Sendika org: Sayı sayabiliyor ama hazmedemiyor, Gül’e göre Gezi’de on binler yokmuş!

Abdullah Gül’ün Foreign Affairs’e verdiği röportaj, AKP’nin Haziran İsyanı’nı bir türlü hazmedemediğinin karakteristik bir örneği olarak tarihe geçecek nitelikte. Resmi verilerde bile sadece 1 Haziran günü 2.5 milyon insanın sokağa çıktığı belirtilirken İsyan için Gül “protestolarda on binlerce kişi yoktu” diyor. Derginin editörlerinden Jonathan Tepperman’ın sorularını yanıtlayan Gül’ün sorulan bütün soruların etrafından dolaştığı röportajda, Gül, Türkiye’de herşeyin iyi gittiği masalını anlatmaya devam ediyor.

Cumhurbaþkaný Abdullah Gül

Abdullah Gül Gezi yorumları ile gündeme gelmeye devam ediyor. En son Foreign Affairs dergisi editörlerinden Jonathan Tepperman’ın sorularını yanıtladı.

Tepperman’ın “Geçtiğimiz 12 ay içinde bütün yaz protestolarla doluydu, 2020 Olimpiyatları kaybedildi, PKK savaşçılarını çektiğini açıkladı ve ekonomi yavaşlıyor. Türkiye’nin geleceği hakkında geçen yıl olduğu gibi iyimser misiniz?” sorusuna Gül, “Protestolar çevresel meseleler üzerinden başladı ancak radikal örgütler protestoları gasp etti ve kamu düzenini bozdular, polis de müdahale etti, suçlulara cezaları verildi. Ekonomi iyi gidiyor, büyüme geçen yıla göre yavaş ama diğer ülkelerden iyiyiz, bankalar güçlü, gelecekle ilgili bir sorun görünmüyor” yanıtını verdi.

Tepperman’ın “Protestolar başladığında Başbakan Tayyip Erdoğan göstericileri ‘aşırıcılar’ ve ‘yabancı ülke ajanları’ olmakla itham etti. Ancak protestolar Türkiye toplumundaki derin yarılmanın ve hükümetin artan otoriterliğinden duyulan huzursuzluğun dürüst bir ifadesi gibi görünüyor. AKP pek çok ekonomik ve sosyal reform yaptı. Peki, bu kitlesel huzursuzluk neden kaynaklanıyor?” sorusuna ise “Olaylar kentleşmeye ilişkin bir itiraz ile başladı. Halk projeden memnun değildi, biz de mesajı aldık ve projeyi geri çektik. Türkiye toplumunu ikiye bölündüğünü düşünmüyorum. Çünkü protestolarda onbinlerce kişi yoktu. Beyoğlu gibi bir yerde –buranın 5. Caddesi gibi bir yer– belki bir gece 100 kişinin lastik yakması gibi şeyler var” cevabını verdi.

Tepperman’ın “Ama protestolar sürdü ve diğer şehirlere de sıçradı…” demesi üzerine Gül, “Radikal örgütler bu protestoları kendi amaçları için kullandılar. Pek çok şehirde gösteri oldu ama kitlesel olmadı. Kuşkusuz radikal grupların da protesto hakkı var ama kimse kamu düzenini bozmamalı” dedi.

Tepperman’ın “Bir yıl önce bana Türkiye’de demokrasinin her geçen gün ileriye gittiğini söylemiştiniz. Ancak protestoculara dönük, en son Antakya’da genç bir göstericinin ölmesi de dahil olmak üzere şiddetli muamele ve süregiden gazetecilere dönük taciz ve tutuklulukları düşününce, halen ileriye mi gidiyor?” sorusuna Gül, “Yargı sisteminde ve anayasada önemli reformlar yaptık. Demokrasi çıtası sürekli yükseliyor. Demokrasi çoğulculuktur. Çoğulculukta farklı fikirlere sahip insanlar vardır. Hükümetin politikalarından memnun olmayanlar da olacaktır. Ancak yasadışı örgütler şiddete başvurduğunda polis de yanıt olarak gerekli önlemleri alır. Gruplar radikal olsa bile polis orantılı güç kullanmalıdır. Tersi durumlar varsa da bunlar araştırılmaktadır, yanlış yapan cezalandırılmaktadır. Olan biten budur” cevabını verdi.

Tepperman’ın “Ama peki ya tutuklanan gazeteciler? İfade özgürlüğü için özgür bir medya gerekir…” sözlerine ise Gül, “Burada çok tartışmalı bir durum var. Eğer bir şiddet eylemine katıldıysanız, basın kartınız da olsa fark etmez. Ancak şiddete bulaşmamasına rağmen tutuklanan gazeteciler var ve bunu ben de eleştirdim” dedi.

26 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; http://www.sendika.org