Bianet: Ethem Sarısülük’ü vuran polise “savcı koruması”

Ethem Sarısülük’ü vuran polis Ahmet Şahbaz’la ilgili iddianameye itiraz edildi. Avukat Bayraktara göre iddianame, “katil şüphelisinin avukatlığına soyunan polis amirlerinin ve savcıların müşterek eseri.”

ethembuyuk

Ankara’daki direnişçi Ethem Sarısülük’ü öldüren polis Ahmet Şahbaz’la ilgili hazırlanan iddianameye bugün itiraz edildi.

Avukat Kazım Bayraktar, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na verdikleri dilekçede, iddianamenin reddine karar verilmesini talep etti: “Katil zanlısını savunma amacıyla yazılan bu iddianame reddedilmelidir.”

Dilekçede iddianamenin adil bir soruşturma yapılmaksızın hazırlandığına dikkat çekildi.

Avukat Bayraktar, iddianameyi, “katil şüphelisinin avukatlığına soyunan polis amirlerinin ve savcıların müşterek eseri” olarak tanımladı.

Baştan sona “ihmal”

İtiraz dilekçesinde, olayın başından beri meydana gelen ihmaller, delil karartmalar şöyle sıralandı:

Polisler polisi korudu: Katil zanlısı Şahbaz’la birlikte olay yerinde bulunan polisler Şahbaz’ı koruma telaşına düştü. Olay yerindeki kanıtlar toplanmadı, kanıtlar ve Şahbaz savcıya teslim edilmedi.

MOBESE çekmedi: Olay yerini görüntüleyen MOBESE kamerasını yönlendiren polis, bir göstericinin polis tarafından vurulduğunu görünce kamerayı önce gökyüzüne sonra da ağaçlara ve polislere çevirerek delil kararttı.

Savcı kanıt toplamadı: Görevli savcı olayı bilmesine rağmen kanıt toplama ve ateş açan polisin kimliğini tespit ve sorgulama görevini yerine getirmedi, bu yönde talimat vermedi. Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne kimlik yazısı altı gün sonra yazıldı.

Emniyet de polisi korundu: Ankara Emniyet Müdürlüğü kimliğini 10 gün sonra bildirdi, polis Şahbaz olaydan 23 gün sonra savcılığa teslim edildi.

Kanıtlar dikkate alınmadı: Savcı, şüphelinin ifadesini alırken kamera kayıtlarını ve tanık ifadelerini sormadı. Sanığı hakime eksik sorgulama yaparak sevk etti.

Hakim de sorgulamadı: Sorgu hakimi de sanığa dosyadaki kanıtların hiçbirini sormadı, hatta kanıtları karara bile yazmadı. Sadece polis Şahbaz’ın ifadesine dayanarak tutuksuz yargılama kararı aldı.

Polisler yalan söyledi: Kamera kayıtlarına göre onlarca polisin gözü önünde işlenen suçla ilgili ifade veren polislerin hepsi olayı görmediklerini söylediler.

Tutanakla “taş tespiti”: Ankara Emniyet Müdürlüğü, ismi tutanakta bile yazmayan iki polisin imzasıyla polis Şahbaz’a 39 taş atıldığının iddia edildiği tutanağı savcılığa sundu.

Tanıklar tutuklandı, tehdit edildi: Sarısülük’ün vurulduğuna tanıklık eden Mehmet Can Tayşan gözaltı listesine alındı, aranmaya başlandı. Tanık olarak bildirilen Şahin İmga tutuklandı. Keşifte dinlenen tanık Burhan Çoban telefonla tehdit edildi.

Görüntüler yok sayıldı: İddianame işte böyle bir soruşturma sonucunda ortaya çıktı. İddianamede görüntü kayıtlarının bir kısmı çarpıtılmış, bir kısmı yok sayılmış durumda.

Savcı taraflı yorumladı: Savcı Veli Dalgalı, görüntülerle ilgili doğru yorum yapmadı. Sanık silah kullanma eğitimi almış bir polistir ve savcının söylediğinin aksine, namlunun yönüyle ilgili hakimiyetini yitirmez. Burada kasıtlı ateş edilmiştir.

Meşru müdafaa yok: “Saldıranı” yaralamadan ya da öldürmeden kurtulmak mümkünken “saldıran” yaralanmış ya da ölmüşse burada saldırı ile savunma arasında orantı yoktur. Polis Şahbaz, olayın her anında zarar görmeden kaçabilecek durumdaydı. Bu olayda meşru müdafaa olmadığından sınırın aşılması tartışması da anlamsızdır.

Olayın gelişimi çarpıtıldı: Tanıkların ifadelerine ve görüntü kayıtlarına rağmen, savcı olayı iddianamede polis lehine farklı bir anlatımla sunuyor.

Ayça Söylemez
17 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız;bianet.org