Evrensel: Hatay deyince

“Bu daha Eylül…”

hatay

Haziran’ın direnişçileri yeniden sokaklarda; Hatay-Tuzluçayır-ODTÜ-Kadıköy hattında başlayan direnişi büyütüyorlar.

Direnişin en sıcak kenti, hükümetin büyük katkılarıyla, Hatay.

1 gencini daha, Ahmet Atakan’ı toprağa verdi, barışın, hoşgörünün kenti.

Hem yanıbaşında büyütülen savaşa karşı hem de ülkedeki demokrasi ve özgürlük mücadelesinin merkezi…

Biz, ‘Hatay deyince’ dedik;

Sanatçılar Mert Fırat, Harun Tekin, Metin Üstündağ, Ayşenil Şamlıoğlu ve Ezel Akay yanıtladı…

HATAY’IN BARIŞÇIL KOZMOPOLİT YAPISI BİRİLERİNİ RAHATSIZ EDİYOR

Mert Fırat (Oyuncu)

mertfiratHatay benim için gerçekten çeşitli din ve mezheplerin rahatlıkla birlikte barınabildiği, Uzunçarşı’sında; Ermeni’si, Süryani’si, Arap’ı, Maruni’si, Alevi’si, Sünni’si, Hıristiyan’ı herkesin bir arada yaşadığı, birbiriyle yardımlaştığı güzel kent. Ben Hatay’ın bu kimliğinin bilinçli olarak bozulmak istendiğini düşünüyorum. Hatay’da insanlar bu kozmopolit duruma, çeşitliliğe rağmen barış içinde yaşayabiliyorlar. Ve bu rahatsız ediyor belli ki. Kentteki barış iklimi, bununla beraber hem sosyal hayatını, hem ekonomisini, hem dokusunu bozuyorlar. Bu, hesap etmeden yapılabiliyor olamaz. Suriyelileri bu kente almak da keza öyle. Eğer bilinçsiz yapıyorlarsa, onlardan okul müdürü bile olmaz. Bu arada Suriyelilerin alınması noktasında karşı değilim ama kontrolden çıkması, şehrin yapısı, potansiyeli, dokusu düşünülmeden, ona uygun bir zemin hazırlanmadan yapılması bugünkü noktaya getirdi bence.

Harun Tekin (Müzisyen)

Hatay benim Türkiye’de gördüğüm en medeni yerdi. Şu anda olanları da biraz buna bağlamak lazım sanırım. Herhalde bu barış ve bir arada olma hali birilerini rahatsız etti diye düşünüyorum.

‘HATAYLIYSAM ARA’

Metin Üstündağ (Karikatürist)

metun-ustundagYani biz bir zamana kadar yemekleriyle, eski sinema yapısı, tarihi mekanları vs. ile; bir de Hatay’ın alınmasının yıldönümü vesilesiyle konuşurduk bu kenti. Sonra çok acıklı şeylerle gündeme gelmeye başladı Hatay. Şimdilerde şöyle bir  araba arkası yazısı vardır ya; “hatalıysam ara”. Bugünlerde o yazıyı ben “Hataylıysam ara” gibi okuyorum hep, öyle çağrışım yapıyor. Aramak istiyorum, ama kimi arayacağımı bilmiyorum!

‘KORKUM TÜM SINIR KENTLERİNE YAYILMASI’

Ayşenil Şamlıoğlu (Oyuncu/Yönetmen)

Adana Devlet Tiyrosu’nda göreve başladığım yıllarda çok sık Hatay’da bulundum. Hatay bir cennettir. Hatay’a turne yapmaktan her zaman büyük mutluluk duydum. İnsanıyla, kültürlerin buluşması ve doğasıyla çok özel bir kent. Bugün Hatay’ı düşündüğümde acı, kan ve gözyaşı geliyor aklıma… Kentin bugün düştüğü durum içler acısı. Korkum devamında bütün sınır boyundaki kentlerin aynı kaderi paylaşması. Çok büyük üzüntü duyuyorum.Hatay’da yaşanan iki can kaybı için de başta aileleri olmak üzere bütün Hatay’a sabır diliyorum. Reyhanlı’yı da Hatay’ın dışında tutmuyorum elbette. Bölgenin sıkıntılarının bir takım politikalardan önce insan hayatı merkezli düşünülmesi gerekiyor.

‘TÜRKİYE’NİN ELİ KANA DEĞMEMİŞ TEK ŞEHRİYDİ’

Ezel Akay (Yönetmen)

ezel-akayFilozoflar ve heykeltıraşlar memleketi. Roma ve Yunan uygarlığının heykel deposu. En çok heykeltıraş Antakya’da yaşar. En fazla felsefecinin bulunduğu kenttir. Aleviliği derin bir felsefi temelde aldıkları için herkes Ali’den yola çıkarak tasavvuf felsefesi yapar. Hatay kelimesini kullanmayı reddediyorum. Öyle bir şey yok. Orası Antakya…. Türkiye’nin eli kana değmemiş neredeyse tek şehriydi. Muazzam bir barış sürüyordu. Satranç oyununun piyonlarına dönüşmüş olmasını büyük bir trajedi olarak görüyorum. Devletler arası satranç oyunu. El-Nursa ve Özgür Suriye Ordusu da Esad gibi halka rağmen eylem yapmanın başka bir yüzüdür.

15 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; evrensel.net