Evrensel: Dış mihrak, ajanlar, kışkırtıcılar – Aydın Çubukçu

Türkiye tarihinin en büyük toplumsal patlamasını bastırmak isteyen hükümet ve onun propaganda araçları, bula bula en eski ve paslı yalanı buldu: Olaylar, dış mihrakların, ajanların ve provokatörlerin kışkırtmasıyla çıkmıştır, hükümetin, egemenlerin hiçbir günahı yoktur, Türkiye’nin büyümesini çekemeyen dış güçler yolunu kesmeye çalışmaktadır!

Ajan provokatörlerin büyük halk hareketleri yaratmayı nasıl başardıklarını çok merak ediyorum. Biz yıllardır çalışıyoruz, çabalıyoruz, kışkırtıyoruz, dürtüklüyoruz bir halk hareketi yaratamadık da, elin oğlu “dış mihraktan” gelip nasıl başarıyor bu işi? Bu kuyruklu yalana inananlar var mı? Hükümetin en yalaka gazeteleri, üç gündür bu aptal aldatan laflarla sayfalarını dolduruyor. Kitleleri bölmek, desteği zayıflatmak, direnişi kendinden kuşku duyar hale getirmek için yapılan bu propagandanın tamamen etkisiz olduğu söylenemez. Her kendiliğinden harekette, çok çeşitli hatta birbiriyle çelişik talepler ve özlemler bir arada bulunabilir. Bu özellik hareketi bastırmak isteyenlerin kolayca sızabileceği çatlaklar oluşturur.

Kendiliğinden hareketi ayakta tutan ve ilerleten başlıca unsur, kitlelerin kendilerine olan güvenidir. Taleplerin gittikçe daha netleşmesinin ve birleştirici bir rol oynamaya başlamasının da dayanağı budur. Yalan bombardımanın başlıca hedefi, kendi gücüne güveni kırmaktır. “Biz yapıyoruz ve yaparız” duygusunu ortadan kaldırmanın başlıca aracı da, “Hayır siz yapmıyorsunuz, size yaptırıyorlar” biçiminde özetlenecek mesajdır. Bu mesaj değişik biçimlerde iletilir. Bugün dile dolanan “faiz lobisi”, “Soroscu vakıflar”, “yabancı gizli servis ajanları” bu mesajı iletmenin değişik ambalajlarını oluşturuyor.

Tarihin bütün kitlesel ayaklanmaları, halkın kendi öz gücünü harekete geçirme yeteneğini keşfetmesine dayanır. “Kalabalıklar” eylemleri içinde kendilerini güçlü bir halk olarak anlamaya başlarlar. Bugün burada bunu yaşıyoruz. Aslında hükümet de bunu görmeye başlamıştır ve kendi açısından korkunç olan bu gerçeği değiştirmeye çalışmaktadır.

Yumuşak bir surat takınarak kitleleri bölmeye, bir kısmını tarafsızlaştırmaya, kendi tarafına çekmeye giriştiğinde, kullanabileceği en kestirme yol, yalan ve provokasyondur.

Yalanların zayıflığı, uyduruk olduklarının açıkça sırıtıyor olması, halkın karşısında olanların ne kadar zayıf, zeka yoksunu ve çaresiz olduğunu gösteriyor.

Aydın Çubukçu
11 Haziran 2013

Haberin kaynağı için tıklayınız; evrensel.net