Etiket arşivi: 13. İstanbul Bienali

BirGün: Sokaktan çekildik; orada otorite var!

sokaktan-cekildik-orada-otorite-var-1

Kentsel kamusal mekânlardan çekilmenin politik, felsefik ve sanatsal bir jest olduğunu söyleyen Fulya Erdemci: Öyle bir Türkiye’den geçiyoruz ki, vatandaşın sesini şiddetle bastıran otoriteyle işbirliği yaparak kamusal alanları kullanmak hiç de samimi olmayacaktı Bu yıl 13.sü düzenlenen İstanbul Bienali, belirgin teması ‘kamusal alan’ olmasına rağmen kentsel kamusal mekânlardan çekilme kararı ile çok konuşuldu. Oysa ilk kez ücretsiz olarak gerçekleştirilen Bienal, [...] → Yazının devamı…

Agos: Türkiye haz cumhuriyeti

Christoph Schaefer

Christoph Schaefer, Hamburglu bir kavramsal sanatçı. 13. İstanbul Bienali’ne, İstanbul’daki kamusal alanlar ve kentsel dönüşümle ilgili çizimleriyle katılan sanatçıyla, kamusal alanlar, kentli olmak ve Türkiyeli olmadan Türkiye hakkında sanatsal üretim yapmak üzerine konuştuk. Christoph Schaefer, Hamburglu bir kavramsal sanatçı. 13. İstanbul Bienali’ne, İstanbul’daki kamusal alanlar ve kentsel dönüşümle ilgili çizimleriyle katılan sanatçıyla, kamusal alanlar, kentli olmak ve Türkiyeli olmadan Türkiye [...] → Yazının devamı…

Cumhuriyet: Anne ben insan mıyım?

bienal

İstanbul Bienali kapılarını açtı. Ancak tartışılmaya çok önceden başlanmıştı: “Gezi’den sonra bienal anlamsızlaştı”, “Kentsel dönüşüm, şirket destekli etkinlikle tartışılamaz”… Biz de protestoların sahibi Kamusal Direniş Platformu’yla bienali ve kentsel dönüşümü konuştuk. İstanbul Bienali, bu sene kentsel dönüşümü ve kamusal alanı tartışmaya açadursun, Gezi Direnişi bunu günlerdir yapıyor. Parklardaki forumlar, polisin saldırılarına rağmen sokakların terk edilmeyişi kamusal alanlara sahip çıkıldığının göstergesi. [...] → Yazının devamı…

Bianet: Anne Ben Barbar mıyım?- İpek Bozkurt

bianal

Gezi direnişiyle birlikte Bienal’ın retoriği cevaplanmış oldu. Zira bizler, özgürce yaşamak için sokaklara çıkan gençleri öldüren bir toplumun parçasıydık, kısaca, evet, “barbardık”. 13. İstanbul Bienal’inin kavramsal çerçevesi olan “Anne Ben Barbar mıyım?” Ocak 2013’de halka duyurulduğunda Gezi, sadece Taksim’deki nadir yeşil alanlardan birinin adıydı. 2013 yılının Mayıs ayının son haftasında ise “Gezi” bir mekan tanımının ötesine geçerek, otoriter bir iktidarın [...] → Yazının devamı…

Bianet: Kimdir bu sokaklardaki insanlar?- Elif Cansu Akoğuz

butler

Butler “Toplanma hakkı nedir?” ve “Kimdir bu sokaklardaki insanlar?” diye sordu. Uzun süredir direnişin pratik kaygıları içerisinde doğal olarak sormaya vakit bulamaz olduk böylesi teorik ama can alıcı soruları. Feminist felsefe ile queer kuramı üzerine çalışmaları ve savaş karşıtı görüşleriyle tanınan postyapısalcı düşünür Judith Butler 15 Eylül günü 13. İstanbul Bienali’nin açılış konuşmasını yapmak üzere Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi [...] → Yazının devamı…

DW Türkçe: İstanbul Bienali’nde sanatla protesto

ayseerkmen

13’üncü İstanbul Bienali 14 Eylül’de kapılarını açtı. Gezi Parkı protestolarının etkisi Bienal’de de hissediliyor. Sanatçıların ülkedeki siyasi gelişmelerden ilham aldığı gözleniyor. Bu sene İstanbul Bienali’ni ziyaret eden sanatseverleri, ana giriş kapısında sanatçı Ayşe Erkmen’in “kütkütküt” adlı eseri karşılıyor. Eser ucunda yeşil bir ağır top bulunan büyük bir vinci andırıyor ve bu top durmaksızın beton bir duvara çarpıyor. Sanatçı, bu proje [...] → Yazının devamı…

Deutsche Welle: İstanbul Bienali’nde sanatla protesto

bienal1

13’üncü İstanbul Bienali 14 Eylül’de kapılarını açtı. Gezi Parkı protestolarının etkisi Bienal’de de hissediliyor. Sanatçıların ülkedeki siyasi gelişmelerden ilham aldığı gözleniyor. Bu sene İstanbul Bienali’ni ziyaret eden sanatseverleri, ana giriş kapısında sanatçı Ayşe Erkmen’in “kütkütküt” adlı eseri karşılıyor. Eser ucunda yeşil bir ağır top bulunan büyük bir vinci andırıyor ve bu top durmaksızın beton bir duvara çarpıyor. Sanatçı, bu proje [...] → Yazının devamı…

BirGün: Sermaye himayesinde özgürlük vaadi

direnal

“Bienaller kültür odaklı kentsel gelişim vaadinin bir parçası olarak işliyor” diyen Ezgi Bakçay Bienal’in ücretsiz olmasının bir şey değiştirmediğini ve bienaller aracılığıyla bize sunulanın sermayenin himeyesinde özgürlük vaadi olduğunu söylüyor. Fulya Erdemci küratörlüğünde gerçekleşen 13. İstanbul Bienali kapılarını açtı. Bu yıl “Anne, ben barbar mıyım?” başlığıyla yola çıkan İstanbul Bienali’nin ana fikrini politik bir forum olarak “kamusal alan”oluşturuyor. Başta İstanbul’da [...] → Yazının devamı…

Taraf: Barbarların güzergâhında Gezi yok

fulya-erdemci

“Anne, ben barbar mıyım?” başlığıyla Fulya Erdemci küratörlüğünde gerçekleştirilecek 13’üncü İstanbul Bienali’nin sergi mekânları açıklandı. “Anne, ben barbar mıyım?” başlığıyla Fulya Erdemci küratörlüğünde gerçekleştirilecek 13’üncü İstanbul Bienali’nin sergi mekânları açıklandı. Bienal sergileri, 14 eylül-20 ekim arasında Antrepo No.3, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, ARTER, SALT Beyoğlu ve 5533’te yer alacak. Kentsel kamusal mekânlara müdahalede bulunan pek çok proje içermesi planlanan [...] → Yazının devamı…

habersoL: 13. Uluslararası İstanbul Bienali protestoları, Gezi Direnişi ve sinik metinler “Devrim bienallerde temsil edilmeyecek”-Fırat Arapoğlu

bianali

Bienal protestolarında üç ana başlık sorunsallaştırılıyor: Kentsel dönüşüm, doğal kaynakların muktedirler/sermaye tarafından ele geçirilmesi ve sanatın bağımsız alanının sermaye tarafından fethedilmesi. On üçüncü Uluslararası İstanbul Bienali küratörü Fulya Erdemci, bienalin bu yılki başlığını Lale Müldür’ün aynı adlı kitabından alıntılayarak, “Anne Ben Barbar Mıyım?” olarak belirlemişti. Siyasi bir forum olarak kamusal alan fikri üzerinden hareket eden bienal, “barbar” sözcüğünü toplumun “mutlak [...] → Yazının devamı…