BirGün: Taksim Gezi Parkı nöbetinde binler buluştu

Taksim Gezi Parkı’nın yıkılıp Topçu Kışlası adıyla AVM’ye dönüştürülmesine karşı yapılan nöbet üçüncü gününü geride bıraktı. Polisin şafak saatlerindeki saldırısına tepki gösteren binlerce insan dün akşamüstü saatlerinde toplanarak Taksim Gezi Parkı nöbetine destek verdi.

gezi-nobet

Taksim Dayanışması adına saat 19.00′da yapılan açıklamada Taksim Gezi Parkı’na yönelen saldırılara dikkat çekilerek siyasi iktidara geçit vermemek için direnişin süreceği belirtildi. Hilmi Yarayıcı, Ferhat Tunç,  Kardeş Türküler, Bandista, CHP Milletvekileri Kadir Gökmen Öğüt, Müslüm Sarı, İlhan Cihaner ve Melda Onur, TKP Merkez Komite Üyesi Erkan Baş, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan dün nöbette yerlerini alarak Gezi Parkı’na destek oldular.

KALABALIK ÇIĞ GİBİ ARTTI

Dün sabaha karşı yapılan saldırının ardından öğlen saatlerinde hayat normale döndü. Öğlen saatlerinde parkta yüzlerce kişi vardı. Taksim Dayanışması’nın saat 19.00′da yapacağı açıklama yaklaştığında parkta bulunanların sayısı binleri buldu.

Taksim Dayanışması’nın parka ve ülke genelinde kentlere yapılan saldırılara karşı ortak tavır amacıyla yaptığı açıklamanın ardından Bandista kalabalığa seslendi. İstanbul Tabip Odası, Birleşik Metal İş, KESK, TMMOB gibi örgütlerin başkanları ve temsilcileri sahneden yaptıkları konuşmalarda Gezi Parkı’nın yanında olduklarını ilan ettiler. Sloganlarla sık sık kesilen konuşmaların ardından Hilmi Yarayıcı, Ferhat Tunç ve Kardeş Türküler sevilen parçalarını seslendirdi.

Saat 00.00 sularında Okan Bayülgen parka gelerek nöbette bulunanlarla buluştu. Bayülgen, “Bu benim için unutulmaz bir an” dedi. Taksim Gezi Parkı’nda saat 01.14 itibariyle binlerce kişinin katıldığı nöbet sohbet ve sosyal etkinliklerle sürmekte.

Nöbet yerinde olamayanlar ise sosyal medyadan desteklerini açıklamaya devam ediyor:

Can Ulgen ‏@canulgen Sayın Başbakanım, dedem dedi ki: Gezi parkının altında yatır var. Yıkmayın orayı yatırıp şey yapıyormuş. Ona göre #direngeziparkı

fatih yaşlı ‏@fatih_yasli devletin liberalleri gezi parkı direnişine de burun kıvırmış. halbuki converse giyip sivil sivil diye tıslasaydı insanlar muhteşem olurdu.

Özge Mumcu ‏@ozge_mumcu Gezi Parki’nin en itibar gordugu gece… #Direngeziparkı

Yaralı eylemci Büyüktunca ameliyat oldu
Gezi Parkı protestosuna katılan Hazar Berk Büyüktunca bu sabah polisin müdahalesi sırasında vücuduna atılan tekmeyle ağır yaralandı. İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğrencisi 23 yaşındaki Büyüktunca, Şişli Etfal Hastanesi’nde ameliyat oldu. Ameliyatı iyi geçen Büyüktunca servise alındı. Şişli Etfal Hastanesi’ndeki doktoru, bianet’e yaptığı açıklamada, yaralanmanın darp sonucu olduğunun altını çizdi. Hastanede yanında bulunan arkadaşı Ece Gidiş de Büyüktunca’nın müdahale sırasında gaz bombası atılırken ağaca sarıldığını, polislerin de onu ağır şekilde darp ettiğini söyledi. Büyüktunca vücuduna aldığı darbelerin yanı sıra kulağından ve başından da yaralı.

‘Polis çadırlarımız yaktı’
BBC Türkçe’den Rengin Arslan Taksim Gezi Parkı’na yönelik polis baskınında yaralanan Hazar Berk’le hastanede konuştu. Hazar Berk Büyüktunca Gezi Parkı’nda sökülmek istenen ağaçları korumak için üç gündür nöbet tutan yüzlerce kişiden biri. Bizim onunla konuştuğumuz, sohbet ettiğimiz yer ise bir ağaç gölgesi değil, bir hastene odası. Beyaz çarşafın üstü toz ve çalı çırpıyla dolu. Kolları mor, her yerinde çizikler var. Aldığı darbeler nedeniyle ameliyata alınacak birkaç saat içinde. 24 yaşındaki Büyüktunca’nın uzun saçlarının arasında yapraklı küçük bir dal parçası var. “Bu nereden?” diyorum. “İşte ağaca sarılmıştım, saçlarımın arasına takılmış. Orada kalsın” diyor. Gülümsüyor.

Aslında bu gülümseme ne ilk ne de son. Biraz sonra daha çok gülümseyerek nasıl mücadele ettiklerini anlatacak.

“Fazla uyumadık dün gece zaten” diye söze başlıyor. Müdahaleyi bekliyorlarmış.

Hareketliliği fark edince giyinmeye başlamışlar. “Önlerinde durduk, oturduk. En fazla darp ederler dedik. Polis önce bize değil çadırlara saldırdı. Ama çok iyi organize olmuşlar tam o sırada diğerleri gaz bombası attı”

‘Biber gazı fişeklerini nişan alarak fırlatıyorlardı’
Hazar, “hemen dağılmadık” diyor ve devam ediyor, “ama direkt nişan alarak üzerimize biber gazi fişeklerini atıyorlardı.”

Toplanan çadırları üst üste yağdığını anlatıyor. “Sivil polislerin çadırları üst üste koyup yaktıklarını gördüm. Içinde eşyalar vardı. Ama içinde ne var diye bakmadılar zaten.”

Arkeoloji öğrencisi Büyüktunca. “Çadır insanın evidir. Ben içine ocak da koyacaktım. Eğer Ocak getirmiş olsaydım çadır patlardı.” Polislerin darp ettiği ani anlatmadan önce yutkunuyor. Ameliyata gireceği için su içmemeli, ama dudakları kupkuru.

Üstüne başına bakıyorum. Tişörtünün kolu yırtılmış. Üzerindeki “peace” yazısını seçiyorum sadece. Uzun sessizlik sona eriyor. Toparlanıyor ve anlatmaya başlıyor yeniden:

“Yakılan çadırların ateşinin arkasında çalışan iş makinesi görünüyordu. O tarafa gittim fotoğrafını çekmek için.

Etrafında kurdeleler olan küçük sevimli bir ağaç vardı. Sıradaki oydu. Ona sarıldım.”

Yine susuyor bir süre. Sonra devam ediyor o ani yeniden yaşayarak: “Polisler beni ağaçtan ayırmak için hedef gözeterek tekme attılar, yüzüme biber gazı sıktılar. Hani işkence kalktı diyorlar ya…”

Sohbetimiz burada bitiyor. Annesi geliyor hastane odasına. Üç kişilik hastane odasında yatan bir başka hasta: “Niye yazmıyorlar bu halkın halini. Bak çocuk anlattı. Polis yakmış işte çadırları” diyor.
Hastaneden ayrılıyorum. Gezi Parkı’ndan yüzlerce insan yapılan foruma katılmak için Akın akın buraya geliyor. Haberi yazarken yanıma gelen, “çalışırken çay iç abla” diyen garson olan bitenden yakınıyor: “ne yaptı bu insanlar bu devlete, bu şiddet niye?”

30 Mayıs 2013
Haber kaynağı için tıklayınız;Birgun.net