Bianet: “Hükümetin gazetecilere husumeti kaygı verici”

Türkiye’de Gezi direnişiyle birlikte açığa çıkan basın özgürlüğüne yönelik baskılar dünya basın örgütlerince kınanmaya devam ediyor. Basın örgütü hükümetin gazetecilere yönelik husemetinden kaygılı olduklarını belirtti.

IPI

Ana akım medyanın Gezi direnişine dair tutumu ve ardından hükümetin medyaya yönelik açıklamaları ile basın özgürlüğüne yönelik baskılar uluslararası basın örgütleri tarafından tepki görmeye devam ediyor

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve alt kuruluşu Güneydoğu Avrupa Medya Organizasyonu (SEEMO) Türkiye’de gazetecilerin baskı altına alınmasını kınayan bir basın açıklaması yaptı.
IPI Basın Özgürlüğü Müdürü Barbara Trionfi Türkiye hükümetini gazetecilerin demokrasilerde oynadıkları asli role saygı duymaya davet ederken “Basın temsilcilerinin görevlerini yapabilmelerine imkan sağlamalıdır” dedi.

Barbara Trionfi pek çok gazetecinin dövülmesi, keyfi biçimde gözaltına alınması ve kamera görüntülerinin silinmesi yönünde yaşanan rahatsız edici uygulamalar kadar “hükümetin üst düzey üyelerinden gazetecilere yöneltilen husumetten de aynı derecede tedirgin” olduklarının altını çizdi.
Protesto haberlerine gösterilen hoşgörüsüzlük ikliminde ortaya çıkan gazetecilerin hedefe konması olaylarını Türkiye’de haber yapan çeşitli gazetelerden ve internet sitelerinden aktaran IPI,

Türkiye’de yaşanan şu olayları hatırlattı:

* Başbakan Pazar günü CNN, BBC ve Reuters’ı protestolarla ilgili gerçekdışı haber üretmekle ve onları Türkiye’ye karşı komplo kurmakla suçladı.

* USA Today’in bildirdiğine göre, Recep Tayyip Erdoğan dün Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) milletvekilleri ile yaptığı toplantıda, güvenlik güçlerini övmüş ve onları daha da güçlendirileceklerini söylemiştir. Gazetenin haberine göre Türkiye Adalet Bakanı, twitter gibi platformların da kullanılmasına kurallar getirecek ve internet suçlarını kapsayacak kanun hazırlıkları içerisindedir.

* İçişleri Bakanı Muammer Güler, “asılsız haberler yayarak, toplumu provoke etmek için yönlendirenlere karşı Facebook ve Twitter için kurallar üzerinde çalışıyoruz” demiştir.

* Erdoğan’ın yabancı basın ile ilgili sözlerinin bir yansıması olarak Takvim gazetesi CNN yayıncısı Christiane Amanpour ile düzmece bir röportaj yayınlamış, Amapour durumu kınadığını twitter hesabından “sahte röportaj yayınladığın için ayıp sana Takvim” mesajı ile duyurmuştur.

* Geçen hafta Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Ulusal Kanal, Halk TV, Cem TV ve EM TV’ye protestolar ile ilgili haberleri şiddeti teşvik ettiği, çocukların ve gençlerin fiziksel, ahlaki ve zihinsel gelişmelerine zarar verdiği gerekçesi ile para cezası vermiştir.

* Geçen hafta Ankara’da bir mahkeme Taraf gazetesinin Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile ilgili bir haberinin yayınlanmasını yasaklamıştır.

Açıklamanın sonunda Türkiye’de halen dünyanın hiçbir ülkesinde olmadığı kadar tutuklu gazeteci bulunduğu da hatırlatılarak “60 kadar gazeteci ispat edilememiş iddialarla hapishanelerde tutulmaktadır” denildi.

IPI Ulusal Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi olan Türkiyeli gazeteci, akademisyen Prof. Haluk Şahin de internet dergisine verdiği bir röportajda görevini yapmayan ana akım medyayı eleştirmiş, yaşananlardan çıkarılabilecek en iyi sonucun “Türkiye’de yeni bir medyaya çok fazla ihtiyaç duyulduğu gerçeği” olduğunu söylemişti. (NG/EA)

20 Haziran 2013
Haberin kaynağı için tıkayınız; bianet.org