Yurt: “Türkiye’de hukuk siyasi etki altında”

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu Eskişehir’de katıldığı şöyleşide Gezi Parkı direnişi, odtü otobanı ve gündeme dair bir çok konuda görüşlerini açıkladı.

metin-feyzioglu

Eskişehir’e ‘Demokrasi’ konulu konferansa katılmak üzere gelen Metin Feyzioğlu, ilk olarak Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i makamında ziyaret etti. Feyzioğu burada Bursa’nın Gemlik İlçesi’nde 2.5 yıl önce görevden alınan ve Başbakana yazdığı mektubu bisikleti ile Ankara’ya götürmek için yola çıkan CHP’li belediye başkanı Fatih Mehmet Güler ile de bir süre sohbet etti.

DEMOKRASİ SORUNU YAŞANIYOR

TBB Başkanı Metin Fevzioğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve belediye çalışanları hakkında açılan davanın bugün duruşması olduğunu belirterek, şöyle dedi:

“Bugünkü ziyaretimizin asıl sebebi; sayın başkanımızın bugün bir duruşması var. O duruşmaya katılmıyoruz ama doğru yerde olduğumuzu düşünüyorum. Hocamızla birlikte olduğumuzu, dayanışma içinde olduğumuzu kamuoyuyla paylaşmak için bugünü seçtik. Türkiye’de çok ciddi bir özgürlükler sorunu demokrasi sorunu yaşanmakta. Bunun en yakından tanığı da bir yandan yerel yöneticiler diğer yandan da herhalde avukatlarla siz değerli basın mensupları. Üzerinde en çok baskı bulunan, yaptıkları, söyledikleri ve halka verdikleri hizmetler sebebiyle baskı altına alınan gruplar gelecek kaygısına endişeye sevk edilmiş durumda.”

“SANDIĞIN ANLAMI KALMIYOR”

Özgür seçimin demokrasin vazgeçilmezi olduğunu ifade eden Feyzioğlu, “Seçimlerin özgür olabilmesi için sandığın demokrasinin bir nimeti kabul edilebilmesi için iki sandık arasında mutlaka ve mutlaka çoğulculuk ve katılımcılığın sağlanması zorunludur. İşte bu noktada yerel yönetimler ve yerel yönetimlerde demokrasi hayati bir derecede öne çıkıyor. Eğer bir ülkede farklı siyasi düşünceden diye yerel yöneticiler üzerine baskı kuruluyorsa hizmet emekten alıkonuluyorsa haklarında ısrarla üst üste defalarca davalar açılıyorsa bu davalar gerekçe gösterilerek yerel yöneticiler tedbiren görevden el çektiriliyor bu el çektirmeler aslında süreli olmasına rağmen sürekli ve sürekli birbirini takip ediyor ve kalıcı hale geliyorsa o zaman sandığın da anlamı kalmıyor. Ve seçilmişe de seçene de saygı gösterilmemiş oluyor. Mesele budur.”

“TEHLİKELİ OYUNUN NEREYE VARACAĞINI KİMSE TAHMİN EDEMEZ”

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye’de en yukarıda çok tehlikeli, çatışmacı, kamplaştıran kutuplaştıran bir dil kullanıldığını, Türkiye ve Ortadoğu bölgesinin çok kırılgan fay hatları üzerinde durduğunu ifade etti. Feyzioğlu, şöyle dedi:

“Bu fay hatlarının kırılmaması için mücadele vermek zorundayken tam aksine milletimizi mezhebine göre ayırmak, inancına göre ayırmak, inanan, inanmayan diye ayırmak bana oy veren, vermeyen diye ayırmak. İşte bu son derece tehlikeli ve mezhep çatışmasıyla etnik çatışma provoke edildiğinde bu tehlikeli oyunun sonunun nereye varacağını hiç kimse tahmin edemez. Türkiye’de Sivas’ı hatırlayınız, Çorum’u hatırlayınız, Kahramanmaraş’ı hatırlayınız bunlar çok uzak yerler değil. Bunları hatırlayamayanlar sınırlarımızın az ötesine lütfen Suriye’ye baksınlar. Suriye’de kimin kimi gazladığını, kimin kime sırf mezhebi sebebiyle asfaltın ortasında kurşunladığını ya da kör bıçakla kestiğinin belli olmadığı ve hem mezhepsel hem etnik iç savaşın sürdüğünü görürler.”

“EN BÜYÜK ŞANSIMIZ ATATÜRK”

Çıkış noktasının Atatürk olduğunu söyleyen Metin Feyzioğlu, “Türkiye’yi biz yurtta barış dünyada barış ilkesi çerçevesinde bir huzur güven demokrasi adası haline getirmek hem bölgeye hem tüm dünyaya örnek olmak zorundayız. Türkiye’den bir Atatürk geçti geçmedi yüreğimize kazındı. Bizim en büyük şansımız budur. Çıkış yolu da budur. Hep birlikte Mustafa Kemal Atatürk’ün ne demek istediğini bize nasıl yol gösterdiğini anlarsak çıkışımız oradadır diye düşünüyorum” dedi.

ÖĞRENCİLERLE SÖYLEŞİ

Metin Feyzioğlu daha sonra Eskişehir TED Koleji’nde düzenlenen söyleşiye katıldı.

‘HUKUK SİYASİ ETKİ ALTINDA’

Feyzioğlu, bir öğrencinin, “Türkiye’deki hukuk sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce yargı ne kadar bağımsız?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Türkiye’de hukukun maalesef siyasi etki altında olduğunu düşünüyoruz. Sistemin siyasi iktidarın müdahalesine açık olduğunu kurallarını okuduğunuzda görebiliyorsunuz. Düzenlenme tarzı itibariyle sistem siyasi iktidarın etkisine açıktır. Şimdi bu etki her bildiğiniz, bilmediğiniz davada var mıdır? Elbette yok. Savunmayı ve avukatı sistemden çıkarttığımızda, etkisiz hale getirdiğimizde gerçeğe ulaşılması imkansız olur. Bunu hakim ve savcılara benimsetmek zorundayız. Bir türlü benimsemedikleri için sıkıntı yaşıyoruz.”

GEZİ DİRENİŞİ

Feyzioğlu, “Gezi protestolarının hukuksal süreci hakkında neler söyleyeceksiniz?” diyen öğrenci de şunları söyledi:

“Gezi olayları ve sonrasında dünyanın en masum ve barışcıl eylemleri yapıldı. İlk haftasında milyonlarca insan, siz, benim çocuklarım, anneleriniz babalarınız yani bildiğiniz insanlar sokaklara indiler. Hiçbir şekilde de şiddete meyletmediler. Ama buna rağmen en ağır şekilde bastırıldık. Kabul etmek mümkün değil. Gaz bombaları insanlara hedef gözetilerek sıkıldı. Dört bir yandan insanlar böcek gibi, zehirlenir gibi gazlandı. Binaların içine sıkıldı. Kabul edilebilir, anlaşılır falan değil. Onun yerine çok basit bir şey yapılabilirdi. İlk gün ‘Gezi Parkı’na haksız müdahale olduğu anda siyasi iktidar en yetkili ağzından bir dakika yanlış yapılmıştır. Valiyi, emniyet müdürünü görevden alıyorum, soruşturma başlatıyorum. Gelin bakalım nedir sizin sıkıntınız? Alışveriş merkezi yapılsın istemiyor musunuz?’ deseydi. Bu olaylar hiç çıkmadıydı, hem de Türkiye’nin tam bir demokrasi olduğunu hep birlikte ispatlamış olurduk. Bunun yerine gözüne gazı sıkıp, deriyle temas ettiğinde yaksın diye biber gazı özü karıştırıp kitlelerin üzerine saldırmak kuşkusuz suçtur. Bu talimatı vermekte suç, talimatı uygulamakta suçtur. Devletin polisiyle yurttaşı bu şekilde karşı karşıya getirmek, hiç hak etmeyen kişiler arasına nefret duvarları çıkmak suçtur. Sonuç itibariyle polis bizim içimizden, kardeşimiz. Onlarla halk arasına nasıl böyle nefret duvarları çekilebiliyor? Ardından maalesef halkı yüzdelere ayırıp, mezhebine, siyasi görüşüne göre, bir takım sopalıların sokaklara inmesini teşvik etmeyi de kabul etmek mümkün değil. Öte yandan elbette şiddeti hiçbir şekilde kabul etmeyiz, tasvip etmeyiz. Daima karşısındayız. Yani milyonlarca insan sokağa indiğinde bu kitleden yararlanıp, otobüs duraklarını yakmayı, polisi taşlamayı, otobüsleri yakmayı anlamak, kabul etmek doğru değildir. Ama ilk sorgulanması gereken o kadar büyük bir kitlenin meydanlara inmesin sebebidir.”

ODTÜ OTOBANINA VATANDAŞ OLARAK DÜŞÜNCEM OLUMSUZ

“ODTÜ’nün ortasından yol geçirilmek istenmesi sizce doğru mu?” sorusuna ise Feyzioğlu şu yanıtı verdi:

“Ben şehir plancısı değilim. Bu nedenle çok bağlayıcı bir şey söylemem mümkün değil. Ama Ortadoğuluların şikayeti haklı olarak şu: üniversite kampusumuzun ortasından çılgın gibi akacak bir bulvar geçirme. Başka bir formül bul. Üniversitemizin ortasını otobana çevirme. Bugün maalesef Ankara’da şehir içinde yaşama imkanı yok edildi. İnsanlar sokakta, caddelerde meydanlarda herhangi bir aktivite yapamaz haldeler. Çünkü her yer otobana çevrildi. Vatandaş olarak düşüncem olumsuz.”

19 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; http://www.yurtgazetesi.com.tr