İnsan Haber: Başbakan sussun, halklar barışır-Emrah Uçar

Gezi Parkı ile başlayan direnişle insanların nasıl korku duvarlarını yıktığını gördük. Bu nedenle Gezi hepimiz için adeta taze bir kan gibiydi… Çünkü kolektif bir şekilde yaşamayı ve paylaşmayı da Gezi’de deneyimliyorduk. Teoride tartıştıklarımızı bir kenara bırakarak, pratikte de paylaşmayı öğreniyorduk. Öcalan’a yıllarca bebek katili diyen bir Halk, savunsun ya da savunmasın, pratik yaşam içinde, Öcalan’ın posterinin de bulunduğu bir alanda günlerce çadır kurdu ve polis şidetine karşı Park’ını, doğasını korudu.

Gezi’den hemen sonra Medeni Yıldırım’ın katledilmesi üzerine, Gezi’nin çocukları bu defa “Medeni ölmedi aramızda yaşıyor”, “Katil Devlet” sloganlarıyla yıllarca iktidarların yapamadığını, sokaklarda açıkça gösteriyordu: “Halklar Kardeştir!”

Gezi’nin çocukları, AKP iktidarının “taraf olmazsan bertaraf olursun” sözlerini desteklercesine “ezilen, hor görülen ve ötekileştirilen” halkların tarafı olmayı tercih ettiler. Çift çanak anten kullanan Kürt halkının ne hissettiklerini Türk Halkı daha iyi anladı. Halk Tv hepimizi şaşırttı. Gezi’den sonra Lice olaylarını ve Medeni Yıldırım’ın katledilişini son dakika haberleri olarak ekrana taşıdı. Yani anlayacağınız işler değişiyordu. Bu Gezi’nin hepimize öğrettikleri ile aşılıyordu. Önce aynı havayı soluduk, sonra paylaşmayı öğrendik, sonra güçlü olmayı… Yani her paylaşılan şeyden sonra bölünme korkusu olmadığını…

Şimdi de Mısır’da ve Rojava’da katliamlar yapılıyor. Bu katliamların en önemli ortak noktası, yine masum ve siviller öldürülüyor. Yani acının ne rengi, ne de bir dili var… Acılarımızı yarıştırmaktan vazgeçerek, Halkların daha özgür ve daha eşit yaşayabilmesi için hepimizin sesini çıkarması gerekmiyor mu? Sözüm de doğrudan iktidar(lar)adır. Çünkü biliyoruz ki, iktidar sustukça Halklar barışır!

İktidar ise sürekli olayları birbirne kıyaslatarak, insanları kutuplaştırmayı tercih ediyor. Başbakan diyor ki; “Gezi’de olanlar şimdi nerede?” Başbakan bilmiyor mu… Gezi Halkı savaşı değil, Barışı isteyen Halktır. Elbette biliyor. Ancak Gezi’yi değersizleştirmek için nasıl ki o dönemde “bakın bunlar çapulcu”, “dış güçlerin oyunu”, “faiz lobisi” diyorsa yine olayı Mısır üzerinden karalamaya çalışıyor. Oysa bu Halk Gezi’yi de Rojava’yı da, Mısır’ı da iyi biliyor. Bu nedenle sloganlarla “Yaşasın Halkların Kardeşliği” diyor; sizin için bir anlam ifade etmiyor değil mi?

Sayın Başbakan siz istiyorsunuz ki herkes sizin istediğiniz gibi olsun. Siz istiyorsunuz ki hepimiz, herkes sizden korksun, çekinsin. Açıkça bir korku imparatorluğu yaratmaksa arzunuz, insanlar Gezi’de korku duvarlarını yıkarak devam ediyor hayatlarına… Hatta bu insanlar korku duvarlarını yenerken, polisiniz sayesinde hayatını kaybetti… Kimisi ise dört duvar arasında özgür olacağı günü bekliyor, Binlerce yaralıdan bahsetmiyorum bile… Siz istiyorsunuz ki, hiçbir yerde artık Gezi konuşulmasın. Hatta bu yüzden statlarda önlemler aldınız. Üniversitelerde şimdiden önlemler alıyorsunuz. Oysa hayatımızın her alanı zaten siyaset olmuş. Bunu da siz başardınız! Diyarbakır’da, Şırnak’ta, Hakkari’de yetişen her çocuğun siyasetle büyümesi gibi, şimdi de Gezi kendi siyasetini yayıyor. Siz yasakladıkça, daha da büyüyecek herşey…

Siz stadlarda siyaset olmasın dedikçe, görüyoruz ki yasağınızı sadece Gezi’dekiler dinlemedi. Konyaspor Başkan’ı Mursi’nin atkısı ile çıktı, Emre Belezoğlu golden sonra eliyle Müslüman Kardeşlere selam gönderdi. Ama bu yaşananlar sizi huzursuz etmedi. Neden bu yaşananlara siyaset var demediniz? Çünkü bu protestolar tam da sizin istediğiniz şeylerdi. İstiyorsunuz ki herşey sizin istediğiniz gibi olsun… istiyorsunuz ki AKP yalnızca kendi duvarını örsün… Bu yüzden Mısır’da tankın önünde savunmasız birinin Mısır ordusu tarafından katledildiğini manşetlere taşımayı uygun görürken, Gezi’de hayatını kaybedenlerin savunmasız bir şekilde katlediğini söyleyemiyorsunuz!

Bizler Mısır’daki katliamları da kınayanlar olarak, bütün bu yaşananları şöyle yorumluyoruz: Ne Gezi’nin çocukları ne de Mısır katliamına karşı çıkanlar sözlerinizi dinlemiyor. Stadlarda 34. dakikada “Her Yer Taksim, Her Yer Direniş” sloganları devam ederken, önlem almaya çalıştığınız Üniversiteler’de de bu süreç devam edecek gibi görünüyor. Bakalım Ekim ayında Üniversiteliler size dinleyecek mi?

Emrah Uçar
19 Ağustos 2013
Kaynak;insanhaber.com