TİHV’in Gezi Parkı raporunda, revirlerde çalışan kadın sağlık görevlilerinin polis tarafından cinsel tacize maruz kaldığı, İzmir’de bir öğretmenin kaçırılıp dövüldüğü bilgisine yer verildi.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Gezi Parkı sürecinde kendisine bağlı tedavi merkezlerine başvuran 169 yurttaştan elde ettiği bulguları raporlaştırdı. Rapora göre 159’u gaza maruz kalmış, 87’sinin doğrudan vücuduna biber gazı fişeği atılmış. Bunlardan 48’sinde kafa travması, kafa kemiği, göz çevresi kemiği ve burun kırığı ve görme kaybı var. Beş kişide plastik mermi yarası görülürken, 26’sı değişik biçimlerde dövülmüş. Revirlerde çalışan kadın sağlık görevlilerinin polis tarafından cinsel tacize maruz kaldığı, İzmir ’de bir öğretmenin kaçırılıp dövüldüğü bilgisine yer veriliyor. Bu arada, Türkiye’ye gelen Avrupa İşkence İzlemeyi Önleme Komitesi’nin TİHV yetkileleriyle gündem dışı görüşme yaparak, Gezi Parkı’ndaki müdahaleler hakkında bilgi aldı. Komite, Türkiye ile ilgili sert rapor yayınlayabilir. Gezi Parkı gösterileri sırasında, 31 Mayıs-24 Haziran tarihleri arasında polis şiddetine maruz kalan 169 kişi tedavi ve rehabilitasyon için TİHV merkezlerine başvurdu. Halen tedavileri devam eden mağdurlardan edinilen bulgulara göre hazırlanan raporda, şu sonuçlara ulaşıldı:
87 kişi kapsülle yaralandı
* 159 kişi göz yaşartıcı kimyasala maruz kaldı. Başlıca yakınmalar şöyle: gözde kızarıklık, batma hissi, görme bulanıklığı, geçici görme kaybı, geçici işitme kaybı, nefes darlığı, astım krizi, solunum durması, yığılma, bilinç bulanıklığı-kaybı, konsantrasyon bozukluğu, tansiyon yüksekliği, kalp atımında yavaşlama, deride yanık…
* Kolluk güçleri göz yaşartıcı kimyasalları göstericileri doğrudan, bilhassa baş bölgesini hedef alarak ateşledi. TİHV’e başvuran kişiler bu durumu, “Yanımdan hızla bir şey geçtiğini fark ettiğimde ‘Akrep’ adlı aracın üzerindeki polise baktım, gaz bombasını bana attığını gördüm. İkinci kapsül başımın üzerinden geçti. Üçüncü bacağıma çarptı” diye anlattı. * 169 kişiden 87‘sinde gaz kapsülünün çarpmasının etkisiyle yumuşak doku travmaları ve ekimoz oluştu. Bunlardan 17’sinde kafa travması, dördünde kafa kemiği kırığı, 14’ünde göz travması, yedisinde gözde kemik kırığı, ikisinde ayrıca burun kırığı, altısında görme kaybı, dördünde el ve kolda kırık, birer kişide ayak ve kaburga kırığı, iki kişide de diş kırığı saptandı.
* 15’inde tazyikli suyun çarpmasıyla havalanıp yere çarpmalar, savrulmalar, yere düşmeler ve sürüklenmeler görüldü. Direk basınç etkisiyle özellikle saçlı deride kesiler, deri altı kanamalar oldu.
* Beş kişide plastik mermi yaralanması ile uyumlu olduğu düşünülen yumuşak doku yaralanması tespit edildi.
* 26 kişi yakalama ve gözaltı işlemleri sırasında, kaçarken ya da kıstırıldıkları sırada tekme, tokat, yumruk, kalkan, cop, sopa, çivili sopa, demir çubuk gibi araçların kullanılması sonucu travma ve kırıklar saptandı.
* 49 kişide akut stres bozukluğu, 10’unda eşik altı akut stres bozukluğu, üçünde depresyon, bir kişide eşik altı stres bozukluğu görüldü.
Doktorlara taciz
* Revirlerdeki sağlık çalışanlarına ve revirlere malzeme taşıyan insanlara kadar cinsel taciz olduğu bildirildi. Üniversite hastanesi Adli Tıp Polikliniği’ne başvuran üniversite öğrencisi; İstanbul ’da Taksim revirine tıbbi malzeme taşırken polisler tarafından sıkıştırılarak tacize uğradığını anlattı. Cinsel taciz özellikle resmi olmayan gözaltılarda ve yakalama işlemleri sırasında gerçekleşti.
* İzmir’de 5 Haziran’da öğretmen Mehmet Tanrıverdi, akşam 20.30 sıralarında Alsancak’ta 35 KEH 20 plakalı oto içerisine sivil polislerce zorla, kafasına vurularak kaçırıldı ve kendisine işkence yapıldı. Araba içerisinde başlayan işkence daha sonra Bornova civarında dağlık arazide devam etmiştir. Tanrıverdi, kabadayağın yanı sıra, silah kabzasıyla vurma ve dayak, silah namlusunu başa dayayarak ölümle tehdit etme, küfür, hakaret gibi işkence uygulamalarına maruz kaldı. İlerleyen saatlerde serbest bırakılan Mehmet Tanrıverdi daha sonra hastaneye giderek rapor almıştır.
* Ankara ’daki sivil sağlık görevlileri de dövüldü. 2 Haziran’da Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde görevli bir doktor TİHV ekibine şunları anlattı: “Gece 23:.0 civarında polis dışarıdan revirin içine gaz bombası atmaya başlamış. Bir süre bekleyip içeriye girmişler. Bu arada gaza dayanamayarak dışarı çıkan sağlık çalışanları polisin iki taraflı dizilerek oluşturduğu koridordan coplarla dövülerek geçebilmişler. İçeride kalanlar da zorla dışarı çıkarılmışlar. Herkesi dışarı çıkardıktan sonra içerideki malzemeleri parçalamışlar.”
İsmail Saymaz
2 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; radikal.com.tr