Evrensel: Sana ne dedik? – Çağdaş Günerbüyük

Biz sana parkı alamazsın demedik. Sen cebini dolduracaksın diye ağaçların bir suçu yok dedik. Ama senin silahın var, bomban var, cephanen gırla. Elinde bir şey olmayan halkı kovalayabilirsin, zehirle saldırabilirsin, hayvanları öldürerek, düzenini yok ederek parkı işgal edebilirsin. İsteyen herkesin gelip katılabildiği parkı “halka açtığını” söyleyip, polisinin kimseyi içeri bırakmasına izin vermeyebilirsin. Biz o park babanın malı değil, talan da etsen halkı muhatap alacaksın dedik. Almadın mı?

duranadam

Biz sana yalan söyleyemezsin demedik. Halk artık bunları yemeyecek dedik. Ama senin medyan var, satılık onca adamın var, her şeye bir cevabın var. Her gün yeni bir yalan söyledin, bir tanesini ispat edemedin. Görmemeye çalışanlar, senin borazanların dışında hiçbir sese kulak vermeyenler, varsın gerçeği öğrenmemiş olsun. Bayrak yakılma yalanını sürdüremedin, cami yalanlarını müezzin boşa çıkardı, faiz lobisini, yabancı ajanları uydurdun, herkes güldü geçti. Biz gerçeğin kendisiyiz, gerçek bizim yanımızda dedik. Değil miymiş?

Biz sana öldüremezsin demedik. Öldürmekle azalmayız, yanına bırakmayız dedik. Ama sen, öldürmeyi iyi bilirsin. Gaz bombaların, mermilerin üç canımızı aldı. Kendi memurunu bile koruyamadın. Kuşların, kedilerin, köpeklerin binlercesini gazın öldürdü. Ne unuttuk, peşini bıraktık, ne korkup kaçtık. Ankara’da bir kişi öldürdün, cenazesini on binler taşıdı. Sen öldürebilirsin, biz hayatı biliriz dedik. Bilmedin mi?

Biz sana yasak koyamazsın demedik. Yasaklamakla bir şeyi engelleyemezsin dedik. Ama senin kanunun var, meclisin var, polisin, mahkemen var. “İkinci bir emre kadar” dersin, “yasak” dersin. Sen de yasağın ne olduğunu tanırsın, senin bağıra çağıra laf anlattığın milyonlar da tanır. Biz cevap vermeyelim, sen ver. Kimi tutabilmiş yasaklar?

Biz sana meydanlara toplanamazsın demedik. Biz meydandayız, buraya konuş dedik. Ama senin bilmem ne kadar oyun var, desteğin var, bedava otobüslerin, yemeklerin, her gelene verecek harçlığın var. Yüz binleri toplayıp orada kendine karşı ayaklananlara küfür de edebilirsin. Bütün diktatörler bunu yaptı. Sonra hepsi yıkılmadı mı?

Biz sana geri adım atmadan duramazsın demedik. Biz özgürlük talebimizden geri basmayacağız dedik. Ama sen polisinle, mahkemenle, belediyenle döner dolaşır dediğini yapabilirsin. Biz binlerle toplanıp zehirli gazının, suyunun karşısında geri adım atmadık, gerisini sen düşün. Geri adım atmamak marifet olsaydı, TOMA’nın önünde Ay yürüyüşü yapmazdık. Adım atmayayım diye ayak oyunları yapan sen değil misin?

Biz sana gündemi belirleyemezsin demedik. Bizim de sözümüz var dedik. Ama senin ağzın laf yapıyor, her gün başka konu açıyor musun, açıyorsun. Parka gittik “çapulcular”ı dinlemek istemedin, polisini daha fazla saldırttın, biz daha kalabalık geldik, hâlâ “dinlemiyorum” dedin. Peki haftalardır başka bir konuda konuşmak için ağzını açtın mı? Kışlayı yapıp yapmayacağını, parkı yıkıp yıkmayacağını, sandığa sarılıp sarılmayacağını boşuna anlatmıyorsun ya. Konu bu dedik, diyen biziz. Ondan beri onu konuşmuyor musun?

Biz sana çiçek dikemezsin demedik. Bina değil, alışveriş merkezi hiç değil, yeşil istiyoruz dedik. Ama sana çiçek mi yok? Diktin. Bir hafta oldu. Kimseyi parka adım attırmadın. Çiçeklerin ve polislerin mutlu mesut güneşleniyor. Bunu tabii ki yapabilirsin. Ama biz o ağaçlara sarılmasaydık, o çiçekler dikilecek miydi, o para kazanma binalarının inşaatı duracak mıydı? O zaman o çiçekleri sen dikmiş mi oluyorsun yine de?

Biz sana kimseden destek bulamazsın demedik. Herkesi satın alamazsın dedik. Ama senin yalakaların var, eli sopalıların var, satın alınmış soytarıların var. Salarsın sokağa, konuşturursun ekranlardan, sabahtan akşama savunurlar seni, “yedirtmezler”. Herkesi kendi gibi sanmak ne acı. Bu düşmanlık senin, bizim değil. Bütün medyayı susturdum sanırsın, satın alınamayan kanallar çıkar. Herkesin ipi elinde sanırsın, tehditler savurursun. Bazısı da dinlemez, oyunu bozar. Bozmadı mı?

Biz sana bizi dağıtamazsın demedik. Toplanırız dedik. Ama sen, bunca silahsız insanı, zehrinle parktan kovarsın, ordunu da çağırdın mı sokakları gazlayıp durursun. Kişi kendinden geçtikten sonra neler yapmaz. O kalabalığı o gün, hadi birkaç gün içinde diyelim, dağıtırsın. Dağıttın. Bize park mı yok? Bir park polisin oldu, kimseyi sokmuyor. Biz ertesi gün onlarca parkta yeniden toplandık. Şimdi hangi birine yetişeceksin?

Biz sana bizi durduramazsın demedik. Durduk işte. Sen ne zaman duracaksın?

Çağdaş Günerbüyük
22 Haziran 2013

Kaynak; evrensel.net