Muhalif Gazete: Cömert’in ağabeyinden çarpıcı iddia

Abdullah Cömert’in katledilmesinin üzerinden haftalar geçmesine rağmen faillerin ortaya çıkmaması hem ailesini, hem de mahalle halkını isyan ettirdi. Abdullah’ın ağabeyi Zafer Cömert, direnişi, kardeşini ve Suriye’de yaşananları Aydınlık’a anlattı.

Abdullah

Her gün, Abdullah’ın vurulduğu yerde dua ettiklerini söyleyen Zafer Cömert, evlerinin duvarına kardeşinin, Ethem Sarısülük’ün, Ali İsmail Korkmaz’ın ve diğer şehitlerin fotoğraflarını yan yana astıklarını, hepsinin acısını ayrı ayrı yüreklerinde hissettiklerini vurguladı.

Bu olaylar neden bu kadar büyüdü sizce?
Toplum ve devlet arasında bir anlaşma vardır. Bu anlaşmaya Anayasa denir. Halk olarak bizim görevlerimizde bazıları, vergi vermek, askere gitmektir. Devletin görevi ise bizim güvenliğimizi sağlamaktır. Biz görevlerimizi yerine getirdiğimiz halde devlet getirmiyorsa, ayaklanır, hakkımızı alırız. Şiddete başvurmadan demokratik hakkımızı kullanmak istiyoruz. Burada bir polis şiddeti var, engellemeler var. Devlete, bu olaylar daha kötü yerlere varmadan ödevlerini yapmayı öneriyorum. Kardeşim dahil diğer şehitlerin faillerinin bulup, adalete teslim etmesi gerekmektedir. Gösteriler sadece kardeşim ya da diğer şehitlerimiz için yapılmadı; talan edilen ülkemiz için, 14 yaşında tecavüze uğrayan kardeşimiz için, hakları gaspedilen işçimiz emekçimiz için yapılıyor. Bu halk uyandı ve ortak taleplerini dile getirdi: bu talan, yalan, dolan, tecavüz bitsin! Hükümet bizi ötekileştirmekten vazgeçsin.

Ne kadar daha devam edecek?
Hükümet emperyalizme hizmete devam eder, bizim malımızı yabancılara satmayı sürdürür, katilleri, tecavüzcüleri serbest bırakmaktan vazgeçmezse bu direniş devam eder. Bakın, bayrak satan işçi kardeşimin 7 yıl hapsi isteniyor. Direnen kardeşlerime pala ile saldıran caninin yurt dışına kaçmasına izin veriliyor ve cezasız bırakılıyor. Bunlar bitmediği sürece bu gösteri ve yürüyüşler devam edecektir.

Bu eylemlerde halkın yeri nedir?
Eylemler halkın sokağında, halkın içinde yapılıyor. Bize süt alan, bizi gazdan korumak için evini açan halktır. Barikat için atılan kanepeleri, çamaşır makinelerini, televizyonları herkes gördü. Halk eylemlerin içinde. Ama polis ne yapıyor? Evlerin içine gaz atıyor, su sıkıyor. Halkın direnişçilere, ”Sizin yüzünüzden gaz atıldı, sizin yüzünüzden uyuyamıyoruz” demesini bekliyorlar. Benim halam, teyzem barikatlarda. Halk kendi çocuğuna tepki gösterir mi? O yüzden halk nerede derseniz, ben tam içindeyim derim.

‘Katili açıklamazlarsa ben açıklarım’

Adli Tıp raporu yayınlandı. Rapor hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kardeşimde ateşli silah izine rastlanmadı. Daha önce de açıklandığı gibi kafasının arkasında yarım ay şeklinde bir iz var. Gaz kapsülü çarpması sonucu yani, polisin hedef göstererek başından vurduğu kesinleşmiş oldu. Adli Tıp raporu bunu destekliyor. Ama tam açıklaması yapılmadı. Çünkü dosyanın tamamı incelenerek, görgü tanıkları dinlenecek, kamera kayıtları incelenecek ve sonra kesin sonuç açıklanacak.

Başbakan’ın üzerine basa basa söylediği, ”Bunlar alkolik, ayyaş, içkici” lafı da çürüdü. Kardeşimin kan tahlillerine bakabilirler, kanı tertemizdir. Kardeşim işçinin, halkın yanında yer almış ve en demokratik hakkını kullanırken katledilmiştir. Elinde ne silah, ne sopa vardı. Akrepten kendisine ateş edildi.

Soruşturma dosyasını inceledim. O gün görevli olan araçların plakaları yazılmış, içinde görevli olan, yani ateş etme yetkisi buluna 3 polisin ismi elimde. Daha önce de açıklama yaptım. Eğer adalete teslim edilmez, tutuklanmazsa ismi açıklamak zorunda kalacağım.

22 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; muhalifgazete.com