benimle birlikte söyledi. Bu inanılmaz ve çok doğal gelişen bir şey. İnsanlar yeni albüm istiyorlar ama ben dediğim gibi biraz uzağım şu anda bundan.

»Daha önce İstanbul’da çaldınız. Cumartesi akşamı vereceğiniz konserdeki kitlenizden bir şey bekliyor musunuz?
Evet daha önce çaldım ama kitleden bir şey beklemek istemiyorum. Sadece çalacağım için çok heyecanlıyım. Bu dünyanın her yerinde aynıdır. Konserden öte İstanbul’a geleceğim içinse yüzde 1000 daha heyecanlıyım. Şehri çok seviyorum. Bana her zaman duygu veren bir şehirdir. Çok kişisel ama ne zaman İstanbul’a gelsem karışık kültürlerle karşılaşıyorum. Her sokak yeni bir hikâye benim için.

»Belki şehre yeniden gelmek size yeni şarkılarla ilgili ilham kaynağı olur…
Belki de… Rio De Janeiro, New York’u da İstanbul gibi görüyorum. Bunlar küçük sürprizlerle dolu kutulardır. İstanbul belki de dediğin gibi ilham olur.

»Sizce başarı nedir?
Huzurdur. Mutluluğu aramıyorum. Başarı, sevdiklerim ve ailemle geçirdiğim onurlu ve huzurlu bir hayattır. Sevdiklerin mutlu değilse sen de mutlu olamazsın bu yüzden herkesin huzuru için çalışmalısın.

Manu-action-arm-up(1)

 

Barış Akpolat 

19 Haziran 2014 

Haberin kaynağı için tıklayın; /birgun.net