Evrensel: Futbola tutkuyla bağlıyız, FIFA’ya değil!

BREZİLYA: MESELE ÜÇ BEŞ ZAM DEĞİL -2

brezilya 1

Brezilya’da eylemler sırasında 4 kişi yaşamını yitirdi. Eylem yapan kalabalığa arabasıyla dalan bir şöför iki kadına çarparak öldürdü, kaçtı. Marcos Delefrate’in 18 yaşındaki canı da aynı şekilde eylemcilerin üzerine arabasını süren biri tarafından alındı. Tıpkı Ümraniye’de öldürülen 19 yaşındaki Mehmet Ayvataş gibi.

Belem kentinde, 54 yaşındaki temizlik işçisi bir kadın, sokakta çalışırken polisin attığı gaz bombalarından kaçmak istedi, koşarken kalp krizi geçirerek öldü. Tıpkı Ankara’da, gaz bombaları nedeniyle ölen temizlik işçisi İrfan Tuna gibi…

Türkiye’de gençlere en çok “çapulcu” demişlerdi, Brezilya’da “vandal”… Her ne kadar Türkiye’nin bu konudaki rekoruna yetişmesi mümkün olmasa da, Brezilya’da da yüzlerce genç gözaltına alındı, kimisi tutuklandı. Onlarcası sadece ellerinde gazdan korunmak için bir şişe sirke bulunması nedeniyle… Tıpkı İstanbul’da üzerinde gaz maskesi taşıyan gençlerin tek tek sokaktan toplanması gibi…

Brezilya’da gençler nezarethane yerine en yüksek güvenlikli hapishaneye atıldılar. Ancak cezaevine yabancı değillerdi. Çünkü dünyada en çok hapishaneye ve hapishanelerinde en çok tutukluya sahip ülkelerden birinde yaşıyor onlar. 1100 hapishanede 550 bin Brezilyalı mahkum bulunuyor ve bunların 217 bininin davaları sürüyor. Halk tarafından demokrasi ve yaşam koşullarının düzelmesi beklentisiyle seçilen İşçi Partisi (PT) döneminde genç mahkumların sayısının yüksekliği dikkat çekiyor. Tutuklu gençlerin yüzde 29.8’i 18-24 yaş arasında, yüzde 25.3’ü 25-29 yaş arasında ve yüzde 19.1 de 30-34 yaş arasında bulunuyor. Bütün bunlara eğitim, sağlık sorunlarını ve gençlere ayrılması gerekirken stadyum inşaatlarına ayrılan milyonları eklediğimizde Brezilyalı gençlerin neden eylemlere kitlesel katıldığı ortaya çıkıyor.

Saõ Paulo’da bulunan, diktatörlük zamanında hapishane olan bina bugün artık Direniş Müzesi. Duvarlarında devrimcilerin isimleri kazınmış bu tarihi işkencehanede buluşuyoruz Brezilyalı öğrencilerle. Ülkenin kanlı geçmişine tanık olurken, umut veren geleceğiyle de sohbet ediyoruz…

‘HİÇ BU KADAR ÇOK İNSANI BİR ARADA GÖRMEMİŞTİM’

Yuri Ezequiel (Saõ Paulo/Öğrenci):

brezilya 2

“Ben eylemlerin bundan sonra da devam edeceğini düşünüyorum. Neden? Çünkü halk eylemlerin ilk nedeni olan ulaşım zammının geri alınmasını sağladı. Hâlâ biz gençler -ki bu eylemlerin asıl kahramanları gençlerdi- eğitim sorunları, işsizlik, sağlık hizmetinin yetersizliği ve gelecek endişesi yaşamaya devam ediyoruz. 2014 yaklaşıyor, Dünya Kupası yaklaşıyor. Bunun için ne kadar çok yatırım yapıldığını görüyoruz ama bu arada biz gençler hâlâ üniversiteye girebilmeye, iş bulmaya çalışıyoruz. Gençlere yatırım yapılmıyor. Bu yüzden eylemlerin süreceğini düşünüyorum. En azından temel haklarımız sağlanana kadar sürecektir. Yaşadığımız toplumda eşitsizlikler olduğunu biliyoruz. Biz gençleriz, işçileriz, yoksullarız. İşe gitmek için 2-3 saat yollarda harcıyoruz. Çok sorunumuz var. Brezilya’da sosyal eşitsizik çok derin. Eylemler Brezilyalıların istediği bir Brezilya kurulana kadar devam edecek, herkes için eşit bir ülke kurulana kadar. Benim yaşadığım duygu, ülkenin yeni tarihinin inşasına katıldığım duygusuydu. Sokaklara çıktık ve ‘Tarihi biz yaratıyoruz’ duygusunu hissettik. Hayatımda hiç bu kadar çok insanı sokakta görmemiştim. Sokaklardaki binlerce gencin bir parçası olmak, birlikte slogan atmak, dövizler hazırlamak, yüzümüzü boyamak, yüzü boyalı çocuklar görmek, ailelerin sokaklara indiğini görmek, 10 bin, 20 bin, 30 bin kişiyle birlikte olmak ve onlardan biri olmak çok güçlü bir duygu yarattı. Gençler sokağa bir gün okula gitmek, işe gitmek, üniversiteye gitmek için çıkarlarken ertesi gün eylem için çıktı… Bu duygu içimize yerleşti. Halk haklarını istiyor, değişim istiyor. Gençler Brezilya’yı istediğimiz ülkeye dönüştürmek istiyor.

SALDIRI İSYANI BÜYÜTTÜ

Gabriel Ferreira (Saõ Paulo/Öğrenci):

“Gençlik eylemlere çok iyi bir katılım gösterdi. Bir çok şey öğrendik bu süreçte. Örneğin burjuva devletin ne demek olduğunu bir kez daha gördük, yoksul gençliğin, emekçi gençliğin, tüm emekçilerin çıkarları yerine nasıl küçük bir azınlığın çıkarlarını savunduğunu gördük. Saõ Paulo’daki eylemlere polis saldırdı. Silahsız göstericilere gaz bombaları, plastik mermiler attılar. Uzun yıllardır her zam yapıldığında Brezilya’da eylemler olurdu. Fakat bu sefer politik durumda etkili oldu. İşçi haklarına saldırılar, yaşam koşulları ve Konfede-rasyon Kupası’nın da etkisi oldu. Baskı çok arttı. Eylemlerdeki duygu artık sokağa çıkmalıyız, haklarımız için ayaklanmalıyız duygusuydu. Baskıyla karşılaştığımızda, devletin gerçekte ne olduğunu gördük. İsyan duygusu oluştu. Zaten potansiyel vardı, isyan daha da büyüdü ve devam etmeliyiz, sonuna kadar gitmeliyiz duygusu yarattı. Sadece ben değil, tüm gençler böyle hissetti. Gençliğin katılımı kitleseldi. Kitle örgütleri de mücadelemizi destekledi. Saõ Paulo’da ve diğer eyaletlerde ulaşım zamları iptal edildi.”

‘FIFA DÜNYA ÇAPINDA BİR MAFYA’

Matheus Nunes (Saõ Paulo/Öğrenci):

“Ülkemizde haziran ayında, işçiler, öğrenciler, kadınlar, siyahlar, yoksullar 20 sentlik zam nedeniyle sokakları doldurdular. Ancak tek neden bu değildi. Dünya Kupası ve Federasyon Kupası diğer nedenlerdi. Hükümet milyonlar harcayarak büyük stadyumlar inşa ediyor ama sağlık, eğitim ve sosyal politikalar için hiç bir şey harcanmıyor. FIFA dünya çapında bir mafya, ülkeleri işgal ediyor, dev harcamalar yaptırıyor ve gidiyor. Dünya Kupası bitiyor, işçilere, emekçilere ise bir şey kalmıyor. Brezilya’da da bu durum farklı değil. Fakat bizim halkımız bu harcamalara, stadyum inşaatlarına karşı sokakları işgal etti. Brezilya halkı futbola büyük bir tutkuyla bağlı fakat bu şekilde olmasına da karşı. Ben de ilk defa böyle büyük eylemlere katıldım. Gencim 19 yaşındayım. Halkımla birlikte sokakları işgal etmek benim için büyük bir deneyimdi. Farklı duygular yaşadım. Bir sınıfta başkalarını dinleyerek değil birebir yaşayarak bir öğrenme süreci geçirdim. Bundan sonra da eylemlere katılmaya devam edeceğim.”

YÜKSEK GÜVENLİKLİ CEZAEVİNE KAPATTILAR

Üniversite Öğrencisi Caio Brasil ile Rio de Janeiro’da görüşüyoruz. Hava çok soğuk. Doğa harikası kent Rio’nun uzun plajlarını, yağmur ve Atlantik okyanusunun rüzgarın da provokasyonuyla iyice coşan dev dalgaları birlikte ıslatıyorlar.

brezilya 3

Birkaç yüzyıl önce siyah kölelerin, efendilerinin dışkısıyla dolu tenekeleri okyanusa boşalttığı sahiller, bugün dünyanın en ünlü plajları arasında.

Devrimci Gençlik Birliği (UJR) Üyesi Caio Brasil ile gündüz görüşmek zorundayız, şartlı tahliye edilen genç Rio’lunun akşam 9’dan sonra sokakta olması yasak! Bir eylem sonrası gözaltına alınan Caio, 3 gün boyunca uyuşturucu kaçakçıları ve tecavüzcülerin konulduğu, ülkenin en yüksek güvenlikli hapishanelerinden birinde tutuldu. İnsan hakları örgütleri ve gençler eylem yapmasaydı, bugün hâlâ orada olabilirdi. Anlatıyor:

Ne zaman ve nasıl gözaltına alındın?

17 Haziran saat 22.00’de gözaltına alındım. Rio de Janeiro’nun tarihindeki en büyük eylemlerden birine katılmıştım. Sokakta 130 bin insan vardı. Hükümetin saldırılarını protesto ediyorduk. Ulaşım zammı bardağı taşıran son damla olmuştu. Beni eve dönerken gözaltına aldılar. Otobüs durağına doğru yürüyordum ki polisler geldi. Önce karakola sonra Bangu Hapishanesine götürdüler ki Bangu yüksek güvenlikli bir hapishanedir, büyük suçluların; katillerin, uyuşturucu tacirlerinin, tecavüzcülerin konduğu bir yer. Beni böyle bir yere hapsettiler, bir hücreye koydular. Ne çarşaf verdiler ne yatacak bir yer vardı. Yerde yattım ve çok soğuktu. Hücrede benimle birlikte başta bir tutuklu daha vardı ve soğuk nedeniyle çok kötü hastalandı. Üç gün kadar hapishanede kaldım.

Nasıl serbest kalabildin?

Eylemler sayesinde tahliye edildim. Benim özgürlüğüm için bir çok örgüt sokaklarda eylemler yaptı. Çok sayıda avukat savunmamı üstlendi. Özellikle İnsan Hakları Enstitüsüne teşekkür borçluyum, beni hiç yalnız bırakmadılar. Habeas Corpus duruşmasında 2 bin real kefaletle tahliye oldum. Rio da Janeiro’daki sendikalar kefaletimi topladılar. Hakkımdaki tüm suçlamalar asılsızdı, hükümetin eylemleri marjinalleştirme, şiddetle bastırma için ürettiği bahanelerdi. Fotoğraflarımı tüm gazetelere dağıttılar, hakkımda yalanlar yayınlandı. Beni bir örgüt militanı olarak gösterdiler ki evde televizyonlarında bunu izleyen insanlar sokağa çıkmak istemesin, evlerinde kalsınlar diye… Medya ve hükümet hep ittifak halindeydi. Halkın öfkesini azaltmak için birlikte çalıştılar. Tutuklu eylemciler hakkında yalan propaganda yaptılar.

Neden eylemlere katıldın? Eylemlerde öne çıkan talepler neydi?

Benim hapishanedeki son günümde Brezilya’nın tarihindeki ne büyük eylem yapıldı. 1 milyon 300 bin kişi sokaktaydı. Hükümetten Dünya Kupası yatırımlarından önce sosyal yatırımlar yapmasını talep ediyorlardı. Çünkü ne Dünya Kupası ne Olimpiyatlar asıl öncelikler değildir. Eğitim, sağlıktır öncelikli olan. Milyarlar harcayıp halkın işine yaramayacak stadyumlar inşa etmek değil. Böyle dev etkinlikler sadece büyük şirketlerin işine yarar. Bu yüzden bence halkın öfkesi dinmeyecek ve eylemler sürecek. Brezilya’da asgari ücret çok düşük. Yeterli beslenmeye, giyinmeye, konuta, eğitime, sağlık hizmetlerine yetmiyor. Kamu hastaneleri ağzına kadar dolu. Doluluk artıyor, sağlıkçı sayısı azalıyor. Halk hükümetin artık kendi temsilcisi olmadığını düşünmeye başladı. Hükümet bankalara ve şirketlere para vermeyi tercih ediyor, halkın ihtiyaçlarına yatırım yapılmıyor. Bu eylemlerin öncüsü gençlikti. Çünkü gençlik hükümet politikalarının en çok etkilediği kesim. Bugün Brezilya’da tutuklu genç sayısı çok fazla. Gençlerin sadece yüzde 15’i üniversite eğitimi alabiliyor. Bu da gençlerin sokağa çıkma nedenlerinden biri.

Elif Görgü
20 Ağustos 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız;evrensel.net