6 Temmuz 2013 Forum Not ve Kararları


Anıtpark Forumu
Güvenpark Kadın Forumu
Mersin Forumu

Anıtpark Forumu (6 Temmuz 2013)

Kaos GL olarak Ankara’daki forumları gezme kararı aldıklarını ifade eden Evren, parkların 90lı yıllarda LGBTT bireylerin özellikle eşcinsel erkekler ve translar için bir araya gelme, sosyalleşme alanı olduğunu hatırlattı. Güvenpark’ın Kaos GL’nin kurulduğu yer olduğunu söyleyen Evren, Gezi Parkı’na müdahale başladığında çok etkilendiklerini anlattı. Evren, “LGBTT bireyler olarak alt kültürümüzü korumakta güçlük çekiyoruz. Parklar bizim kültürümüzü koruduğumuz alanlardır. Parkların işgali ile artık alt kültürümüzü bile yaşayamıyoruz, var edemiyoruz. Sadece LGBTT bireyler olarak değil mesela Güvenparkı kaybedeli yıllar oldu. Güvenpark, dolmuşlar ve polis tarafından işgal ediliyor. Gezi Parkı da LGBTT bireyler olarak alt kültürümüzün yaşadığı son sembollerden biriydi. Müdahele edildi. LGBTTler bu kıvılcımı bekliyordu. LGBTTlerin içten içe beklediğiydi Gezi” dedi. Gezi eylemleri ve forumları hem LGBTTler hem de toplumun tüm kesimleri için değiştirici ve dönüştürücü bir süreç olarak nitelendiren Evren, eşcinsellerle konuşmak, iletişime geçmek için toplumun üzerindeki zırhların kalktığını ifade etti. Evren, direniş sürecinin en büyük kazanımının ise iletişim ve bir araya gelme hali olduğunu belirtti.

Üç yıl Anıttepe Mahallesi’nde oturduğunu söyleyen Aslı, açık bir biçimde Anıtpark forumunda konuşuyor olmanın kendisi için çok önemli olduğunu ifade etti. Aslı, Gezi olayların başladığı ilk günden beri LGBTT bireyler olarak alanda olduklarını, revir kurarak, Ethem Sarısülük’ün öldürüldüğü yerde nöbet tutarak, Kuğulupark’ta konaklayarak direnişe destek verdiklerini hatırlattı. Aslı “Süreç hem bize hem alandakilere çok şey öğretti. Küfürlü sloganlar atıldığında, homofobik dil kullanıldığında ‘Arkadaşım bak biz de buradayız!’ diyorduk. O zaman değişti her şey. En azından insanlar bir durup düşünme fırsatı buldu” dedi.

Ebru, her akşam yapılan forumlarda homofobik dilin kırılmaya başladığını gördüklerini söyledi. Ebru, “Çarşı bize gelip ‘Şu küfürü edebilir miyiz?’ diye sordu. ‘Nasıl küfür etmeliyiz?’ dediler. Homofobik dil yıkılıyor. Kadına şiddet ve homofobi konusunda ciddi bir iyileşme var. Biz özgürleşmeden siz özgürleşemezsiniz; siz özgürleşmeden biz özgürleşemeyiz” dedi. Geçtiğimiz hafta düzenlenen LGBTT Onur Yürüyüşü’ndeki halkın yoğun ilgisini ve desteğini hatırlatan Ebru, bu konuda bilincin ciddi biçimde yükseldiğini ifade etti.

Diğer şehirlerle deneyim aktarımı yapmanın gerekliliğine inanan Barış, sürecin topluma insan olmayı öğrettiğini düşünüyor. Barış, “Ethem Sarısülük Ankara’da can verirken biz İstanbul’da ‘Diren Ankara, Taksim seninle’ diyorduk. Bu sadece Gezi’nin değil tüm halkın direnişi idi” sözleriyle tanımlarken direnişi “Halk özgürlüğün tadını aldı bir kere. Bir daha bırakmaz artık” dedi.

Marten, Hollanda’da yaptıkları eyleme birçok farklı insanın destek verdiğini anlattı. Türk, Kürt, LGBTT bireylerin, sendikaların yer aldığını belirten Marten, daha önce bir araya gelmeyecek grupların bir araya gelmiş olmasına dikkat çekti. Marten protestolar esnasında yaşadıklarını şu sözlerle aktardı: “ İki hafta önce Hollanda’da Türk Büyükelçiliği’nin önüne gittik. Kapıları tıklattık. Gürültü yaptık. Kimse yanıt vermedi. Türk hükümetinin tavrının yansıması bu. Hükümet eylemcileri hiç dinlemedi, dikkate almadı”

ÇHD avukatları, gezi tutsakları için örgütlenmek gerektiğinden bahsetti. Yazı mektup ve forum notlarını ona ileterek iletişim sağlayabiliriz. Son gözaltı ve tutuklamalar muhalefeti sindirmek için yapılıyor. Daha önce 2991 Sayılı Gösteri Yürüyüşüne muhalefet etmekten gözaltına alınanların hepsi serbest bırakıldı. Çünkü yasaya bir muhalefet yoktu. Eylemlerde gözaltına alınmış olanların fotograflarını gösterdiklerinde bu yasal hakları dedik hatta taş atanlar için nefsi müdefa dedik ve hakimler serbest bıraktırlar. Şimdi ise terörle mücadele yasası üzerinden tutuklamalar yapılıyor. Tutuklanan 33 kişi ile ilgili gizlilik kararı var biz avukatlar bile göremiyoruz. Hopa davasında olduğu gibi mahkemeler çok sayıda insan katılırsa onları içerden çıkarabiliriz. Ama öncelikle örgütlenmek gerekir, baroda, ÇHD’de, mahallede okullardaki topluluklarda. Bir konuşmacının sabaha karşı gözlaltına almalar yasal mı sorusuna ise “Terörle Mücadele Kanunu kapsamında gözaltılarda bunlar yapılabiliyor” şeklinde yanıt verildi.

Konuşmacı: Keçiören’de bir kişinin 10 el ateş açılarak öldürüldüğünü, Ethem’in vurulduğu yerde öğrendiğini, ailenin hala mücadele ettiğini ve polislerin yargılanmadığını söyledi.

Gazeteci: LGBT bireylerinin direnişine destek veriyoruz. Bir insan olarak nefret cinayetlerinden eşcinselleri kurtaralım üçüncü sayfa haberi olmasınlar

Konuşmacı: Biz KAOSGL’yi kurarken medyanın eşcinsellerle ilgili aşağılayıcı ve alaycı diline karşı durmak amacı da güdüyorduk. Eşcinselleri ve sorunlarını KaosGL yayınlarından ve web sayfasından izleyebilirsiniz. Eşcinselleri kurtarmak cümlesi yerine hep birlikte kurtulalım demeliyiz.

Konuşmacı: Ben kimlik hareketlerinin sınıf mücadelesinde yeralabileceğini LGBT gösterdi. kendimde alevi hareketinden geliyorum. Bu süreçte Kürt ve Alevi hareketleri yeralmazken LGBT bireyleri yer aldı. Bu anlamda kendilerine teşekkür ediyorum.

Konuşmacı: 2005 yılından beri 230’un üzerinde insan polis kurşunu ile öldürüldü ve hiçbiri hakkında işlem yapılmadı, yargılanmadılar. Bunların çoğu Doğu’da oldu. Ama izmir’de, ve başka şehirlerde bu tarz cinayetler yaşanıyor. Ethem’den sonra bu konudaki duyarlılığımızda arttı. Kürtler eylemler içinde örgüt olarak belki yeralmadılar ama hep direnişin içindeydiler. Lice’de Medeni de aynı şekilde öldürüldüğünde “her yer Lice her yer direniş” sloganını İstanbul’da, Ankara’da attık. Birçok gerçeği bu süreçte daha iyi görmeye başladık. Bugün İstanbul’da olanlardan dolayı da gerginiz ve moralimiz bozuk. Satırlı palalılar iş başında daha önce de işbaşındaydılar, Diyarbakır’da Özgür Gündem satan çocuklara Hizbullah adıyla saldırıyorlardı. Yine işbaşındalar.

Konuşmacı: Biz forumları dolaşıyoruz ve Ankara’da bir örgütlenme kurmak istiyoruz. İstanbul bu anlamda bizim önümüzde Taksim Dayanışmayı insanlar dinliyor. Ankara’da da buna ihtiyaç var. İletişimi ve duyuruları örgütleyecek, gelişmelerden haber verecek ve eylemleri örgütleyecek bir yapı kurmak için benimle iletişime geçebilirsiniz.

Konuşmacı: Forumda oluşturulan çalışma grupları çalışmıyor. Ben hem bunları yeniden gözden geçirmeyi hem de yeni çalışma grupları kurmayı öneriyorum. Örneğin fotoğraf çalışma grubu vb.

Konuşmacı: Biz Anayasa’nın 34. Maddesi toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemek haktır der ve bugün İstanbul’da polis bu hakkı gasp ederek suç işlemektedir.
KAPANIŞ: Forum başında İstanbul ile dayanışma için 10.30’da Güvenpark’a gitme yönündeki çağrıya uyacağımız konuşuldu. Forum 22.00 civarında bitirildi. Yürüyerek ve sloganlarla Güvenpark’a gidildi.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Güvenpark Kadın Forumu (6 Temmuz 2013)

• Kadınlardan tutuklu haziran direnişçisi kadınlara mektup atma çağrısı.
• Tutuklu kadınlardan Sıla Uzunpınar’ın annesi konuşuyor. “Direniş boyunca, kızımla beraber sokaktaydım. Sokakta olmaya devam edecek, AKP karanlığını yıkacağız.”
• Üniversiteli kadınlar, kadın düşmanı Melih Gökçek’i teşhir ediyor. Üniversitesinde, yurdunda, evinde, sokakda, tacize, tecavüze maruz kalmamızı, “3 çocuk doğurun” “Gerekirse kadın ölecek, çocuk değil.” sözleriyle meşrulaştıran, başta AKP olmak üzere, bütün kadın düşmanlarından hesap sormak için, bize yasaklanan sokaklarda, bize yasaklanan gecelerde olacağız.
• Kadınlar, erkek şiddetine, tacize, tecavüze, mor kart çıkarıyor.
• Bugün, 3-5 çapulcu diyen iktidar, dün 3-5 feminist için “Kız mıdır, kadın mıdır?” diyordu. Biz bu dille, daha önce tanışmıştık. Egemenlerin ayrıştırıcı politikalarına karşı, sözümüzü söylemeye devam ediyoruz, devam edeceğiz.
• Kadınlar, Haziran direnişi boyunca, kadın bedeni üzerinden atılan, şekillenen sloganlara mort kart çıkarıyoruz.
• Forumlarda kadınlar daha çok söz alsın, slogan atarken insiyatif alsın. Haziran direnişindeki cinsiyetçi tutumları, ancak bu şekilde değiştirebiliriz.
• AKP saldırganlaştıkça, kadınlar sokağa çıkmaya devam edecek.
• Çalışan kadınlar 8 mart günü sokağa çıktığı için, işyerlerinde baskıya uğruyor. İşten atılmakla tehdit ediliyor. Bunu yaşayan bir kadın olarak, 8 mart’ın resmi tatil ilan edilmesini istiyorum.
• Haziran direnişi boyunca gözaltına alınan kadınlar, cinsel tacize maruz kaldı. Biliyoruz ki, birçok kadın, bunun için herhangibi hak arama girişiminde bulunmadı. Gözaltında tacize uğradıysak ya da çevremizde böyle bir hikaye duyduysak, İHD ve TİVİV’e başvuralım.
• Yasalar kadınları korumuyor. Bu durumda, sesimizi daha çok çıkarmamız gerekiyor.
• Çocuk yetiştiren aileler, kadın, erkek değil, insan yetiştirmelidir.
• Saat 6 ve 8 arası, Güvenpark’da kadın forumu yapılsın. Bunun için de bir ekip kuralım.
• Dikmen’de, polisler tarafından taciz edilen Eylem arkadaşımız, kanunen muhattabı olan Ankara Emniyeti hakkında suç duyurusunda bulundu. Ethem’in katilini saklayan emniyet güçleri, Eylem’in tacizcisini de saklıyor. Durumu kabul etmiyor ve konu hakkında işlem başlatmıyor. Bu da demek oluyor ki, Ankara Emniyet güçleri tacizcidir. Peşini bırakmayalım, tacizci Ankara Emniyetine hesap soralım.
• Dans edemeyeceğim devrim, devrim değildir. Kadınlar ve LGBTT bireyleri, sokakda dans etme eylemi yapsınlar.
• Karşısında mücadele ettiğimiz iktidarın, iktidar olanakları var. Bu yüzden bireysel değil, örgütlü mücadele edelim.
• Bu forumdan, mahallelerimize gittiğimizde, benzer bir kadın komisyon, kadın kürsüleri talebinde bulunalım.
• Kadınlar; Kadın düşmanı Recep Tayyip’e, Ethem’in katili, tacizci polise, kadınlar öldürülürken susan Fatma Şahin’e, kadınlar tecavüzü hak eder diyen kadın düşmanı İ. Melih’e karşı ses çıkararak forumu sonlandırdılar.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Mersin Forumu (6 Temmuz 2013)

saat 19:00′dan itibaren toplanmaya başlanıldı. müzik dinletisinin ardından 20:30′a doğru ses sistemi çevresinde toplanan mahalleliler serbest kürsü kurarak söz aldılar. İlk olarak taksim’de gezi parkı’na girmeye çalışan kitlelere polis ve satırlı sivil faşistlerin saldırması ile ilgili bilgi verildi ve bu saldırılar kınandı.

forum moderatörü söz alarak bunun ilk mahalle forumumuz olması dolayısıyla sayının az olduğunu bunun moralimizi bozmaması gerektiğini dile getirdi. ekipler kurarak mahalleye el ilanı dağıttıklarını söyleyen moderatör merkezi toplanmalar yerine mahalle toplantıları yapmaya devam edeceklerini söyledi ve yalnızlaştırılmaya yönelik çabanın bir arada durularak kırılacağını söyledi. moderatör ayrıca polis müdahelesinin olduğu durumlardan “çatışma” değil “saldırı” şeklinde bahsedilmesi gerektiğini, kendimizi korumanın polise salsırmak olmadığını belirtti.
daha sonra direnişin büyük kısmında İstanbul’da olan bir muhabir arkadaşımız ilk başından beri gezi parkı ile ilgili haber yaptığını ve 20. güne girildiğinde de orda olduğunu söyleyerek “o gün kimse saldırı beklemiyordu ama saldırdılar” dedi. sonrasında oluşan kaybettik hissinin de duran adam eylemi sayesinde kırıldığını söyleyen muhabir mersin çadır kampına da geldiğini ortamın çok güzel ve paylaşımcı olduğunu söyledi.
gezi parkı’nı ziyaret etmiş olan direnişçiler sık sık söz alarak parktaki dayanışma, paylaşım ve üretimden bahsetti.
mersin’de iletişim sorunu olduğunu söyleyen bir katılımcı etkinliklerin duyurulması ve iletişim sorununun aşılması için önerilerde bulundu.
trabzon’da okuduğunu söyleyen bir katılımcı eylemlerin daha yaratıcı kılınması gerektiğini söyleyerek atölye çalışmaları yapılmasını ve bir adım daha atılmasını sağlayacak şeyler söylenmesini önerdi.
direnişin başlangıcından bu yana 40 gün geçtiğini söyleyen bir katılımcı somut proje ihtiyacına dikkat çekti. herkesi sorunlar üzerine konuşabileceği forumlar ve dayanışma biçimleri ortaya çıkartmaya davet etti. bunun dışında akkuyu’daki nükleer santral yapımına dikkat çekti ve parklarda takas pazarları yapılmasını önerdi.
söke’den gelen mersinli bir katılımcı 67bin nüfuslu söke’de çok daha örgütlü ve bilinçli bir faaliyet yürüdüğünü söyledi.
bir konuşmacı mersin’in dışardan duyarlı göründüğünü ama bu duyarlılığın sokağa yansımadığını, mersin’deki eylemlerin belli bir sayının üzerine çıkmadığını söyledi. bugün yapılan forumun yeterince duyurulmadığını söyleyen katılımcı sürece dahil olanların belli beklentilere sahip olduğunu vurgulayarak “bunu en iyi oturtan kent olan ankara’da halk dikmen’de kendi yaşam alanını korumak için böyle bir kültür oluşturdu. ordaki mahalle forumlarında alınan kararlar güvenpark’a aktarılıyor” dedi.

15 yaşındaki katılımcımız afiş asılmasını ve el ilanları dağıtılmasını önerdi.
14 temmuz saat 20:00′de kazanlı spor salonu’nda gerçekleşecek olan grup yorum konserinin duyurusu yapıldı.
eylemlere 86 yaşındaki annesi ile katıldığını söyleyen bir kadın katılımcı, annesinin “barış meydanı’nın annesi” olarak bilindiğini ve eylemlilikler boyunca yaşına rağmen sokakta olduğunu söyledi. “yüreğimiz taksim, her yer taksim” diyen katılımcı “insanlar şimdiye kadar bir itirazı örgütlediler, biz o itirazı daha çok büyütmek zorundayız” dedi.
söz alan bir kadın konuşmacı bu etkinlikler organize eden bir karar mercii olmadığını karar merciinin forum olduğunu söyleyerek katılımcıları bundan sonra aldıkları sözlerde bundan sonraki forumların nerede olacağı ile ilgili karara yönelik konuşmaya ve forumları zenginleştirmek için somut görevler tarif edip bu görevleri üstlenmeye çağırdı.
Barış meydanı’na geri dönme önerisi değerlendirildi. bazı katılımcılar meydana yürünmesi gerektiğini söylerken bazıları tatmin edici bir kalabalık sağlanana dek inönü parkı’nda kalma yanlısıydı. parkıyaşam alanına çevirmek yönünde öneriler geldi.
direnişin başından beri ankara’da olduğunu söyleyen bir kadın katılımcı “az olmak moralimizi bozmasın” dedi farklı görüşlerden olanların birbirine tahammül etmesinin çok değerli olduğunu söyledi. “ilk günbu kadar olabiliriz bunun önemi yok, önemli olan burdan ayrıldığımızda bir iz bırakmamız” diyen katılımcı tüm forumların haftanın 1 günü merkezi bir forumda buluşmasını önerdi.
bir katılımcı takas pazarı’na hemen yarın başlamayı önerdi.
parkı canlı tutmak için bazı öneriler yapan bir kadın katılımcı çarşaf getirilerek ağaçlara gerilmesini ve parkın bir bostana çevrilmesini önerdi. başka bir katılımcı yerel idarelerin parkları yapıp çekildiğini ama halkın parkları ihtiyacına yönelik düzenleme hakkının olduğunu belirtti.
palmiye düğün salonu’nun arkasındaki forumun düzenleyicilerinden biri söz alarak forumların her gün ayrı yerde yapılmasını ve farklı mahallelere dağılmasını önerdi.
parkların mahalle içindeki etkileşimi güçlendirmek açısından önemli olduğu söylendi. kitap okunması ve ışıklandırma yapılması önerildi.
parklara bu mücadelede kaybettiğimiz abdullah cömert, ethem sarısülük ve mehmet ayvalıtaş’ın isimlerinin verilmesi önerildi.
tek başına kalsa da geleceğini söyleyen bir direnişçi mersin halkının bir çoğunun sahilde, yaylada geri kalanların da kafelerde oturduğunu ve parkta kalarak sayımızın çoğalmasının zor olduğunu öne sürdü.
her akşam yürüyüşe geçilerek sesimizi duyurmamız gerektiği söylendi.

karar niteliğinde öneriler

forumun parkta toplanmasına devam edilecek
takas pazarı kurulacak. herkes evinden kullanmadığı eşyasını getirip sergileyecek, isteyen herkes istediği eşyayı ücret ödemeden alacak.
taksim’de polisler ve satırlı çeteler tarafından yapılan saldırıları kınama amacıyla yürüyüş yapılması istendi fakat sayının azlığı nedeniyle vazgeçildi.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön