Bianet: Akademi Prof. Dr. Alankuş’un yanında

İEÜ Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş’un işine son verilmesi gündemde. Yönetimden henüz resmi bir tebligat yapılmadı ancak Alankuş’a telefonla bilgi verildi. İEÜ’lüler ve akademisyenler Alankuş için dayanışmada.

sevda-alankus

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş ve Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Lyndon Way’in sözleşmelerinin yenilenmemesi gündemde. Alankuş, bu konuda kendisine resmi bir tebligat yapılmadığını ancak telefonla gerekçe gösterilmeksizin işine son verildiği hakkında haberdar edildiğini söyledi.

***

Prof. Dr. Sevda Alankuş

İEÜ İletişim Fakültesi Dekanı ve İletişim Bilimleri profesörü olan Alankuş aynı zamanda bianet Eğitim Danışmanı.

Lisans, Yüksek Lisans ve Doktorasını Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde ve Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi alanında tamamladı.

Akademik çalışmalarına 1988-1989
akademik yılında İngiltere Leeds Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde “Kültürel ve Etnik Kimlikler” üzerine doktora sonrası araştırma yaparak devam etti.

1983-2007 yılları arasında Ege ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakülteleri’nde ve KKTC’deki Doğu Akdeniz Üniversitesi’de öğretim üyesi olarak çalıştı, bu Fakültenin Dekanlığını yürüttü.

İletişim Kuramları, Feminist kuramlar, Kültürel Çalışmalar alanına giren konular uzmanlık alanlarını oluşturuyor.

Araştırma konularını medyada kadın ve azınlıkların temsili, yerel ve alternatif medya, Hak haberciliği, Barış Gazeteciliği gibi konular oluşturuyor.

***

İEÜ Rektörü Prof. Dr. Tunçdan Baltacıoğlu ise basın danışmanı aracılığıyla Hürriyet’e yaptığı açıklamada bu konuda kesinleşmiş bir karar olmadığını “Bu dönem sözleşme dönemi. Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olduğu söylentileri gerçeği yansıtmıyor. Kesin karar alınınca açıklama yapacağız” sözleriyle açıkladı.

İEÜ: Değerlendirme sürüyor

Üniversite ise internet sitesinden yaptığı açıklamada Alankuş ve Way’in işten çıkarılmasının söz konusu olmadığı belirtilirken, sözleşme süresi dolan öğretim üyeleri ile ilgili değerlendirmenin devam ettiği belirtildi.

“Bu haberlerin hiçbir aslı yoktur ve gerçeği yansıtmamaktadır. Söz konusu öğretim üyeleri ile ilgili hali hazırda alınmış bir karar bulunmamaktadır.

“Üniversitemizde 2013-2014 eğitim yılı yerleştirme sonuçlarına göre kadro düzenlemeleri çalışmaları yapılmakta ve buna paralel olarak haberlerde ismi geçen öğretim üyelerimiz de dahil olmak üzere sözleşme süresi dolan tüm öğretim üyeleriyle ilgili değerlendirme devam etmektedir.”

Öğrenciler ve akademisyenlerden tepki

İEÜ öğrencileri ve mezunları ile Alankuş ve Way’in danışmanı olduğu Medya kulübü işten çıkarmaya dair haberlere karşı kınama mesajları yayınlayarak akademisyenlerin yanlarında olduklarını duyurdu.

bianet, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Özden Cankaya, Prof.Dr.Yasemin İnceoğlu, Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensitüsü’nden Doç. Dr. Esra Arsan, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Yard. Doç. Dr. Güven Gürkan Öztan ile konuştu.

Akademisyenler  Alankuş’un iletişim bilimlerine yaptığı katkılara vurgu yaparken, akademideki iş güvencesizliği ve vakıf üniversitelerinde yaşanan sorunlara, üniversitelerin özerk olmayan yapılarına dikkat çekti, işten çıkarılma kararında geri adım atılması isteğini ifade etti.

Cankaya: Akademi, öğrenciler ve tüm toplum zarar görecek

Prof. Dr. Sevda Alankuş’un çalışmalarını yıllardır takip ettiğini belirten Cankaya, “Ortak projelerde çalıştığım, alanında üretimleriyle tanınan iletişim alanının çok saygın bir akademisyendir. Böyle değerli akademisyenlerin yetişmesi kolay değil. Kendisiyle ilgili böyle bir haberin çıkması bile onur kırıcıdır” dedi.”Medyaya eleştirel baktığımız için ‘medyaya düşman yetiştirmekle’ suçlanmış olan iletişim akademisyenleri şimdi de gerekçesi açıklanmadan bu tür haberlerin konusu olmaktadırlar” diyen Cankaya, en temel sorunun üniversitelerin özgürce bilim üreten özerk kurumlar olamamalarından kaynaklandığını belirtti.

“Bir Fakülte’nin kadrosunda, yeralacak akademisyenler, siyasal güçlerin ve ekonomik faktörlerin etkisi altında kalmaksızın, bilim üretmek amacıyla yalnızca üniversitelerin özgür iradeleriyle oluşturulmalıdır. Kamuoyunun özerk üniversite kavramına sahip çıkması gerekmektedir. Yoksa Sevda Alankuş arkadaşımızla ilgili haber gibi benzer haberleri okumaya devam ederiz. Bundan zarar gören akademi, öğrenciler ve sonuçta tüm toplum olacaktır.”

İnceoğlu: Bilim insanlarımızın harcanmasına izin vermemeliyiz

İnceoğlu, Alankuş’un izne çıktığı sırada resmi tebligat yapılmadan telefon aracılığıyla işine son verildiğinin açıklanmasını “akademik nezakete ve en önemlisi etik kurallara” aykırı olarak ifade etti. “Sosyal medyadaki baskı yüzünden Rektörün yaptığı ‘zorunlu’ açıklama ise oldukça absürt” diyen İnceoğlu şöyle devam etti:

“Gerekçelendirilemeyen bir laf oyunu ile karşı karşıyayız. Diyelim tüm bu olaylardan sonra yönetim hocanın işine son vermeyecek hocanın onuru, gururu ne olacak? Bu ne tür bir yönetim stratejisi. Sevda Hoca vakıf üniversitesinde değil de bir devlet üniversitesinde çalışıyor olsaydı yönetim bu şekilde davranamazdı. Böylesine değerli ve iletişim bilimlerinde gerek kuram gerek pratiğe son derece hakim olan bir akademisyene yapılanları tüm akademi camiası olarak kınamalı, bilim insanlarımızın harcanmasına izin vermemeliyiz.”

Arsan: Alankuş’un kitapları pek çok üniversitede okutuluyor

Arsan ise Alankuş’un iletişim akademisyenliğinin yanı sıra gazetecilik eğitimi ve gazetecilik ders kitaplarının üretimi konusunda önemli katkılarının olduğunu belirtti. bianet’te eğitim programlarında ve hak odaklı gazetecilik kavramlarının geliştirilmesinde Alankuş ile birlikte çalıştıklarını söyleyen Arsan “üniversitenin kararından geri adım atacağını umuyorum” dedi:

“Alankuş’un nedensiz yere öğrencilerinden koparılmasının Türkiye’de iletişim ve gazetecilik eğitimin ne kadar çürümekte olduğunun göstergesi. Pek çok üniversitede gazetecilik derslerinde kitapları okutulan Alankuş, pek çok üniversitenin istemesi gereken bir hoca, öğrencileri tarafından da çok sevilen bir akademisyen.

“İşten çıkarmalarda Gezi süreci ve Ankara’dan gelen mesajların etkili olma ihtimali akademi dünyası açısından korkunç.

“Gezi ile değil de kurum içi çatışma kaynaklı bir durum da olabilir ancak öyle ise de gazetecilik eğitim ve gazetecilik öğrencileri açısından kayıp olur. Kurumlar akademisyenlere sahip çıkmalı.”

Yeşildere: İş güvencesi, akademik özgürlüğün teminatı

Yeşildere  üniversitelerde iş güvencesi olmamasının akademik özgürlüğün de olmadığı anlamına geldiğini belirtti. Vakıf üniversitelerindeki öğretim elamanlarının sözleşmeli çalışmaya direnç göstermesi gerektiğini belirten Yeşildere, iş güvencesi ve sosyal haklar konusundaki teminatların yasalarla güvence altına alınması gerektiğini söyledi:

“Sosyal hakların üniversitelerde farklılık gözetilmemesi, vakıf üniversitelerinde de iş güvencesi olmalı. İş güvencesi olmazsa akademik özgürlük de olmaz, özgürce bilim üretilemez, çünkü bağımlı kalır. Bugünkü siyasi yapıya karşı araştırma yaptıklarında mütevelli heyeti rahatsız olacağından o kişinin işine son verebilir.

“Öğretim üyeleri vakıf üniversitelerine sözleşme imzalayarak giriyor, buna direnç gösterilmeli, üniversitelerde kadrolu olunmalı. Üniversitelerin özerk, demokratik ve öğretim üyelerinin özlük hakları ve sosyal güvencelerini sağlaması güvenceye alınmalı.”

Öztan: “Refleks” haline gelen bu uygulamalara karşı direnmeliyiz

Öztan ise “iktidarın otoriter tavrının ve düşmanlaştırma üzerine kurduğu siyasetin hemen hemen her yerde sistematik baskıları teşvik eden bir yanı olduğunu” belirtti. “Son yıllarda bu baskı politikalarında gözle görünür bir artışın yaşandığı da inkar edilemez” diyen Öztan “Böylesine bir atmosferde ‘durumdan vaziyet çıkaranlar’ın sayısı da katlanıyor” diyerek devam etti:

“Özellikle demokrasi bağlamında turnusol işlevi gören Gezi direnişi sonrasında, tıpkı başka alanlarda olduğu gibi, üniversitelerde de ciddi bir fişleme, soruşturma ve “iş”ten atma furyası başlatıldı. Hem yönetici konumunda olan akademisyenler hem de bizatihi beraber çalıştığımız arkadaşların bir kısmı maalesef farklı kaygılar ve menfaatler uğruna bu süreçte birer muhbir-akademisyen’e dönüştü.

“Sevda Alankuş hoca gibi sadece akademinin sınırları içinde değil yaşamın içinde, kamusal bilgi birikiminin artmasına ve demokrasi kültürünün gelişmesine katkıda bulunan böylesine bir isme yapılan nezaketsiz uygulama hem akademik özgürlüklere ama onun da ötesinde insan onuruna bir saldırıdır.

“İktidarın yarattığı atmosferde adeta ‘refleks’ haline getirilen bu ve benzeri uygulamalara karşı direnmek sadece mesleki alanımıza sahip çıkmanın değil vicdanımızı ve onurumuzu korumanın gereğidir.”

İEÜ’lüler: Alankuş ve Way’in yanındayız

***

Yrd. Doç. Dr. Lyndon Way

lyndon-wayİEÜ Medya İletişim Bölümü’nde çalışan Lydon Way, doktora eğitimini 2010 yılında Cardiff Üniversitesi “Gazetecilik, Medya ve Kültürel Çalışmalar” anabilim dalında tamamladı.

Popüler protest müzik ve Somali korsanları ve milliyetçiliğinin haberlerde temsili konularında yayınlanmış ve çeşitli konferanslarda sunulmuş çalışmaları bulunmakta.

“Interdisiplinel Müzik Çalışmaları” adlı dergide kitap eleştirmenliği editörlüğü görevini yürütmekte.

Haberlerde temsil, radyo metinleri ve popüler müzik ve siyaset konuları araştırmacının ilgi alanları içerisinde.

***

Alankuş ve Way’ın danışmanı olduğu Medya Kulübü ise sözleşmenin yenilenmemesinin Alankuş’a telefonla bildirilmesine tepki gösterip işten çıkarılmaları kınadı:

“Adı üniversite olan bir kuruma yakışmayacak şekilde, etik çerçevelerin dışında, karşılıklı bir dialog kurmaksızın yapılan bu davranışı kabul etmiyor, aynı zamanda danışmanımız da olan hocalarımızın bu şekilde işten çıkarılmasını kınıyoruz.”

İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğrencileri Ve Mezunları ise Mütevelli Heyeti’nin üniversite üzerindeki baskılarına tepki gösterdi. Alankuş’un dekanlığı döneminde İletişim Fakültesi’nin dönüşüm ve gelişim gösterdiğini vurgulayan İEÜ’lüler Alankuş ve Way’in yanında olduklarını belirtti:

“Sevda Alankuş iktidarın istemediği tipte bir gazeteci ve iletişimci kuşağı yetiştiren; Türkiye’nin en önemli bağımsız iletişim ağını kuran; öğrencilerine bilgiden önce vicdanıyla yüzleşmesi gerektiğini öğreten bir akademisyen olmuştur.

“Söz konusu müdahalenin Türkiye sokaklarının ve Türkiye insanının sokak habercisine, iletişimciye ve her şeyden önemlisi ‘vicdan’a bu kadar ihtiyaç duyduğu bir dönemde, direnişin en önemli ayağı olan ‘eğitim’e vurulmuş çok mühim bir darbe olduğuna inanıyoruz. İktidarın sadece meydanlarda çatıştığımız eli sopalı, palalı, gazlı ve silahlı polislerden ibaret olmadığını biliyoruz. Mücadelemiz hayatın her alanında devam edecektir.

“Sevda Alankuş ismi sermaye turnikeleriyle kapladığınız kampüslerinize sığmayacak bir isimdir.”

* Facebook’ta “#hocalarımızadokunmaieu” adıyla bir grup açan İEÜ’lü öğrenciler 19 Ağustos Pazartesi günü saat 11.00′de İzmir Ticaret Odası önünde toplanacak. (BK/HK)

Beyza Kural
15 Ağustos 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; bianet.org