Evrensel: İşte Erdoğan’ın ‘polis destanı’

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Erzurum’da yaptığı miting konuşmasında “Polise emri kim verdi diye soruyorlar. O emri ben verdim” dedi. Bugün de Polis Akademisi mezuniyet töreninde konuşan Erdoğan “Polisimiz bir başka ülkede yaşansa asla tahammül edilemeyecek tavırlar karşısında kahramanlık destanı yazmıştır” sözlerini sarf etti.

rte

Peki Başbakanın verdiği emrin ve polisin üç haftalık “destan” bilançosu ne oldu? Hekimlerin ve insan hakkı savunucularının verdiği rakamlara göre işte o destan:

*4 kişi öldürüldü
*59 kişi ağır yaralandı, 6’sının hayati tehlikesi sürüyor.
*100’ün üzerinde kişi kafa travması geçirdi.
*11 kişi gözünü kaybetti
*1 kişinin dalağı alındı.
*Toplamda 7 bin 836 kişi yaralandı
*Gazdan etkilenerek sağlık kurumlarına başvuranları da hesaplayan TİHV verilerine göre ise yaralı sayısı 11 bin 823
*İnsanlar hedef alınarak plastik mermi kullanıldı
*Uluslararası sözleşmelere aykırı yoğunlukla biber gazı kullanıldı
*Yasa dışı olmasına rağmen kapalı alanlara gaz atıldı

1 ÖLÜM DE OTOPSİ BEKLİYOR

Başbakanın “Emri ben verdim” dediği polis saldırılarında biri polis 4 kişi hayatını kaybetti. Yaşamını yitiren diğer 2 kişinin ise otopsi raporları beklendiği için henüz bu rakama dahil edilmediler.

*21 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş, 2 Haziran 2013 tarihinde İstanbul’un Ümraniye ilçesinde eylemcilerin üzerine sürülen bir aracın altında kalarak yaşamını yitirdi.

*3 Haziran 2013 tarihinde Antakya’da, Taksim Gezi Parkı protestoları sırasında 22 yaşındaki Abdullah Cömert hayatını kaybetti. Otopside ölümün başa alınan iki darbe ile gerçekleştiği belirtildi.

*Adana’da 5 Haziran 2013’te alt geçit köprüsünden düşen Komiser Mehmet Sarı ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

*1 Haziranda Ankara’daki eylemlerde ortaya çıkan kamera kayıtları sonucu bir polis memurunun silahından çıktığı ileri sürülen kurşunla ağır yaralanan Mehmet Ethem Sarısülük (26) hayatını kaybetti. Otopsi sonucu Sarısülük’ün doğrudan bir polis memuru tarafından açılan ateş sonucu öldüğü ortaya çıktı. Ailesinin avukatları o polisin ismini savcılığa verdi ancak polis henüz savcılığa teslim edilmedi.

*Ankara’da Kızılay Meydanı’na yakın bir dershanede temizlik görevlisi olarak çalışan İrfan Tuna (47) 5 Haziran 2013’te çalıştığı sırada polisin eylemcilere yönelik yoğun gaz bombalı saldırısının ardından rahatsızlandı ve kaldırıldığı hastanede geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. İrfan Tuna’nın ölümüne gaz bombalarının neden olup olmadığı Adli Tıp Kurumunun raporu sonucu anlaşılabilecek.

BİBER GAZI KİMYASAL SİLAH OLARAK KULLANILDI

Türk Tabipleri Birliği, Türk Toraks Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği gibi çok sayıda sağlık örgütü biber gazı kullanımı konusundan işlenen suçları şöyle açıklamıştı:

*Biber gazı gösterileri dağıtmak için değil tamamen kimyasal silah olarak kullanıldı.

*1997’de Türkiye’nin imza attığı ‘Kimyasal Silahlar Konvansiyonu’na göre; gazın kapalı yerlerde veya yakın mesafeden kullanılması veya bir topluluğa çok yoğun olarak kullanılması “kimyasal silah” kapsamına girmektedir.

*Solunum hasarı yaptığı tespit edilen bu gazların yüksek dozda kullanılması uluslararası sözleşmelere aykırıdır.

*Gaza maruz kalanların yüzde 41’i 5 metreden yakın mesafeden maruz kaldı

*Yüzde 21’i ise kapalı alanda maruz kaldı.

*1 milyon insanın çeşitli şekillerde travmaya geçirdi. Bunların yüzde 60’ından fazlası bir yıl içinde iyileşecek, ama yüzde 20’si yani yaklaşık 50 bin kişide bu ruhsal belirtiler kronik bir şekilde devam edecek.

*Tıbbi yardım götürmek üzere alanlarda olan hekimler engellendi, gözaltına alındı ve “Polis müdahale etse bile müdahaleden olumsuz etkilenenlere acil, tıbbi yardım sağlama koşulu yerine getirilmelidir” diyen BM ilkeleri çiğnendi.

24 Haziran 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; evrensel.net