Radikal: 5 dakika bile geçmemişti ateş açıldı

Lice’deki olayda hayatını kaybeden Medeni Yıldırım’ın akrabası olan ve eylemde bulunan Fahime Yıldırım, insanların karakola daha yaklaşmadan üzerlerine ateş açıldığını söyledi.

fahime-yildirim

Diyarbakır ’ın Bağlar ilçesinde, Lice’de protesto gösterisine askeri karakoldan açılan ateş sonucu, 18 yaşında hayatını kaybeden Medeni Yıldırım için kurulan yasevinde öfke ve hüzün bir arada. Kentin sokaklarında da aynı öfke kol geziyor. Diyarbakır’da bir hafta önce yaşanan barış havası, bu olay üzerine yerini güvensizliğe bırakmış. BDP ve Diyarbakır’daki birçok sivil toplum örgütü olayın barış sürecine yönelik provokasyon olduğunu savunurken, hükümet olayı araştırmak için müfettişler görevlendirdi. Temenniler, bu tür olaylarla ‘barış sürecinin zarar görmemesi’ yolunda. Sokaklarda sık sık “Roboski cezalandırılsaydı, bu olmazdı” sözü telaffuz ediliyor.

Diyarbakır’ın Lice ilçesi, karakol inşaatını protesto sırasında açılan ateş sonucu Medeni Yıldırım’ın yaşamını yitirdiği, birçok kişinin de yaralandığı olay sonrası tam bir sessizliğe bürünmüş. Bir çokkişi, ‘gözaltı korkusuyla’ ve taziye nedeniyle evini bırakarak Diyarbakır’a geçmiş. Jandarma ve Mülkiye müfettişlerinin soruşturması sürerken, ‘ateş emri verilmediği’ sızan bilgiler arasında.

BDP’den sağduyu çağrısı Sivil toplum örgütleri ve BDP ise olayların sokağa yansımasından korkuyor. Çünkü Diyarbakır başta olmak üzere bölgede büyük bir öfke ve güvensizlik havası hâkim. Bu öfke, cenaze töreninde atılan “Lice Gezi olsun” sloganlarıyla dile dökülüyor. BDP ise ‘barış sürecinin zarar görmemesi için’ sağduyu açıklamaları yaparak, halkı sakinleştirmeye çalışıyor. Yapılan resmi açıklamalar ise kırgınlığı daha da arttırıyor. Süreci topluma anlatmak için yapılan toplantılarda aktif rol üstlenen Diyarbakır BDP İlçe yöneticilerinden Seyran Elef Tosun, “Bir süredir devam eden barış havası birden öfkeye döndü. Zaten halka süreci anlatmak için yaptığımız toplantılarda bize ‘güvenmiyoruz’ diyorlardı. Şimdi de ‘biz size demiştik’ diyorlar. BDP, öfkeyi dindirmek için çalışıyor” dedi. BDP Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Eşref Mamedoğlu ise “Tam 30 yılık kırılganlık aşılmaya başlamıştı böyle bir olay oldu. Tam 546 toplantı yaptık ve güven duymayan insanları sürece kazandırdık. Şimdi bu insanlar bize hesap soruyor. BDP çok zor durumda kaldı” dedi.

Olayın ardından Lice’ye giderek incelemeler yapan DTK Eş başkanı Aysel Tuğluk ise “Çok açık provokasyon olarak görüyorum bu olayı. Öcalan zaten bu konuda uyarı yapmıştı. İçlerinde özel timin olduğu bir grubun ateş açtığını biliyoruz. Bu olayın büyümemesi için sorumlunun bir an önce ortaya çıkartılması ve tutuklanması lazım” diye konuştu.

Molotofun görüntüsü nerde? O an protesto gösterisinde bulunanlar, karakola molotof veya başka tür patlayıcı atıldığı açıklamalarını reddediyor. Taşlamanın ise ateş açılmasının ardından başladığını söylüyor. Bunlardan bir tanesi de Medeni Yıldırım’ın öldürüldüğü sırada yanında bulunan amcasının kızı Fahime Yıldırım. Fahime Yıldırım, “Molotof atıldığı iddiasını kabul etmiyoruz. Oradakiler ateş açılması üzerine taş attı sadece. Başka kimsenin elinde bir şey yoktu. Zaten olsa karakolun kameralarından görüntü çıkardı” dedi. Fahime Yıldırım, “Halk karakolların yapılmasını protesto etmek için yürüyüşe geçti. Aşağı Kayacık Karakolu’nun yanına gittik. Askerler mevzideydi. Daha beş dakika geçmedi. İnsanlar daha konuşma yapmadan iki karakoldan üzerimize ateş açıldı. Hem Kayacık hem de yukardaki karakoldan ateş açıldı. Medeni de yanımdaydı. İnsanlar çok şaşırdı ve ne yapacağını bilmedi. İnsanlar kuş gibi yere düşmeye başladı. Medeni de bir anda yere yığıldı. Ortalık kan gölüne döndü” sözleriyle anlattı yaşadıklarını.

Cenazeyi sessiz gömün
Protesto gösterisinde bulunan Medeni’nin ağabeyi Mehmet Yıldırım ise kardeşinden farklı bir yerde bulunduğunu belirterek, “Karakolu protesto için gittik. Bazı kadınlar ve BDP yöneticileri komutanla görüşüyordu. O sırada bir gerginlik çıktı ve hemen arkasından ağır makineli silahlarla nöbetçi kulübelerinden ateş açıldı. Gaz bombaları atılmaya başladı. Bunun üzerine gençler de taş atmaya başladı. Herkes şantiyeye doğru yöneldi. Silah seslerinin artması üzerine de geri kaçmaya başladı kalabalık. Bu sırada yaralananlar oldu. Biraz daha geriye gittiğimde bir kadın yerde yatıyordu. İç organları çıkmıştı. Sonra birisi gelip, ‘kardeşin de yaralanmış, hastaneye götürmüşler’ dedi. Bunun üzerine hastaneye koştum. Sonra ölüm haberini aldık” dedi.

Mehmet Yıldırım, cenaze töreni hazırlıkları sürerken valilikten yetkililerin geldiğini ve tören konusunda kendilerini uyardıklarını söyleyerek, “Gece yarısı valilikten haber geldi ve bize ‘cenazeyi sessiz sedasız gömün’ dendi. Buna tepki gösterdik ve kabul etmedik. Bunun üzerine ‘sizin istediğiniz gibi olsun’ dediler. Sonra ‘tören için sadece cenaze arabasıyla birlikte iki araba olsun’ dendi. Cenazemize bile karışmak istendi” diye konuştu.

Mehmet Yıldırım ailesinden başka kayıplar olduğunu da söyleyerek, “Bu yıl üniversiteye hazırlanıyordu. İktisat okumak istiyordu. Dilerim kardeşim son olur. Başka kaybımız olmaz. Bizim köyde içme suyu yok, yol yok ama kaç tane karakol var. Her şey kısıtlı, karakol tam. Lice’nin nüfusu 5 bin ama 15 bin asker var. Lice’nin içi harabe gibi ama çevresi tamamen askeri bölge” dedi.

Amca Doğan Yıldırım ise yaşadıklarını anlatırken şunları söyledi: “Ateş gerçekten düştüğü yeri yakıyor. Bu olayın siyasi ve insani boyutu var. İnsani boyutunu yaşayanlar bilir. Bu bizim ailemizden dördüncü kayıp. Medeni lise son sınıftaydı. Üniversite okumak istiyordu. Hayalleri vardı. Ama askerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti. Biz bu barışı destekliyoruz. Barış sürecinin provoke edilmesini istemiyoruz. Ama bütün tarafların katkı sunması gerekiyor. Bir protestonun karşılığı silahla ateş etmek olmamalı.”

Olayın ardından incelemelerde bulunan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ise olayda aşırı güç kullanımının söz konusu olduğunu dile getirirken, “Gereksiz yere silah kullanıldı ve anlamsız bir sonuç ortaya çıktı. Protesto demokrasinin gereğidir. Demokratik yöntemler olacaksa yürüyüş hakkı da protesto hakkı da anayasal güvence altındadır. Bunlara karşı eski refleksler sergilendi” diye konuştu.

Rifat Başaran
1 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; radikal.com.tr