Milliyet: ‘Çalışkanım’ deyip yan gelip yattılar

Başbakan Erdoğan, Öğrenci Andı’nın kaldırılmasını eleştiren MHP lideri Bahçeli’ye cevap verdi: Her sabah çocukları sıraya dizip demirperde sloganları attırmak milliyetçilik değildir.

rte

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘demokratikleşme paketi’ ile Öğrenci Andı’nın kaldırılmasını eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye Adana’dan yanıt verdi. Erdoğan, “Her sabah çocukları sıraya dizip o çocuklara 33’lü yıllardan kalma geri kalmış ülkeleri çağrıştıran soğuk savaş döneminin demir perde sloganları attırmak milliyetçilik değildir” dedi. Erdoğan, Adana’dakiortak açılış ve Adana Şehir Hastanesi temel atma töreninde şu mesajları verdi:

-  BAHÇELİ’YE SERT ÇIKTI:  Adana’ya gelip milliyetçilik yapanlara, ulusalcılık nutukları atanlara sesleniyorum. Ülkesini sevmek nefret dolu, öfke dolu nutuklar atmakla olmaz. Bunların millet için yaptıkları ortada. Onlar borçlandırdı biz ödedik. Ah benim çiftçi kardeşim sen Ziraat Bankası’ndan yüzde 56-59 faizle alıyordun.

-  DEMİRPERDE SLOGANLARI: Milliyetçiyim, ulusalcıyım diyenler bu milletin, aziz bayrağımızın, pasaportumuzun itibarını yerlerde süründürdüler. Biz ise itibarı iade ettik, yükselttik. Biz sloganmilliyetçisi değiliz. Her sabah çocukları sıraya dizip yağmurun, soğuğun, karın altında, o çocuklara 33’lü yıllardan kalma geri kalmış ülkeleri çağrıştıran soğuk savaş döneminin demir perde sloganları attırmak milliyetçilik değildir. Okul inşa etmektir.

-  KAFATAŞÇI MİLLİYETÇİLİĞİ: Öyle kafatasçı milliyetçiliği ile ülkeler kalkınmaz. Bunlar tarih boyunca ‘Türküm’ dediler, Türkiye’nin itibarını yerlerde süründürdüler. ‘Doğruyum’ dediler, Türkiye’yi yolsuzluklara mahkûm ettiler. ‘Çalışkanım’ dediler yıllarca yan gelip yattılar. Türkiye’yi enflasyona, faize, işsizliğe mahkûm ettiler. Bal bal demekle ağız tatlanmaz. Balı yersen ağız tatlanır. Lafla peynir gemisi yürümez. Mesele slogan atmak değil hizmet yapmak.

-  ADLARINI AĞZIMA ALMAYACAĞIM: Artık ana muhalefet ve yavru muhalefetin liderlerinin adını ağzıma almayacağım. Onları arkadaşlarıma bıraktım. Yormaya gerek yok kendimizi. Adana’daki istasyon meydanında neysek bir kulağımızda Rabia’dayız. Biz onları unutmayız. Biz zalimlerle asla bir arada olamayız.

-  KORKU SENARYOSU: Demokratikleşme paketi kardeşliğimize güç katacak. Biz sağdan soldan ne denildiğine değil sizin ne dediğinize bakarız. Milletimizin dediğine bakarız.

-  KARACAOĞLAN GİBİ YAPICI OLACAĞIZ: Karacaoğlan’ın, ‘Meclis’te arif ol kelamı dinle, el iki söylerse sen  birin söyle, elinden geldikçe sen iyilik eyle, hatıra dokunup yıkıcı olma” sözleri var. Biz Adanalı, Çukurovalı Karacaoğlan’a kulak verecek,  iş üretecek, iyilik üretecek, yıkıcı değil yapıcı olmaya devam edeceğiz.

Tespihini hediye etti
Başbakan Erdoğan, Adana’daki toplu açılış töreninde kendi tespihini meydanda bulunan bir genç kıza verdi. Vatandaşlar da Erdoğan’a, iki tane farklı tespih gönderdi. Erdoğan da kendisine gelen bu tespihleri çekti. Toplu açılışta, Emine Erdoğan da yaka iğnesini meydandaki bir kadına verdi.

‘Her şey bitti, bir Ruhban Okulu kaldı’
Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, iş adamları ve şehrin kanaat önderleri ile yediği akşam yemeğinde ise şu mesajları verdi:

-  ŞUNDA HAYIR VAR DEYİP GEÇİRECEĞİZ: ‘Barajlar indirilsin’ dediler. Ne olacak, nereye inecek, nasıl inecek, bu konuda söyledikleri bir şey var mı? Yok. Peki biz ne diyoruz; buyurun size 3 tane teklif. Hodri meydan, hodri meydan.

Mesele açmak değil: Diyorlar ki çok enteresan, efendim işte ‘Ruhban okulunu niye  açmadınız?’ Her şey bitti, şimdi Ruhban Okulu kaldı. Ben de diyorum ki bizim için ruhban okulu açmak mesele değil, biz açarız ancak hep bizden ‘ver, ver, ver’ diyorsunuz. Şimdi ben de diyorum ki Atina’da bizim 2 tane tarihi camimiz var. Hadi gelin biz o tarihi camilerimizi yapalım. İki, Batı Trakya’da benim 150 bin soydaşım var. Onların baş müftüsünü Yunan hükümeti niye atıyor? Oradaki hocalarımız seçsinler kendi başmüftülerini. Biz Sayın Bartholomeos’u atıyor muyuz? Bartholomeos’u kendileri seçiyor. Peki siz ne yaptınız arkadaş? Hep bizden.

-  MAHALLE BASKISIYLA HUZURUMUZU KAÇIRMASINLAR: Benim ne Kürt vatandaşım neAlevi vatandaşım herhangi bir ayrıcalığa tabi değildir. Hepsi de bu ülkede parlamentoya girmekse parlamentoya da giriyor, öyle mi? Lütfen mahalle baskılarıyla, ‘Elimizden şu gitti, bu gitti’ falan gibi, ülkemizin huzurunu kimse kaçırmasın.

Abdullah Karakuş
6 Ekim 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; siyaset.milliyet.com.tr