Ergenekon Davası’ndan çıkan ‘ağırlaştırılmış intikam’ kararlarını değerlendiren değişik çevreler davanın bir ‘siyasi hesaplaşma’ niteliğine büründüğünü söyledi.
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, Ergenekon Davası’nın bir siyasi hesaplaşma amacı taşıdığını, davanın iddianamesinden itibaren görmenin mümkün olduğunu, açıklanan kararların da o dönemden itibaren kesinleştiğini ifade etti. Cihaner, dava kararlarının her şeyden önce sanıklar arasındaki bağlar dahi delillendirilmeksizin verildiğini vurguladı.
İNTİKAM DAVASI
Ergenekon Davası süresince şüphe ve kuşkuların giderek arttığına dikkat çeken Cihaner, şöyle konuştu: “Burada en büyük aldatmaca, davada kontrgerilla olarak adlandırdığımız yapıya ilişkin tek bir eylemin bulunmaması. Yani gayrimeşru cinayet, tek bir siyasi cinayet yok. Oysa biliyoruz, Türkiye faili meçhul cinayetlerle çok fazla yurttaşını kaybetti. Danıştay saldırısında da ilginç bir şekilde bazıları yargılama dışı bırakıldı. Yani delillerin, telefon görüşmelerinin daha güçlü şekilde işaret ettiği bazı kişilere hiç dokunulmadı. Olayın tam ortasında bulunan kişi hem gizli tanık yapıldı hem sanık yapıldı, kendi beyanıyla kendisini kurtardı ve beraat ettirildi. Derin devlet dediğimiz yapıyla adı beraben anılanlar, burada yargılanmış, mahkum olmuş olabilir. Ama yargılandıkları eylemler kesinlikle kontrgerilla eylemleri değil. Bu dava kesinlikle bir kontrgerilla davası değil, darbe davası değil; bu dava AKP’nin bertaraf etmek istediği muhaliflere, intikam almak istediği kişilere açtığı bir dava.”
ERGENEKON YENİ REJİMİN SOPASI
ÖDP MYK Üyesi Önder İşleyen, Egenekon Davası’nın bir iktidar kavgası olarak başladığını kaydetti. İşleyen, “Davanın sonucunu tayin eden esas olarak AKP eliyle yeni rejimin inşa edilerek, eski iktidar yapısının tasfiye edilmesi oldu. AKP eliyle bu dava, demokratik muhalefetin tümü üzerinde, bir baskı unsuru haline getirildi, herkes bu çuvalın içerisine sokuldu. AKP, sözde darbelerle ve derin devletle hesaplaşma adı altında bugün diktatörlük hevesleriyle ilerletmeye çalıştığı, kendi iktidarını inşa etti. Bütün bu yaşananlar bu dava ile gerçek anlamda darbelerle hesaplaşılmasının mümkün olmayacağını, AKP’nin kendi derin yapısını inşa edeceğini söyleyen devrimcilerin ne denli haklı olduğunu gösterdi” diye konuştu.
‘ERDOĞAN KENDİNİ KORUDU’
EMEP GYK Üyesi Aydın Çubukçu ise Ergenekon’un sonunda gelinen noktayı, “Derin devletle hesaplaşma diye bir şey söz konusu değildir” diyerek değerlendirdi. Çubukçu, “Faili meçhuller, JİTEM, Hrant Dink gibi kamuoyunun yakından ilgilendiren olaylarla ilgili bu davada hiçbir ilerleme sağlanamadı, hatta kasıtlı olarak dokunulmadı. Erdoğan’ın kendisine yönelik darbe teşebbüsünü önlemek, onları cezalandırmak gibi bir derdi vardı. İktidarın kendisini koruma yollarından biriydi bu dava” değerlendirmesinde bulundu.
***
AHMET ŞIK: AKP-Cemaat ortaklığının planlar zinciri!
Gazeteci Ahmet Şık da davada verilen kararlara ilişkin gazetemize yaptığı değerlendirmede şunları ifade etti:
Ergenekon ve ilintili dava süreçleri, her ne kadar şimdi aralarında savaş yaşanıyor olsa da AKP iktidarı ile Gülen Cemaatinin ortaklığında hayata geçirilmiş bir planlar zincirini ifade eder. Bu planlarla Türkiye’de toplum mühendisliğine soyunuldu, yeni yapı taşları döşendi. Elbette, kişisel olarak doğru olduğuna inandığım birtakım darbe planları, bu davanın içinde var. Bunların soruşturma ve yargılama konusu yapılması ve hukuki zeminde cezalandırılması gerektiğine inanıyorum. Ancak bu davada, kontrgerilla artığı olduğunu bildiğimiz isimlerle yola çıkılmış, süreç içinde iktidardaki koalisyonun iki ortağına muhalefet eden ya da bu ortakların ‘doğal düşmanı’ olarak görülen isimler soruşturma torbalarına atılarak cezalandırılmış ya da cezalandırılmak istenmektedir.
SORUN HUKUKSUZLUK
Geçmişinde katliamlar, cinayetler, işkenceler, infazlar barındıran isimlerin aldığı cezalara sevinenlere, o insanların hiçbirinin geçmişindeki suçlar nedeniyle ceza almadığını hatırlatmakta fayda var. Ergenekon davasında verilen cezalara sevinenler, KCK, Devrimci Karargah, Oda TV davaları ile öğrenci arkadaşlarımıza açılan siyasi davalarda verilen ve verilecek cezalar karşılarına çıktığında ne yapacak merak ediyorum. Tartışmalı siyasi davalardaki hukuksuzluklara karşı çıkmak suçlu olduğunu bildiğimiz isimleri aklamaz, aksine gerçek suçlarından yargılanmaları talebini yükseltir. Ancak diğer davalardaki hukuksuzlukların ve mağduriyetlerin yaşanmasının da önüne geçer. Askeri vesayet geriletirken “sivilleşme, demokratikleşme, derin devletle ve darbecilerle hesaplaşma” illüzyonuyla, sivil bir otoriterlik hayata geçirilmeye çalışılmak istendiğidir.
DİNK’İ KATLETTİLER
Bazı isimler üzerinden, bu davada Hrant Dink suikastinin faillerinin cezalandırıldığı düşünülüyor. Ama bu dava, soruşturmaya dahil bile değil. Hrant Dink’in ölümünden sonra devlet içindeki çatışma çok boyutlu bir yapıda oldu, orada herkesin bildiği bir suikast göstere göstere gerçekleştirildi. Hrant Dink’in ölümündeki ihmaller zincirini beraber düşündüğümüzde, Ergenekon diye anılan bu soruşturma ve dava zincirinin başlatılması için Hrant Dink’e suikast düzenlendiği şüphesi bile ortaya çıkıyor. Hrant Dink, eski derin devletin elemanları ve yeni derin devletin sahiplerinin işbirliğinde katledilmiştir. O yüzden soruşturulmuyor.
Bu davada JİTEM’in yargılandığını kim söyleyebilir? Ya da gözaltında kayıp ve faili meçhul ailelerinin başvuruları neden ısrarla reddedildi?
Pınar Baltacı
7 Ağustos 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; birgun.net