Kategori arşivi: Makaleler

Fıratnews: Taksim’den çıkış – Engin Erkiner

Yoğun ve hızlı gelişen olaylarla dolu olan günlerde günlük politika hata kaldırmaz. Böyle günlerde günlük politikada yapılan hatanın telafisi yoktur. Hem çabuk hem doğru karar vermek ve hem de hata yapmamak gerekiyor. Bu nedenle uzun analizler yerine soru ve cevaplara dayanan bir analiz yerinde olacaktır. Hükümet Taksim Meydanı’nı neden bıraktı? Direnişin sembolü durumuna gelen Taksim’deki geniş koalisyon içinde çatışma bekleniyor. [...] → Yazının devamı…

Radikal: Sık bakalım! – Uğur Vardan

Tüm yaşananlar bize bu halkın demokratik olgunluğunun Başbakan’dan, İçişleri Bakanı’ndan ve Vali’den daha üst seviyelerde olduğunu gösterdi. Böyledir bu işler. Halk, ağacını devletinden korumak ister, görev tanımında ağaç kadar vatandaşına da sahip çıkmak olan devlet ise tuhaf bir şekilde koruma yerine biberini, tazyikli suyunu, öfkesini, kontrolsüz şiddetini kusmayı tercih eder. Sonuç? Cem Yılmaz’ın da dediği gibi ‘İyiler kazanır. Daima…’ Hafta [...] → Yazının devamı…

Yurt: Büyük direnişten 10 altın ders – Mustafa Sönmez

Yakın tarihimizde benzeri görülmeyen bir ayaklanma deneyimi yaşandı. Merkez üssü Taksim Gezi Parkı olarak geçti kayıtlara. Gerekçesi, park ağaçlarının kesilmesi, bir AVM ucubesine yer açılmasını protestoydu. Ama bahane o kadar çoktu ki, ayaklanmak için. Bahane o kadar çoktu ki Taksim direnişini tüm İstanbul’a, oradan Anadolu’ya yaymak için… Toplumun nabzını biraz olsun tutabilenler için o kadar mümkün, hatta o kadar gecikmiş [...] → Yazının devamı…

Bianet: Gaz Kardeşliği – Akın Evren

gezi-hatirasi

Toplumsal eylemler insanların bilinç düzeyini önemli ölçüde değiştiriyor. Özellikle eyleme aktif olarak katılanlar, dünyaya daha farklı bakmaya başlıyorlar. Taksim sonrası, birkaç önemli bilinç sıçraması oldu. Taksim Gezi Parkı’nda ağaçların kesilmesini ve sökülmesini  engellemek amacıyla başlatılan direniş, ölçüsüz ve kanunsuz bir şiddetle bastırılmaya çalışıldı. Yapılanların akıldışı bir zulme dönüşmesi, hiç de hesapta olmayan bir ortak direniş duygusunu tetikledi. Bir kazanda kaynatılsa [...] → Yazının devamı…

T24: Meydan diyor ki ‘Burada zalimlere yer yok!’ – Sibel Yerdeniz

Başbakan konuşuyor: “Bir kaç çapulcunun halkı tahrik etmesine seyirci kalmayız!” Haklı olma duygusu, zehirli sarmaşıklar gibi büyüyor Başbakanın yüreğinde. Başka hiç bir duygunun yaşamasına izin vermeden. Yazık ki Sayın Başbakan, biz de bu zehirli sarmaşıkların geleceğimizi tahrip etmesine seyirci kalmayız. Halkını, ‘benim milletim’ -bana oy verenler- ve ‘çapulcular’ -diğerleri- olarak ayrıştıran, tahrik ederek birbirine kırdırmaya çalışan bir Başbakana da itibar [...] → Yazının devamı…

Demokrat Haber: İlk kez gaza maruz kalanlara – Deniz Sal

Anlıyorsunuz değil mi; Sırf haksızlığa göz yummadığı ve eyleme katıldığı için yıllarca ceza alanları, pankart açan üniversite öğrencilerini, sürgüne gönderilenleri, eylemlere katılan öğrencilere verilen okuldan uzaklaştırmaları, tutuklu bulunan yüzlerce öğrenciyi… İnanç yerleri Cemevi yok sayılan Alevileri ve zorla din dersine tabi kalmalarını, Sivas’ı, Çorum’u, Maraş’ı, 3. Köprüye yavuz selim’i… Ermeni’yi, Rum’u, Ezidi’yi… Başörtüsünden dolayı okuluna gidemeyen insanları… Eşcinsel kimliğinden ya [...] → Yazının devamı…

Radikal: Bu öfkeyi kim mi yönetiyor? – Pınar Öğünç

Cumartesi günü Ortadoğu Kadın Konferansı için gittiğim Diyarbakır’dan dönerken, uçağın camından Taksim’i arıyordu gözlerim. Gezi Parkı’ndan polisin çekilip insanların meydanı doldurmaya başladığı sırada bakmıştım son kez Twitter’a. Günlerdir haber kaynağı, dayanışma istasyonu olan ‘baş belası’ Twitter’a. Halk Taksim’e gidiyordu ama sonrasında her şeyin olabileceği bir zaman aralığıydı. Alçalırken gerçekten Taksim’i gördüm. Bilmem kaç feet yukarıdan bir insan seli, akşam güneşiyle [...] → Yazının devamı…

Cumhuriyet: Muhteşem Mayıs – Haziran Günleri – Ergin Yıldızoğlu

Hızla bütün ülkeye yayılan muhteşem Gezi Direnişi aklıma yine Bourbon Restorasyonu’nu, “Üç Muhteşem Gün” olarak da anılan Temmuz Devrimi’ni getirdi. “Üç Muhteşem Gün”, 1830 Temmuzu’nda Bourbon rejimini yıkamadı ama rejim de bir daha asla istikrar kazanamadı. Bir ‘olay’ olarak ‘Gezi Direnişi’ “Olay” kavramının özel bir anlamı var. Üç gelişmeyi birden içeriyor. Hiç beklenmedik bir anda patlak verir. O “olaya” kadar çizgisel, yeknesak biçimde akan zaman “kırılarak” istikrarını kaybeder, oluşan yeni olasılıklarla“ebedi” (eternal) [...] → Yazının devamı…

Bianet: Yaşam alanımız ve çıkarlar – Ayşe Buğra

taksim

Türkiye’nin demokratikleşmesinin, özel olarak da “İstanbul’un kurtuluşu”nun önünde çok önemli bir engel var. Bu, ekonomik çıkarlarla ve ekonomik çıkarlarla siyasi çıkarların içe içe geçmişliğiyle ilgili bir engel. 1 Haziran Cumartesi gecesi İstanbul’a yağmur yağdı. Yağmurun şehrimize sinen iğrenç gaz kokusunu yıkayıp temizleyeceği umulabilirdi ama galiba bu pek kolay olmayacak. Pazar sabahı gazeteler, konuya gerçek bir sevinçle veya “gelişmelerden iktidar devirme [...] → Yazının devamı…

Radikal: Bir siyaset tarzı olarak aşırı hareketlilik – Ahmet İnsel

Başbakan’ın siyaset yapma tarzını tanımlarken, çeşitli olumlu ve olumsuz niteliklerinin yanında, aşırı hareketliliği de katmak gerek. Aşırı hareketlilik, siyaset literatüründe pek kullanılmayan bir kavram. Siyaset bilimciler, haklı olarak, bireysel davranış tanılarından hareketle siyasal ve sosyal olguları tanımlamayı sevmezler. Bundan kaçınırlar. Bunu psikolojizm olarak adlandırırlar. Bireysel davranış seviyesinden toplu davranış seviyesine düz bir çizgide geçilmediği, başka bir dizi etmenin devreye girdiği [...] → Yazının devamı…