11 Haziran’da Sosyalist Demokrasi Partisi’nin Tarlabaşı’ndaki il binasına yönelik özel harekat ekiplerinin yaptığı operasyon ve gözaltı terörüne ilişkin SDP Merkez Yürütme Kurulu bir açıklama yayımladı.
“İki haftayı aşan Gezi Parkı direnişinde bugüne kadarki en büyük saldırı ile karşı karşıyayız. Sabahın erken saatlerinde gaz bombaları, TOMA’lar ve binlerce polis eşliğinde başlatılan saldırı, bir yandan da “Gezi Parkı’na kesinlikle dokunmayacağız” sözleri eşliğinde direnişi bölmeyi ve yarattığı günah keçilerine yönelik her türden saldırıyı meşrulaştırmayı amaçlamaktadır.
Direnişi günlerce sansür eden medya, meydandan planlı, seçilmiş bir yayın yapmıştır. 14 gün boyunca sayısız insanı ağır yaralayan, 2 direnişçiyi öldüren polis, Gezi Parkı’ndaki direnişçilere sevgi dolu (!) mesajlar iletirken, özellikle SDP barikatı tarafına saldırmıştır.
Cezaevleri operasyonunu aratmayan bu yeni “şafak operasyonu” ile büyük bir panik havası yaratılmış, bu hava içinde, “ak koyun-kara koyun” oyunu daha iyi sergilenmiş, “kara koyun” olarak doğrudan partimiz hedef alınmıştır. Tarlabaşı’nda ilk gün olduğu gibi yine plastik mermi kullanılmıştır. Polis saldırısı ve medyanın seçilmiş yayını gerekli havayı yarattıktan sonra, İstanbul il binamız, aralarında özel tim mensuplarının da bulunduğu 100 kadar polis tarafından, içerisinde onlarca kişi olduğu halde kuşatılmıştır. Kapı balyozla kırılmış, merdivenlerdeki barikatlar temizlenmiş ve içerideki insanlar gazlanarak, dövülerek gözaltına alınmıştır. Gözaltı sayısı 70 civarıdır.
Bu saldırıya karşı direnen SDP’liler provokatör ilan edilmiştir. Partimizin meydanda kullanılan molotofla hiçbir ilgisi yoktur. Ancak molotof, iddiaların en küçüğüdür. SDP MYK üyemiz Ulaş Bayraktaroğlu, bizzat İçişleri Bakanı Güler ve İstanbul Valisi Mutlu tarafından “silah taşıyan eylemci” olmakla itham edilmiştir. Hiçbir iler tutar yanı olmayan, devletin daha önce de kerelerce başvurduğu bir yöntemin devamı olan bu iddiaları şiddetle kınıyoruz. Yine İstanbul Valisi Mutlu, sosyal medyada paylaştığı fotoğraflarla, parti binamızda bulunduğunu iddia ettiği silah ve kesici aletleri sergilemektedir. Onca yıkımın arasında gıcır gıcır parıldayan bu aletler de şovun görsel parçalarıdır. Partimiz SDP’nin ve MYK üyemiz Ulaş Bayraktaroğlu’nun bu şekilde yalan ithamlarla hedef gösterilmesi kabul edilemez.
Henüz Gezi Parkı direnişine ilk günkü saldırı emrini kimin verdiğini bile belirleyemediği iddiasındaki devlet yetkilileri, günah keçilerini bulmakta gecikmemiştir. Biz bu oyunu biliyoruz! Bu oyunun neyi amaçladığını görebilmek için uzman olmaya gerek yok. Saldırı direnişi bölmeyi, psikolojik olarak yenilgiye uğratmayı amaçlamaktadır. Bu oyuna gelmeyeceğiz. SDP il binasına düzenlenen saldırı ile medyaya servis edilen yalan haber ve kurgu fotoğraflar, yalnızca başlangıçtır. SDP il binasından sonra sıra derhal Gezi Parkı’na gelmiştir. Polisin meydanı terk etmesi için yapılan basın açıklamasına polis en ağır şekilde saldırmıştır.
Devlet, provokasyonlarına; AKP hükümeti ve onun Başbakanı, halkı kutuplaştırmaya çalışan tehditkar ve ateşle oynayan açıklamalarına derhal son vermelidir. Polis tüm Taksim alanından çekilmelidir. Polisin orada bulunuşu bizatihi provokasyonun kendisidir. Gözaltına alınan SDP’liler serbest bırakılmalıdır. Halkımızı bu oyunu bozmak için Taksim’e, Gezi Parkı direnişine destek vermeye davet ediyoruz.
Yılgınlık yok! Direniş var!
Her Yer Taksim, Her Yer Direniş”
Sosyalist Demokrasi Partisi
Merkez Yürütme Kurulu
12 Haziran 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; sendika.org
