Alakır Nehri Kardeşliği: Bu daha başlangıç! Mücadeleye devam!

“9 yıl aradan sonra, doyduğum topraklardan (Alakır) doğduğum topraklara (Istanbul) döndüğümde, zaman ve mekan farksızlığının uyumunun farkındalığına uyandım. Alakırdaki kadar rahat ve huzurlu uyudum parktaki çınarların altında kardeşlerimle yanyana o bereketli toprakların üzerinde, özgürlük şarkılarının eşliğindeki gökyüzünün altında.

Alakırdaki HES’lerin korkunç yıkımına karşı yürüttüğümüz barışçıl mücadeleye karşı şirket/hükümet/jandarma üçlüsü tarafından bizlere karşı yürütülen orantısız güç dolaplarının aynısı döndürülüyordu gezi parkındada.

Gezi parkına yapılan ilk müdahale haberini, ‘senmi koruyacaksın doğasını bu memleketin devlet varken ulen’ üslub ve zekasındaki savcılığın kapısında ‘gerekirse alakıra gelir arazinizi basar seni zorla kelepçeleyerek götürürüm karakola ulen bak hır çıkarma’ üslubundaki jandarmanın gözetiminde, aç ve susuz saatlerce bekletilirken almıştım mahkeme kapısının önünde. Oradaki kardeşlerimin aklı bendeyken benimkide onlardaydı. Tam bir şiddet sarmalının ortasındaydık hepimiz.

Alakırı katleden HES’lerden KÜRCE HES’in mimarı DEDEGÖL ENERJİ’nin mühendisi Gökhan Göktaş ve Kumluca Jandarma Komutanlığından Uzman Çavuş Melih Kemal Kürklü’nün hakkımda ‘hakaret’ iddasıyla bulundukları suç duyurularına istinaden oynanan bu mizansen sonucunda, haftada bir gün gelip jandarmaya imza atma koşuluyla denetimli serbestlikten tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldığımda aldım soluğu kardeşlerimin yanında gezi parkında.

Yine Alakırdaki gibi, parktaki ağaçları ve doğasını rantçıların katliamından korumak isteyen barışçıl insanlara karşı gaz bombası, plastik mermi, tazzikli su, tekme tokatlı sopalı saldırı, gözaltında dayak.. gibi insafsız ve acımasız saldırıların ortasında buldum kendimi. Ölenler, yaralananlar oldu. Birçok kişi çeşitli uzuvlarını kaybetti. Gözümün önünde parka atılan sayısız gaz bombasından 2si çadırlara biride yaralıların bulunduğu revire isabet etti. Bir kız başına gelen plastik mermiyle ağır yaralandı. Yanıma düşen 3 gaz ve bir adet ses bombası ile afalladım. Bir süre nefes dahi alamadım, açıktaki tüm derim alev alev yandı. Bunlar sadece benim şahit olduklarımdı, duyduklarım ise inanılmaz vahşet öyküleriydi.

Oradaki barışçıl bir şekilde oluşturulmuş rengarenk kardeşlik ortamındaki tek ‘marjinaller’ inanılmaz bir şiddet uygulayan kötülerdi. Kötülük bile marjinalleşmişti kardeş halkın dayanışması ve birliği karşısında. Kötüydü marjinal kaçan yüzbinlerce iyinin arasında. Ve bu sefer kötüler korkuyordu. Korkuyorlardı şiddetsiz insanların karşısında. Aynı Alakırdada korktukları gibi. Onca toplarına, tüfeklerine, hükümetlerine, yasalarına ve paralarına rağmen koşarak kaçanlarını gördüm tüm zırhlı araçlarıyla alandan.

Çoğunuzun bu anlattıklarımı görmesi ve duyması olanaksızdı belkide malum medya ve iletişim kaynaklarındaki maksatlı dezenformasyonlar yüzünden. İşte tamda bu yüzden dünya tarihindeki bu evrensel değişim, dönüşüm ve dirilişe şahitlik ederek bu sefer üzüntüden değil mutluluktan ağlamak, korkudan değil zevkten tir tir titremek için mutlaka gezi parkına gidin. Canlarla can olmaya. Ne olduğumuzu, ne için varolduğumuzu ve gücümüzü zekamızı, sanatımızı ve yaratıcılığımızı, büyülerimizi ve yaratıcılığımızı hatırlamaya. Uyanmaya..

Ve ben, Alakır vadisindeki nehrin yanıbaşında, ormanın ortasındaki yuvamdam her hafta bir gün kalkıp Kumluca Jandarmasına kendi adıma imza verip, ardından koşa koşa Gezi Parkına gideceğim her hafta kardeşlerimle el ele geleceğin aydınlığı adına varoluşa imza atmaya ömrüm yettiğince.

Doğadan edindiğim terbiye ve ahlak gereği, kötülere ve kötülüğe karşı cesurca mücadele etmemiz gerektiği doğrultusunda aldığımız aile terbiyesi gereği.

Gereği neyse o yapılacaktır uyanan tüm canlar tarafından.

Alakır’ın ve Gezi Parkı’nın aşkına doyum olmaz birbirinden güzel canları,
hepbirlikte mücadele etmekten duyduğum onur, gerekirse çekinmeden sizlerle birlikte ölmekten alacağım zevktendir.

Dirilişin güzel çiçekleri,

Doğa sizsiniz, ağaç sizsiniz, dalında öten kuşta sizsiniz.

BU DAHA BAŞLANGIÇ!
MÜCADELEYE DEVAM!

Alakır Nehri Kardeşliği’nden (A.N.K) Birhan Erkutlu”

16 Haziran 2013
Kaynak; Facebook

    This post is also available in: İngilizce