19 Temmuz 2013 Forum Not ve Kararları


Ali İsmail Korkmaz Parkı Forumu (Eskişehir)
Gündoğdu İskele Forumu
Güvenpark Dayanışması Forumu
Beyoğlu/Cihangir Forumu

Ali İsmail Korkmaz Parkı Forumu (19 Temmuz 2013)

Foruma kısa bir müzik dinletisiyle başlandı.

Gündemler TMMOB ve MEDYA idi. İlk olarak TMMOB gündemiyle başlandı. Mühendis arkadaşlar sorulardan ve sorunlardan bahsetti. AKP döneminden önce 56 tane mühendislik fakültesi varken bugün bu sayı 100’ün üzerindedir. Bu sayılar ihtiyaçtan dolayı değil sermayeye hizmet adına artmıştır.

Türkiye’deki mühendislik eğitimine baktığımızda ise bu eğitimler genel mühendislikler adına bir eğitimdir. Uzmanlığınız yoktur. Piyasaya uzman mimar mühendislik yetiştirmek amacıyla bir anlaşma imzalanmıştır ve bu anlaşma ilk olarak İTÜ’de uygulanarak Tekstil Mühendisliği bölümü açılmıştır. Bu bölüm ilk açıldığında çok fazla tercih ediliyordu çünkü piyasanın buna ihtiyacı vardı. Biz genel mühendislikten yanayız, uzmanlaşma ise daha sonra gerçekleşebilir.

AKP döneminden önce 298.000 TMMOB üyesi varken bugün bu sayı 440.000 civarındadır. Çok fazla kontenjan vardır ve bu sayı her sene artar. Ve fizik kimya gibi dersler programdan çıkartılarak veya girişimcilik gibi dersler eklenerek eğitim bilimden uzaklaştırılmaya çalışılır, uzaklaştırılır. Bölümlerde alana dair kısıtlı bilgiler verilir. Laboratuar, deney odaları ve ekipmanlar yok denecek durumdadır. Zorunlu olan stajlara biz sorunlu staj deriz, burada saha çalışması haricinde bir çok iş yaparsınız. Çay taşıtılır, getir götür gibi işler yaptırılır. Yani bir şey öğrenmezsiniz.

94’ten beri konuşulan bir Yetkin Mühendislik yasa tasarısı var. Bu yasa eğer geçerse mezunlar yetkin kabul edilmeyecekler yani mezun olduğunda mimar ya da mühendis ünvanına sahip olmayacaklar. Diplomalarında sadece 4 yıl lisans okudukları yazacak. Bir süre 3-5 yıl kadar çalışmadan ünvan sahibi olamayacaklar. Çalıştıktan sonra bir sınava girme mecburiyeti getirilme ihtimali var –KPSS- gibi. Burada Yetkin Mühendislik Belgesi verilecek. Çalışma hayatında da bu yetkinlik belgesine sahip olmayanlar iş bulamama ihtimaliyle karşı karşıya kalacaklar.

Akreditasyon programı var, bu program sadece İTÜ’de var ve yalnızca buradan mezun olanlar doğrudan mimar mühendis ünvanı alabiliyorlar. Üniversiteniz akredite değilse okulunuz niteliksiz bir hale gelip vasıfsızlaşacak.

Mühendislikte dersler aslında birebir ve interaktif olarak işlenmesi gerekir.

AKP’nin açtığı bir çok tabela üniversitesindeki bölümlerde hocalar laboratuarlar yoktur.

Kadınların durumuysa iki kat daha zordur. Kadın olmalarından kaynaklı olarak kaale alınmama ve dinlenmeme durumuyla karşılaşıyorlar. İş ilanları cinsiyetçi içeriklerle dolu. Sadece erkek eleman aradıklarını belirtmek ya da sevgilin var mı? Sevgilin şehir dışında mı? Evlenecek misin? Çocuk doğuracak mısın? Gibi sorular bulunuyor. Evlenip çocuk doğurmamızdan korkuyorlar. Bu sebeplerle kadın mühendisler kesinlikle örgütlenmelidirler.

İTÜ haricindekiler işlerini bilgisayarda öğreniyor, şantiyelerde öğrenemiyorlar. İTÜ’lü isen hemen işe başlama şansın oluyor.

97 yılında Yıldız Üniversitesinden mezun Anadolu Üniversitesi Malzeme Mühendisliğinde hoca olan katılımcı mühendislerin ya tüccar ya da katil (hesçi) olduğunu, mühendislikle felsefenin ayrılmaması gerektiğini bunun korkunç bir şey olduğunu dile getirdi.

Ekonomi bu kadar dışa bağlı olur ve ranta açık olursa mühendisliğin sıkıntıya düşmesi kaçınılmazdır.

AKP’nin yaptığı son yasalar meslek odalarının içlerine giremiyor oluşundan kaynaklanan bir hıncın sonucudur.

TMMOB sönmüş olan bir mücadeleyi canlandırmalıdır. Son yapılan değişikliklere şimdi karşı çıkılmazsa ileride daha çok zarar göreceği söylenebilir.

MEDYA denildiğinde konuşulanlar:

Medyanın ele geçirilmiş olması yeni bir şey değildir.

İletişim okuduğunu dile getiren bir konuşmacı medyanın 4. Bir kuvvet olabileceğinin öğretildiğini aktardı. Kapitalist sistem içerisinde medyanın bağımsız olamayacağı dile getirildi. Gezi sürecinde Türkiye’ye dair yayın yapan BBC ve CNN Internationale gibi kanallar gerçekten haktan ve halktan yana mıdırlar yoksa nabza göre şerbet mi veriyorlardır?

Medya doğru kullanıldığı müddetçe 4. Kuvvettir.

Son olanlardan sonra artık herkes muhabir herkes haberci konumundadır.

Medya 50’li yıllardan sonra tamamen tekellere geçmiştir. Örneğin Çukurova Holding. Bu holding zamanında polislerin kullanımı için alınan kirpi ihalesine girmiştir ve bu ihaleyi almıştır.

Eskiden daha çok gazete vardı diyen bir büyüğümüz bu gazeteler arasında iktidar yanlısı olanlar satmazlardı ve biz onlara besleme basın derdik, dedi.

Bir gazetenin ismi verilerek aslında tirajının söylenilenden çok düşük olduğu ve ücretsiz dağıtılıyor olduğu bilgisi verildi.

Bir diğer katılımcı, medya hiçbir zaman halktan yana olmamıştır bazen 3. Güç bazen 2. Bazen de 1 güç olmuştur. Bu sebeple biz medyanın doğru haber yapmasını bekleyemeyiz. Medya kitleyi artık önemsememekte ve kitleyi gelir düzeyine göre sınıflandırmaktadır. Ve izleyicinin, okuyucunun cebindeki parayı nasıl alırım diye düşünmektedir. Gezi olaylarından sonra medya iyice korkmaktadır, çünkü bizim yarın ne yapacağımızı ne giyeceğimizi ne yiyeceğimizi bilememektedir. Her direniş kendi medyasını oluşturmaktadır, dedi.

Medya tarafsız olmamalı, taraf olmalı ve halktan yana olmalıdır dendi.

Medya kanlı savaşa taraf olmamalıdır denildi.

Haber yapmak tv programı yapıp gazete çıkarmak kolay değildir. Sermaye gerekliliği bir yana, editörlük meselesiyle birlikte yazınızın akıbeti değişir.

Gazete sayfaları düzenlenirken sayfaya önce reklamlar yerleştirilir, haberlerse sadece geri kalan yerlere yerleştirilir. Bunlar basit ve sıradan şeylerdir. Acil gelen bir reklam ilanı köşe yazarının yeri kenara itilerek ön plana çıkarılabilir, çıkarılır.

Eşitlik, kardeşlik söylemleriyle haber yapan kanalların gazetelerin tirajları reytingleri düşüktür. Direnişin altını eşitlik, kardeşlik gibi şeylerle doldurmazsak eğer bir anlamı olmaz.

Gazete tirajlarının artması beklenmemelidir. Tirajlar yükseldiği zaman bunun önüne geçilecek şeyler yapılır. Tirajın artması demek çalışan sayısının artması demektir ve bu sermaye sahiplerince istenmeyen bir durumdur.

Hem vicdan hem sermaye sahibi birileri var mıdır? Haberleşmeyi ve medyayı hem vicdan sahibi hem de sermaye sahibi yapabilir miyiz? Denildi.

Yazılı basının teknik olarak sosyal paylaşım sitelerinden fazla olması zordur denildi. Burada sadece Facebook, Twitter algılanmamalıdır. Youtube son zamanlarda çok işlevseldir ve Ali’nin hikayesinin anlatılmasının ve bunun video aracılığıyla paylaşılmasının teknik açıdan daha kolay ve yazılı basına göre daha pratik olduğu dile getirildi.

Devlet kurumsaldır ve tamamen halkın karşısında durmaktadır.

Bu tartışmaların evrildiği noktalarda kendi medyamızı nasıl oluşturabiliriz soruları da doğdu ve forumun radyo kanalı olabileceği, radyo yayını yapabileceği; kendi televizyonumuzu oluşturabileceğimiz, fanzin yapılabileceği fikirleri dile getirildi.

21 Temmuz Pazar akşamı yapılacak olan forumun gündemi yargı olarak katılımcılar tarafından belirlendi.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

(19 Temmuz 2013)

1. Yeryüzü Sofrası kuruldu, pek lezizdi. Sofraya katkıda bulunan Vegan Mutfak da veganizm ve hayvan hakları konusunda şuur açıcı bir sunum yaptı.
2. Beyoğlu Forumunun bir parçası olarak Roma parkında kurulan bostandan bahsedildi ve şu karar alındı: Pazartesi 21.30′da Cihangir parkında buluşup kent bostanları grubumuzun oluşturduğu Roma bostanına gidiyoruz. Ekolojik üreticiler derneği başkanı Levent Gürsel Alev de bizlerle olacak.
3. Yine Pazartesi günü yerel yönetimlerin önemi ve nasıl dahil olabileceğimizi konuşacağız.
4. Cihangir’e bir semt pazarı kurulması konuşuldu. Bunun için çalışmalar yapılacak.
5. LGBT Blok Beyoğlu’nda LGBT bireylerin, transların Beyoğlu’ndan sürülme hikayesine dair bir sözlü tarih çalışması yapacak.
6. Gezi parkına yerleştirilmesi için direnişin ilk gününden bellek tabelaları çalışması. (Gezi parkında yaşanaları hatırlatacak tabelalar)
7. Araştırma grubu kurulacak, olası araştırma başlıkları:
a) Gezikondu yani; İngilizcesi Squad olan boş, atıl binaların, sosyal amaçlarla yerleşim ve forum alanları olarak değerlendirilmesi.
b) Tepeden ve ideolojik kararlarla değiştirilen sokak adlarının tarihsel olarak araştırılması ve eski isimlerin geri alınması
8. Barış Çadırı; uzun vadede azınlıklarla iletişimi sağlayacak barış çadırlarının kurulması
9. Daha uzun vadeli olarak Gezi Derneği gibi bir oluşumun kurulma ihtimalinden bahsedildi.
10. İnsanların yaşam biçimlerini dönüştürecek şeylere (semt pazarı gibi, ‘gezikondu’ gibi) daha fazla önem verilmeli..

Gördüğünüz gibi, forum çok şuur açıcıydı, Pazartesi Bostan etrafında toplanıp, konuşmaya devam edeceğiz..

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Gündoğdu İskele Forumu (19 Temmuz 2013)

Foruma 17 Temmuz Çarşamba günü tüm forumlardan sözcülerin katıldığı koordinasyon toplantısının aktarımıyla başlandı. Bu toplantıda forumlarda neler yapıldığının bilgisinin alındığı ve acil gelişen durumlarda tüm forumların ortak eylem yapması gündeminin konuşulduğu belirtildi. Konak’ta yapılacak tüm forumların buluşması ile ilgili fikirler, Gündoğdu İskele dışındaki diğer forumlarda tartışılamadığından, sonraki toplantıda netleşecek. Bu toplantıda alınan karar göre, 3 ayrı acil eylem planı çıkarıldı:
1. İzmir’de Gezi direnişi ile ilgili gözaltılar olduğu durumda, haber alındığı andan itibaren gözaltına alınan arkadaşlarımızın ailelerinin gittiği Bozyaka Terörle Mücadele Şubesi önünde toplanılacak. Gözaltına alınan arkadaşlarımız adliyeye getirildikleri gün sabah saatlerinden itibaren Bayraklı Adliyesi’nde toplanılacak.
2. Eğer Taksim ya da başka bir yere yoğun bir polis saldırısı yaşanırsa saat 20:30’da Gündoğdu Meydanı’nda toplanarak yasaklı meydan olan Konak Meydanı’na yürünecek.
3. Ölüm olursa 20:30’da Gündoğdu Meydanı’nda toplanılarak Basmane’ye yürünecek.

Kültür-sanat, sosyal medya, iletişim ve tutsaklarla dayanışma atölyelerine katılım çağrısı yapıldı.
Bundan sonra forumlarda ilk yarım saat forumda hangi gündemin konuşulması gerektiği üzerine tartışılmasına karar verildi ve bugün neler konuşulacağı kararlaştırıldı. Gündemler şöyle belirlendi:
1. Tutuklanan Gezi Direnişçileri ile ilgili kampanya önerisi
2. Başbakan’ın “Üniversitelere polis girecek” açıklaması
3. Forumu nasıl zenginleştirebiliriz?
4. DİSK grevi

Foruma katılan Park Bahçe İşçileri adına DİSK grevi hakkında bilgi verildi. DİSK, 22 Temmuz Pazartesi günü 10:00’da Konak Belediyesi önünde toplanarak uyarı amaçlı bir günlük iş bırakma eylemi yapacak. 26 Temmuz Cuma günü ise greve çıkılacak. Park Bahçe İşçileri greve yoğun olarak katılacaklar. Forumlardan da destek beklendiği belirtildi.
Tutuklanan DİSK üyesi arkadaşımızdan yola çıkılarak, sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin harekete geçmesi ve direnişe daha çok sahip çıkılması için açık mektup yazılması önerildi. Gündoğdu forumu katılımcıları arasından inisiyatif alan kişiler bu öneriyi hayata geçirecek. Bunun için Facebook’ta bir hesap açılacak ve mektuba yazılması önerilen konular burada paylaşılacak.
Tutsaklarla dayanışma için geniş bir kampanya önerildi. Tutsakları kamuoyuna duyurmak amacıyla şehirde yaygın olarak, otobüs ve metro duraklarında afiş ve sticker yapılması, forumların yapıldığı yerde stantların açılması, tanıdığımız gazeteci ve köşe yazarları ile konuşarak tutsakların gündemleştirilmesi gibi geniş bir çalışma önerildi. Duruşmalara oldukça güçlü hazırlanılıp “Tutsaklarımızı almaya geliyoruz” denilmesi önerildi.
Eskişehir forumunun düzenlediği “Ben Ali İsmail Korkmaz. 19 yaşındaydım” diye başlayan mektubu halka açık her alanda kalabalık bir şekilde yüksek sesle okunması gibi İzmir’de de tutuklanan kişilerle ilgili bir metin yazılması ve okunması önerildi. Forum katılımcılarından bir arkadaşımız tutuklu kişilerle ilgili bilgileri alarak bu metni hazırlayacak. Bu metin pazartesi günkü forumda okunarak nerede, ne zaman okuma eyleminin yapılacağına karar verilecek.
Suda çözünebilen kağıtlardan temin edilerek gemiler yapılması ve üzerlerine tutsak isimleri yazılıp suya bırakılması önerildi.
Geçen forumda önerilen Buca Kırıklar ve Aliağa Şakran cezaevine gidilerek tutsak arkadaşlarımızın görebileceği yerlerde uçurtma uçurarak onların yalnız olmadığını güzel bir şekilde temsil edebileceğimiz tekrar konuşuldu.
Bütün bu önerilerin Tutsaklarla Dayanışma Atölyesi’nde birleştirilmesi, günlerinin belirlenmesi ve planlanması kararlaştırıldı. İnisiyatif alan bütün arkadaşlarımızın iletişim numaraları alınarak bu atölyeyle ilgili görüşülmesi konuşuldu.
Diğer gündem önerileri saat geç olduğu için konuşulamadı. Ancak bir dahaki foruma gündem önerisi olarak Anayasa’nın değişecek olan 48 maddesini tartışma fikri önerildi. Bu gündem onaylandı. 22 Temmuz Pazartesi günü yapılacak olan forumun gündemlerinden biri Anayasa değişikliği olacak.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Güvenpark Dayanışması Forumu (19 Temmuz 2013)

KONU: Aktüel gündem tartışması

-Ethem sarısülük davasında yürütme durduruldu.

-Dilan’ı vuran kişi bulundu ancak savcılık bu kişi hakkındaki dosyaya gizlilik kararı aldı.

-Aydın Ay yoğun bakımdan çıktı.

-Tayyip üniversitelerde özel güvenlik güçleri yerine kendi polisinin geleceği bir dönemin başlayacağını söyledi.

Öneriler:

-Halkevleri’nin her yıl yaz okullarından sonra düzenlediği çocuk şenliği bu yıl 25 Temmuz 2013 tarihinde saat:17.00 da Güvenpark’ta yapılacak. Minik çapulcuların atolye çalışmaları için ihtiyaç duyulan kırtasiye malzemelerini bu sayfadan paylaşacağız.

-Lösemili çocuklar için şenlikten sonra elde kalan malzemeleri lösemi evlerine paylaştıralım.

-Forumumuzu sosyal kültürel aktivitelerle zenginleştirelim.

- Çiftçilerin satılamayan hasatlarına devlet tarafından haciz yoluyla el konuluyor.Bunun önüne geçmek için çiftçilerle konuşup fazla ürünlerden Pazar kuralım.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön