Radikal: Erdoğan’dan Gezi Parkı göndermesi

fft81_mf2202347
İstanbul’da Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen’in etkinliğine katılan Başbakan Erdoğan Gezi olaylarına atıfta bulunarak, “Bundan bir yıl önce bazı densizler, kendilerini bilmezler duvarlara ‘Zulüm 1453′te başladı’ yazdılar. Bu zihniyet, barışı, hakkı, adaleti, kardeşliği savunamaz.’ diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , İstanbul’un fethinin 561. yıldönümü nedeniyle Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Eğitim-Bir-Sen Türkiye Buluşması”nda konuştu.

Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

“Bu anlamlı günde şu noktaya özelliktle dikkatinizi çekmek istiyorum. Fetih, asla ve asla işgal değildir. Zorla almak değildir. Gasp etmek hiç değildir. Fetih acımaktır; engelleri ortadan kaldırmaktır. Fetih hem kapılardaki, hem gönüllerdeki mühürleri ve kilitleri kırıp atmaktır. Fetih surları aşmak değil, gönüllere ulaşmaktır” diyerek başladı. Başbakan, şöyle devam etti:
“İstanbul, fetihle mazhar olmuş bir şehirdir. Önce dualarla kuşatılmış, köhne kapılardaki köhne kilitler kırılmıştır. İstanbul teslim alınan bir şehir hiçbir zaman olmadı. Fetih kavramının içini boşaltmak için, onu farklı manalarda göstermek için her şeyi yapmak istediler. Fetihi işgal gibi göstermek istediler. Değersizleştirmek istediler. İşte biz bu tuzağa düşmeyeceğiz. Bizim olan, bize ait olan, çok derin anlamlar ihtiva eden Fetih ve Fatih ruhunun örselenmesine asla müsaade etmeyeceğiz.”

“FETİH, ADALETTİR” 

Yunus Emre’nin “Ben gelmedim kavga için / Benim işim sevgi için / Dostun evi gönüllerdir / Gönüller yapmaya geldim” dizelerini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Fetih, ekmeğini yoksulla paylaşmaktır. Yetimin başını okşamaktır. Fetih, adalettir. Zulüm kilidini kırmak ve parçalamaktır. Medeniyet fetihle mümkün olur. Fetih varsa medeniyet vardır, Fatih varsa medeniyet vardır. Kardeşlerim, kalem kılıcı keser. Fetih, kalemin kılıçtan üstün olduğunu anlamaktır. Kapıları da kalemle, kelâmla açabilmektir. İstanbul fethedilmiştir; dikkat edin işgal edilmemiş, fethedilmiştir. Toprak fetih sayesinde dostlukla, dayanışmayla buluşmuştur. Fatih Sultan Mehmet Bosna’yı fethettiğinde, şu fermanı duyuruyor: “Ben ki Sultan Mehmet Han, halkımın tamamına ve devletin yöneticilerine şunu söylemek isterim ki: Bu topraklardaki kişilerin yaşadıkları yerlere ve kiliselere kimse mani olmayacak, sıkıntı vermeyecek ve herkes yerinde kalacaktır. Canlarına, mallarına ve kiliselerine taarruz etmeyecektir. İşte fetih budur karddeşlerim. Fetih, insana saygıdır. Yaradana yaratandan ötürü hoşgörüdür.”

GEZİ’Yİ HATIRLATTI

Başbakan Erdoğan, isim vermeden Gezi olaylarına atıfta bulunarak, “Bundan bir yıl önce bazı densizler, kendilerini bilmezler duvarlara ‘Zulüm 1453′te başladı’ yazdılar. Bu zihniyet, barışı, hakkı, adaleti, kardeşliği savunamaz. Onun için bunlar molotof kokteylleriyle cam çerçeve indirdiler, başörtülü kızlarımıza alçakça saldırdılar. Mabetlerimize saldırdılar. İstanbul’un fethine bu gözle bakanlar, bölücü örgütlerin posterleri ile Gazi Mustafa Kemal’in posterlerini aynı yerde açtılar. Fetih ruhunu anlayan bir gençlik bunları yapmaz” diye konuştu. Erdoğan, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin gençliği, Hz. Hamza gibi yürekli bir gençliktir. Türkiye’nin gençliği Hz. Ömer gibi adaletli bir gençliktir. Bizim gençliğimiz Elif gibi dimdik, hakkı hatırlayan, hakkı hatırlatan omurgalı bir gençliktir. Biz kula kul olmadık, olmayacağız. Biz kullar karşısında eğilmedik, eğilmeyeceğiz. Biz sadece hakkın karşısında eğildik. Gençler, sizler o kadar talihlisiniz ki, fetih ruhunu miras olarak devralmış bir gençliksiniz. Evet bu bir talihtir, ama aynı zamanda mesuliyettir. Sizin omuzlarınızda çok büyük bir dava taşı var. Selçuklu’dan başlayıp Osmanlı’ya, oradan başlayıp Cumhuriyet’e taşınmış dava taşını şimdi sizler yüklenecek, geleceğin gençlerine taşıyacaksınız.”

İSİM VERMEDEN GÜLEN’İ ELEŞTİRDİ

Erdoğan, “Sizler çatışan gençlik olmayacaksınız. Medeniyetini, kültürünü unutan, örseleyen ve örseleten bir gençlik olmayacaksınız. Kutuplaştıran, kalıplaştıran, ayrıştıran bir gençlik de olmayacaksınız. Sizler, edebi ve adabı ayaklar altına alan bir gençlik asla olmayacaksınız. Ben size inanıyorum. İradenize ipotek konulmasına müsaade etmeyeceksiniz. Sahte peygamberlere, sahte şeyhlere, sahte hocalara itibar etmeyeceksiniz. Örgüt çıkarlarını dininin, peygamberinin bile üzerinde gören, örgüt mensuplarını kandırmak için peygamberimizi Miraç gecesinde kat kat semadan indirip kamyonete bindiren örgütlerin peşine takılıp gitmeyeceksiniz. Çatışmayı, can almayı, kırıp dökmeyi ideal haline getiren örgütlerin arkasından gitmeyeceksiniz. Başkasının hayat tarzına saygı göstermeyenlere asla müsamaha etmeyeceksiniz” dedi.

“SEÇİLME YAŞINI 18 YAPACAĞIZ”

Başbakan Erdoğan, seçme yaşından sonra, milletvekili seçilme yaşını da 18′e düşürmeyi planladıklarını belirterek, “Seçme yaşı 18… Seçilene niye bu hakkı vermiyorsunuz? Zor alan seçmek değil, seçilmektir. Size güvenmeyen, size inanmayan, ‘Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacağız?” diyenlere soruyorum: Sana mı bırakacağız yahu?” diye konuştu.
Erdoğna, konuşmasının sonunda, “İmam-Hatip’lerin kapılarındaki kilitleri birlikte açtık. 4+4+4 uygulamasını birlikte getirdik. Üniversitelerde başörtüsü sorununa birlikte son verdik. Kamuda başörtüsüne birlikte serbestlik verdik” diyerek, Memur-Sen üyelerine teşekkür etti.  

30 Mayıs 2014
Haberin devamı için tıklayınız; Radikal.com.tr