Birgün: Bizim Haziranımız umuda gebe

Ülkenin gündemini değiştiren direnişin adıydı Gezi. ‘Mesele 3-5 ağaç değildi’ bir karşı çıkıştı. Kısa sürede bir umut iklimine dönüşen Gezi’nin kısa öyküsünü sizin için derledik

bizim-haziranimiz-umuda-gebe-1

 

Ülkenin gündemini değiştiren direnişin adıydı Gezi. ‘Mesele 3-5 ağaç değildi’ bir karşı çıkıştı. Kısa sürede bir umut iklimine dönüşen Gezi’nin kısa öyküsünü sizin için derledik

27 Mayıs 2013

Gezi Parkı’nın Asker Ocağı Caddesi’ne bakan duvarının 3 metrelik kısmı Yayalaştırma Projesi kapsamında yıkıldı. 4-5 ağaç da taşınmak üzere yerinden söküldü. Taksim Dayanışma grubu eyleme başladı. 40-50 kişilik grup ağaçların kesilmemesi için parkta çadır kurup nöbet tutarak sabahladı.

28 Mayıs

Buldozerler ağaçları sökerken, eylemcilerin sayısı arttı. BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in de destek verdiği grup, yıkım çalışmalarını durdurdu. Ardından polisin gazlı saldırısı geldi. Direnişin sembol fotoğrafı “Kırmızılı Kadın” o gün çekildi.

29 Mayıs

Polis ekipleri eylemcilere saldırdı. Çadırlar yandı. Başbakan Erdoğan ise yaşananları “Birileri Taksim Gezi Parkı şöyle olmuş, böyle olmuş, orada gelip gösteri yapacaklar şudur budur vesaire. Ne yaparsanız yapın. Biz orada tarihi yeniden ihya edeceğiz” diye yorumladı.

30 Mayıs

Sabaha karşı saat 05.00’te polis parktaki eylemcilere bir kez daha saldırıp çadırlarını yaktı. Akşam eyleme katılanların sayısı arttı. Televizyon kanalları İstanbul’un göbeğinde yaşananlara duyarsız kalınca sosyal medyadan tepkiler gelmeye başladı. Bir günde 2 milyon #direngeziparki tweeti atıldı.

31 Mayıs

Polisin biber gazlı ve tazyikli su sıkan TOMA’lı saldırısı sonrası ortalık karıştı. İş makinelerini durduran BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi yaralandı. Eylemler hızla diğer illere yayıldı. Ankara, İzmir, Mersin, İzmit, Konya, Manisa gibi pek çok kentte gösteriler yapıldı. Aynı gün İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Topçu Kışlası Projesi hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi.

1 Haziran

Yaşanan şiddet insanları köprüyü yürüyerek geçme noktasına kadar getirdi. Yine sabaha karşı, İstanbul’un Anadolu Yakası’nda toplanan direnişçiler Boğaziçi Köprüsü üzerinden yürüyüşe geçti. Grubun Beşiktaş’a varmasının ardından polis gaz bombaları ve tazyikli suyla saldırdı. Kadıköy ve Anadolu yakasının diğer kesimlerinden de birçok protestocu Taksim’e varmak için yürüyüşe başladı. Yüzbinlerin yürüyüşü ve direnişi sonrası Taksim açıldı. Kısa süre sonra olaylar Beşiktaş’ta başladı. Ankara’da toplanan göstericilere de saldırıldı. Başbakan Erdoğan ise şunları söyledi: “Biz Topçu Kışlası’nı yapacağız. Topçu Kışlası gökten zembille inen bir proje değil. Olay miting yapmaksa, burada toplumsal hareketse ben kalkarım onun 20 topladığı yerde 200 bin toplarım, onun 100 bin topladığı yerde partim olarak 1 milyon insan toplarım.”

2 Haziran

Beşiktaş’ta akşam saatlerinde başlayan eylemler sabaha kadar devam etti. Bir iş makinesini ele geçiren direnişçiler TOMA’nın üzerine dozerle yürüdü. Beşiktaş’taki olaylar sırasında yaralılar Bezmialem Valide Sultan Camisi’ne sığındı. Cami revir görevi gördü. Daha sonra iktidara yakın gruplar camiye ayakkabıyla ve biralarla girildiğini iddia etti. İddiaları ise kanıtlayamadılar.

3 Haziran

Eylemler, Ankara, İstanbul, İzmir gibi pek çok ilde sürdü. Sabah saatlerinde sakin olan Taksim, akşam yeniden doldu. Ankara’da gün boyu eylem ve saldırı vardı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise Fas’a gidiyordu. Fas ziyareti öncesi eylemlere ilişkin, “Tencere tava, hep aynı hava” dedi.

4 Haziran

Türkiye sabah kalkıp işe gidiyor, gece iş bölümü başlıyordu. Evde kalıp tencere tava çalanlar, yürüyüşe geçenler ve polise direnenler. 4 Haziran gecesi Ankara’da 65 kişi gözaltına alındı. İstanbul’la birlikte toplam gözaltı sayısı 422’ye ulaştı. Adana’da 3 bin kişi yürüdü. Elbette onların da gazı ve suyu eksik edilmedi. 7 kişi gözaltına alındı. 5 milyon tweet incelemeye alınırken, İzmir’de sosyal medya üzerinden halkı isyana teşvik ettikleri iddia edilen 26 kişi gözaltına alındı. 38 adrese yapılan baskında yakalanan gençler emniyete götürüldü. Eskişehir’de gençler de artık sokağa dökülmüştü.

5 Haziran

5 Haziran Miraç Kandili’ydi. Parkta kandil simidi dağıtıldı, ortak duyuruyla bir bira bile içilmedi. Antikapitalist Müslümanlar dua etti. Ankara, Adana ve pek çok yurtiçindeki bölgede çatışma ve gerginlikler devam ediyordu.

6 Haziran

Başbakan Erdoğan Tunus’taydı.konuşmasında, Tunus temaslarına değindikten sonra kışlanın yapılacağını, AKM’nin yıkılacağını ve yerine bir opera binası yapılacağını, binanın barok tarzında inşa edileceğini açıklıyordu. Taksim’de göstericilerin eylemleri devam ederken, polis saldırmıyordu. Ancak Ankara, İzmir, Adana, Hatay ve Eskişehir şiddetten nasibini alıyordu.

7 Haziran

Başbakan Tunus’tan dönüşünde havalimanında kendisini karşılayan kitleye seslendi. Olaylar için faiz lobisini sorumlu tutan Başbakan kışla ve AKM konusundaki ısrarından vazgeçmedi devamla gençliğin elinde tencere tava değil bilgisayar olacağını söyledi. Başbakan’ın öfkesi medyaya yansımadı, nitekim o gün medyada bir ilke imza atıldı: İktidara yakın gazeteler aynı manşetle çıktı. Manşette; ‘Demokratik taleplere canımız feda’ yazıyordu.

8 Haziran

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş bir basın toplantısı düzenledi ve Gezi Parkı’nın yerine alışveriş merkezi, otel ve rezidansın yapılmayacağını, kent müzesi olabileceğini, böyle bir durumda ise mimarlar ile görüşülebileceğini açıkladı. AKP yerel seçim startını YSK’yı beklemeden vermiş bulundu ve açıklama geldi: 15 ve 16 Haziran’da sırasıyla Ankara ve İstanbul’da iki büyük miting yapacağız! Direniş 12. gününü de Ankara’da saldırıyla bitirdi.

11 Haziran

Sabahın erken saatlerinde Taksim Meydanı’na saldıran polis, AKM binası ve Cumhuriyet anıtı üzerinde bulunan pankartları topladı. Vali Hüseyin Avni Mutlu Gezi Parkı’na saldırılmayacağını açıkladı. Ama göstericilerin annelerine de seslendi: “Çocuklarınızı parktan alın, yoksa can güvenlikleri olmayacak” Türkiye medyasından haber alamayan halk bugün bütün gün yayında kalan CNN International’ı ve Christian Amanpour’u takip etti. Amanpour yayına aldığı başbakanlık danışmanı İbrahim Kalın’ın konuşmasını ve röportajını “show is over” diyerek yarıda kesti. İngilizcenin esnekliği! Zira Amanpour’un yayın süresi bitmişti. Bu arada Taksim’e polis müdahalesini protesto eden ve oturma eylemi yapan Çağlayan Adliyesi’ndeki 50 den fazla avukat gözaltına alındı. Akşam saatlerinde Gezi Parkı’na giren polis, girişteki bazı malzemeleri ve çadırları kaldırdıktan sonra geri çekildi. Siyasetçiler halkı dinlemeye karar verdi!

12 Haziran

12 Haziran’da Başbakan Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı’ndan eylemlerde yer alan grupların bazılarının temsilcileri ile bir araya geldi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik referanduma gidebileceklerini ilk kez telaffuz etti. Ancak görüşmeden çıkanlar dil birliği içinde değildi. İçeride olanlara referandum telaffuz edilmemişti. Taksim o geceyi müdahalesiz geçiriyordu. Meydana piyanosunu getirten İtalyan piyanist Davide Martello (@klavierkunst) Almanya’da bir sokak sanatçısıydı. Taksim’e kurtarıcı gibi geldi. İki gün piyanosuyla meydanda kaldı ve geri döndü.

13 Haziran

13 Haziran tarihinde, “çocuklarınızı eve geri çağırın” duyurusunu yapan Vali Mutlu bu kez aileleri şaşırtan başka bir duyuru daha yaptı: “Gece 12’de sizlerle Dolmabahçe’de buluşmak istiyorum” Gençlerle Vali’nin görüşmesi 05.15’de bitti. Vali Mutlu görüşmeden ayrılırken; “5 saat boyunca devam eden program benim ve gençler açısından yararlı oldu. Tanışıklığı sürdüreceğiz.” dediyse de, parka saldırılmaması düşünülemezdi.

14 Haziran

Başbakan  Erdoğan, Gezi Parkı’ndan eylemlerde yer alan grupların bazılarının temsilcileri ile ikinci kez bir araya geldi. Bu kez temsilciler arasında Taksim Platformu üyeleri de vardı. Görüşmenin ardından parkta forumlar düzenlendi. Sonuç: Parkta temsilciler ve nöbetçiler bırakılacaktı.

15 Haziran

Başbakan Tayyip Erdoğan ilk mitingiyle santrayı yaptı. Yer: Ankara, Sincan. Sloganlar atılırken, Başbakan şöyle dedi ve operasyon başladı: “Taksim Meydanı boşaldı, boşaldı; yoksa güvenlik güçlerimiz boşaltmasını bilir.” Mitingin bitişiyle beraber büyük Taksim temizliği başladı. Barikatlar kaldırıldı, flamasız bayraksız bir Taksim 16 Haziran’da İstanbul’a Kazlıçeşme’ye gelecek Başbakan Erdoğan için hazır edildi. Duyulan sadece bir anonstu: “Parkı boşaltın!” Gezi Parkı polis kontrolündeydi. Yüzlerce temizlik ve belediye işçisi parkı temizledi. Ya da başka bir deyişle; direnişçilerin kaçarken bırakmak zorunda kaldıkları çadırları yağmaladı.

16 Haziran

Bütün İstanbul uyumadığı bir başka güne hazırlandı. Gösteriler İstanbul’un her yerine yayıldı. Artık hikâye orantısız güçten çıktı. Bu arada, polislerin halka basınçlı su sıkan TOMA’lardaki su tanklarına kimyasal madde koyduğu medyada yer aldı. Başbakan ikinci mitingi için Kazlıçeşme’deydi. Miting sonrasında gece boyunca olaylar ve polis saldırıları sürdü. Bu arada 1 Haziran günü yaralanan Ethem Sarısülük verdiği hayat savaşını kaybetti. Annesi başından ayrılmamıştı. Şimdi de tabutunun başında bekliyordu ve bütün çocuklara sesleniyordu: “Siz kötü bir şey yapmıyorsunuz ki!” Ethem’in cenazesi cemevinde düzenlenen törenin ardından Kızılay Meydanı’na getirilirken bir ilk daha yaşandı: Cenaze konvoyuna ve tabuta biber gazı sıkıldı!

17 Haziran

DİSK ve KESK genel greve gitti. Sendikaların, saat 16.00’da Taksim’e yürümek istemesine polis izin vermedi. Görüşmeler neticesi sendikalılar Taksim’e yürümekten vazgeçti. Lakin grupların bazıları dağılmadı ve polis bu grupları güç kullanarak dağıtırken DHA canlı yayınında İstanbul şunu da gördü: Polise elinde sopaları olduğu halde yardım eden esnaf! Daha sonra o sopanın palaya da döneceğini görecektik. Bu arada Taksim’de bir kişi dikkat çekiyordu. AKM’ye karşı duran bir adam. Adam saatlerce durdu. Fotoğrafı önce Twitter’a düştü, sonra yanına yüzlerce insan toplandı. Hepsi duruyordu. O akşam Türkiye’yi duran adamlar ve duran kadınlar sardı. Luzumsuz birisi duran adam Erdem Gündüz’ü ihbar edene kadar bir sorun yoktu. Ancak ihbar üzerine harekete geçen polisler önce Erdem Gündüz’ü gözaltına aldı. Taksim’e TOMA’ların yine yolu düşmüştü. Polis 15 dakika sonra Gündüz’ü serbest bıraktı.

***

Canlarımız toprağa düştü

Gezi Direnişi ülkenin uzun zamandır üzerindeki ölü toprağının atmasının bir ifadesi oldu. Direnişte insanlar yaşanan baskı ve sömürü politikalarına karşı en yaratıcı ve kitlesel biçimde tepkilerini ortaya koydu. Direniş ülke muhalefeti için umut olurken canımızı yakan olayları da beraberinde getirdi. Direniş sürecinden bugüne  Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Medeni Yıldırım, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan ve Hasan Ferit Gedik’i kaybettik. Polis şiddetine karşı direnişin ön saflarında yer alan bu isimler direnişin de sembolü oldu. Geçtiğimiz günlerde ise Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi Fadime Ayvalıtaş da oğlunun acısına dayanamayarak yaşamını yitirdi.

İKTİDAR HEGEMONYASI DAĞILIYOR

İktidarın uzunca bir süredir kendisini var ettiği özgürlük yanılsaması bu eylemlerle birlikte dağıldı. Yapılan araştırmalarda Gezi Direnişi sürecinde yaklaşık 2,5 milyon insan eylemlere katıldığı ortaya konurken yine çok büyük bir kitle eylemlere katılmasa da bu eylemleri destekledi.

Eylemlerin kitleselliği iktidar kanadında da büyük bir paniğe yol açtı. Özellikle direniş sürecinde polisin kullandığı şiddet ve saldırı yöntemleri bunun en açık kanıtıydı. İktidara yakın isimlerin dahi kabul ettiği bu ‘orantısız şiddet’ nedeniyle yaklaşık 8 bin 160 kişi yaralandı, bunların 64’ü ağır yaralı ya da uzuv kaybı yaşadı. İstanbul’da 21’i ağır 4 bin 478 kişi yaralandı. 6 kişi gözünü kaybetti. Ankara’da 21’i ağır olmak üzere 1539 kişi yaralandı. 7 kişi kırıklı kafa travması geçirdi, 4 kişi gözünü kaybetti. İzmir’de 2’si ağır 800 kişi yaralandı. Antakya’da 3’ü ağır olmak üzere 161 kişi yaralandı. Adana’da 6 kişi ağır olmak üzere 162 kişi yaralandı, 5 kişi kafa travması geçirdi. Eskişehir’de bir kişi yaşamını yitirdi, bir kişi yoğun bakımda olmak üzere 3 kişinin hayati tehlikesi devam ediyor. Toplamda 300 kişi yaralandı. Muğla’da biri ağır 50 kişi yaralandı. Mersin’de biri ağır 17 kişi yaralandı. Bursa’da bir kişi kafa travması, 2 kişi yaralandı. Balıkesir’de 155 kişi yaralandı. Kocaeli’de 10 kişi yaralandı. Antalya’da biri ağır olmak üzere 150 kişi yaralandı. Rize’de 8 kişi yaralandı. 31 Mayıs ile 15 Haziran tarihleri arasında derlenen rakamlara göre 3 bin 343 kişi gözaltına alındı.

MAHALLE FORUMLARI

Polisin Taksim Gezi Parkı başta olmak üzere dört bir yanda gerçekleştirdiği şiddetli saldırılar sonrasında halk direnişi yerellere kaydırmaya başladı. Özellikle mahalle parklarında gerçekleştirilen forumlara ilgi beklenenden de fazla oldu. Mahalle forumları kısa sürede halkın hem gündelik hem de politik taleplerini tartıştığı mecralara dönüştü. İstanbul’da Kadıköy Yoğurtçu Parkı ve Beşiktaş’taki Abbasağa Parkı başta olmak üzere İstanbul’dan Ankara’ya İzmir’den Antakya’ya birçok il ve ilçede mahalle forumları düzenlendi. Forumların çok büyük bir kısmı hâlâ toplantı ve tartışmalarını sürdürürken yine güncel olaylara da refleks göstermeye devam ediyor.

***

17 Haziran’dan sonrası…

Taksim Meydanı’na girdiği bu tarihten itibaren İstanbul’da Taksim Dayanışması olmak üzere birçok ilde eylemler yapıldı. Eylemlerde polis saldırıları hız kesmeden sürdü. Saldırılarda birçok kişi ciddi biçimde yaralanırken saldırıların gerçekleştiği yerlerde adeta OHAL ilan edildi. Hükümet cephesinden yapılan açıklamalarda polis saldırılarına sahip çıkılırken yaşanan anti demokratik uygulamalar da gereklilik gibi sunulmaya devam edildi. Bu dönemde Uluslararası demokratik kitle örgütleri de Hükümet’in şiddet politikalarını eleştirdi. Dünya basınından gelen yorumlarda AKP hükümetinin hegemonyasının giderek gerilediği ve anti demokratik uygulamaları içselleştirdiği bilgilerine yer verildi. Hükümet ise bu yorumları ‘dış mihrak’, ‘komplo’ gibi söylemlerle karşılamaya devam etti.

01 Ocak 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; birgun.net