Radikal: Kürtler ile laikçi teyzeler ‘yuvarlak dansta’ – Ezgi Başaran

Gezi’de ve direnişin yayıldığı tüm meydanlarda mütemadiyen halay çekiliyor ya, yabancı basın için ayrı bir neşe kaynağı bu.

BDP milletvekili İdris Baluken’in “Statükoyu güçlendirecek sloganlar ve imgeler bu protestoların başat özneleri konumuna gelmiştir. BDP olarak hiçbir sebep ve durumda biz bu ırkçı, ulusalcı, cinsiyetçi, tekçi, militarist kesimlerle yan yana durmayız” demesi tuhaf karşılanmıştı.Çünkü bu eylem yan yana durmak üzerineydi. Ve Kürtler, özellikle de BDP seçmeni Taksim Meydanı’ndaydı. Yan yana. Evet bir ya da iki kez, İşçi Partisi’nin temsilcileriyle söz atışması yaşanmıştı ama o kadar. Çok şükür.

Dün akşamüstü saatleri telefonuma bir video eşliğinde düşen mesaj şöyleydi: “Ezgi, şu anda Gündoğdu Meydanı’nda laikçi teyzelerle Kürtler halay çekiyor. Hayaldi gerçek oldu ?”
Halayda serçeparmaktan buluşuluyorsa hayatta da bir yerden buluşulur yani. Gezi’de ve direnişin yayıldığı tüm meydanlarda mütemadiyen halay çekiliyor ya, yabancı basın için ayrı bir neşe kaynağı bu. BBC dün Gezi’yle ilgili röportaj yaptığı bir akademisyene son soru olarak şunu sormuş mesela: “Do you think they are going to do that circle dancing again? (Sizce yine o yuvarlak danstan yaparlar mı?)”

Halayı ‘yuvarlak danstan yapmak’ şeklinde çözümleyen akıl, aslında şu anda hepimizdeki akıldan daha azı değil, yeminle. Sosyolojik, siyasi manada katiyen tam olarak anlayıp yorumlayamadığımızı düşünüyorum Gezi’de olup biteni. Alnına Atatürk bandı çeken hanımefendiden 5 metre ötede Apo bayraklı gençler oturmakta… Bazen “Türkiye laiktir laik kalacak”… Bazen “Biji Serok Apo” öne çıkmakta. Ama tahammül edilmekte. Hayret bir şekilde. Nasıl oldu bu bir anda?

O onun Atatürk’ünü, öbürü de onun Apo’sunu hiç tutmasa da asgari bir hak talebinde birleşmek söz konusu. Ve bir anlama silsilesi… Özellikle de siyasi bir ortaklıktan değil ama sahiden yaşam tarzı endişesini en çok ulusalcı kesimler diline doladığı için ona yakın duran 50’lerindeki beyler-bayanlar için bir anlama, görme fırsatı oldu Gezi direnişi. Üç gün önce Twitter’da paylaşılan iki tweet bu anlama hadisesini net özetliyor…

Çapulcu Can: Arkadaşlar hepinizden çok özür diliyorum. Kaç yıldır biz Kürt sorununu bu medyadan izliyorduk. Bizim öküzlüğümüz olmuş. Özür dilerim.

Batuhan: Bugüne kadar yaptıklarımdan utandım ben bu 4-5 günde. Bize bunu yapan Kürt kardeşime neler yapmıştır. Çok geç uyandık.

Bu konu aynen bu saf nedamet minvalinde konuşuluyor. Farklı farklı ortamlarda üç kez bizzat ben rastladım. Tam bir “Hayaldi gerçek oldu” anlarıydı benim için. Elbette bunu dev bir kucaklaşma-anlaşma olarak yorumlayıp olduğundan fazlasına tevil etmemek lazım. Ama öyle dikenli, öyle sert günlerden geçtik ki ‘yuvarlak dansı’ kalp yöresinde bir küçük açılma olarak görebiliriz. Biraz görmeye de ihtiyacımız var, lütfen.

Salı günü BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Bir ağaçtan şaheser çıkarmak için marangoz olmak gerekmiyormuş, Gezi ile bunu gördük” dedi. Dün de KCK açıkladı, bir taraftan barış süreci deniyor, bir taraftan da topluma savaş açılıyor, nasıl iş diye… Hem KCK’nın hem Demirtaş’ın bu açıklamaları “Kürtler yalnız bıraktı çünkü onlar AKP ile anlaştı” fikrini ortaya sürenleri haksız çıkarıyor işte. Tam zamanında geldi. Çok faydalı oldu. KCK’nın açıklamasında bir faydalı husus daha var: “Türkiye’de haksızlıklara, anti-demokratik uygulamalara ve faşizan baskılara karşı demokratik refleksin ‘Kürt Özgürlük Hareketi’yle birleştirilmesi demokratik dönüşümü sağlayacak önemli sonuçlar ortaya çıkaracaktır.” Bunu Türkiye’de hak talep eden herkesin anlaması lazım. Kürt siyasi hareketi hak talep etmekte uzmanlaşmak zorunda kalmıştır. On yıllarca yalnız bırakılmasına rağmen ‘kendine Müslümanlık’ yapmak doğasında yoktur.

Eğer hak gaspı bir devletin işletim sistemine girdiyse… Bir eşcinselin tehlikede olduğu yerde, bir kadın güvende olamaz. Bir Kürt’ün baskıdan boğulur gibi hissettiği yerde, kimsenin yaşam tarzının selametinden söz edilemez. Alevilere, Ermenilere, Yahudilere laf arasında yapılan aşağılamalar bir gün herkese yapılabilecektir. Ki dikkat edin, aynen bu şekilde olmuştur. Bu şekilde olduğu için de Gezi’de insanlığın en temel ve hayati müştereğinde buluşulmuştur.

Ezgi Başaran
6 Haziran 2013
Kaynak; radikal.com.tr