Radikal: Gezi’ye objektifin ardından bakmak

serkanocak

Direniş günlerini ölümsüzleştiren 21 foto muhabirin vizöründen özel kareler, fotoğrafın ustalarından Coşkun Aral’ın seçkisiyle yarın Kırmızı Kedi Yayınevi etiketiyle raflarda yerini alacak

“Türkiye’de bir dönem tarih sayfalarına işlenirken dünya fotoğrafın gücüne bir kez daha tanıklık ediyordu… Yüz binlerce insan sokaktaydı: Gençler, ebeveynler, sanatçılar, işçiler, eşcinseller… İnananlar ve ateistler… Ve elbette polisler… Duvarlara, yollara yazılan yazılar, slogan atılırken söylenen şarkılar… Halay, tango, salsa, çiftetelli… Gitar, piyano… Gerçekten ‘hayret edilecek’ olaylar yaşanıyordu. Ve polisin gece gündüz gösterdiği orantısız şiddete tanık olunuyordu…

İstanbul’da başlayıp Türkiye’ye yayılan eylemler günlerce sürdü. Altı genç yaşamını yitirdi. Binlerce kişi yaralandı. Yüzlerce gözaltı, onlarca tutuklama…

Ve biz gazeteciler… Elimizde makinelerimizle tarihin her anını görüntülemeye çalıştık. Belki ilk kez bir ‘iş’te vardiya sistemini uygulamadık. Orada yattık, orada kalktık. Ancak tüm zorluklara rağmen görevimizi yapmaya devam ettik. Kimi zaman eylemcilerin, kimi zaman polisin psikolojik ya da fiziksel şiddetine maruz kaldık. Yaralananlar oldu, yerlerde sürüklenip gözaltına alınanlar oldu fakat hiçbir olumsuzluk bizi Türkiye tarihinin bu en önemli anlarını kaydetmekten alıkoyamadı.

Elimizde yüzlerce fotoğraf birikti. Kimi çalıştığımız kurumlarda yayımlandı. Kimi sosyal medya aracılığıyla binlere ulaştı. Herkes bu zamanlardan geleceğe bir iz bırakma telaşındaydı. Ve biz de 21 gazeteci bir araya gelerek ‘Gazeteci Gözüyle Direniş’i hazırladık. “

Yarın Kırmızı Kedi Yayınevi etiketiyle raflarda yerini alacak Gazeteci Gözüyle Direniş: 21 Foto Muhabirinden Gezi Fotoğrafları kitabını yayına hazırlayan gazeteciler Serkan Ocak ve İdris Emen projeyi böyle özetliyor.

Direniş günlerini ölümsüzleştiren 21 foto muhabirin vizöründen özel kareler, fotoğrafın ustalarından Coşkun Aral’ın seçkisiyle ve Türkçe – İngilizce açıklamalarıyla hazırlandı. Aral, kitapla ilgili düşüncelerini şöyle dile getiriyor: “Gençler, bugüne kadar onları anladığını sanan, sözde onların geleceği için ‘dünyalık’ derdine düşen ebeveynlerine, hangi iktidar olursa olsun değişmeyen sömürüye dayalı yönetimlere, ‘demokrasi ve özgürlükleri’ almak, çalmak, götürmek ve yıkmak üzere kanunsuzluğu meşrulaştıran anlayışlara karşı, ‘Önce bizi dinleyin’ demek istediler. Şimdi aylar sonra bu kitapla, değerli meslektaşlarım bütün senaryoları fotoğrafların diline bırakıyor; Gezi’yi fotoğraflar anlatıyor.”

Fotoğraflarıyla Gezi direnişini belgeleyen gazeteciler: Adem Altan, Vedat Arık, Selin Arutan, Bünyamin Aygün, Uğur Can, Ünal Çam, Ramazan Çelik, Yunus Dalgıç, Murat Düzyol, İdris Emen, Turan Gültekin, Emrah Gürel, Ozan Güzelce, Yağız Karahan, Bülent Kılıç, Ozan Köse, Serkan Ocak, Selahattin Sönmez, Murat Şaka, Yurttaş Tümer ve Taner Yener.

Radikal muhabiri Serkan Ocak ile kitabın hazırlanış süreci ve içeriğine dair söyleştik…

Kitabın oluşum sürecinden bahsedebilir misin? Projeye başlarken amacınız neydi?

Bağımsız çalışan fotoğrafçılar bu tarz projelere daha fazla vakit ayırabiliyor. Ama gazeteciler için bu daha zor. Çünkü belli rutinleri var. Zamanları yok. İdris ile aklımıza böyle bir proje geldi. Gezi ile ilgili bir foto albüm hazırlamak istiyorduk ve beraber bu işe soyunduk. Kitabı hazırlarken temel bir amacımız vardı: Gezi olaylarında bizim için simge haline gelen fotoğraflar hep aynıydı. Oysa fazlası vardı. Zaman içinde her foto muhabirin elinde onlarca fotoğraf birikti ama bunların çok azını görebildik. Birçoğu arşivlerde kaldı. Biz de bu fotoğrafları bir araya getirip albüm yapmak istedik.

Gezi, çok büyük bir toplumsal hareket. Bir ağaçla başladı ve zaman içinde tüm dünyanın dikkatini çekti. Ezber bozdu. Biz de bunu yakından takip ettik. Gazeteciler genelde birbirini tanır, Gezi’de gördüklerimize ulaştık ve projeye başladık.

Sıkıntılarla karşılaştınız mı?

Fotoğraflar için izin almak zor oldu. Çünkü Gezi, özünde olmasa da, zamanla siyasi bir harekete dönüşmüştü. Bazı kurumlar da buna pek yanaşmadı.

Hangileri mesela?

Zaman, AA, Sabah, Reuters projeye katılmadılar. Ama bunların dışında, Türkiye genelinde İstanbul başta olmak üzere İzmir, Hatay ve Ankara’daki 21 gazeteciden fotoğraflar aldık.

Seçimleri nasıl yaptınız peki?

Fotoğraf seçmek en büyük sorundu. Herkes tarafından kabul edilen, itiraz edilmeyecek biri olsun istedik ve Coşkun Aral’a sorduk. O da tereddütsüz kabul etti. 991 fotoğraf vardı ve Coşkun Aral iki hafta uğraşarak aralarından 163 tanesini seçti.

Gazetecilerin hazırladığı bir proje olmasının ne gibi bir sonucu oldu?

Bu kitap, Gezi direnişini en başından sonuna kadar sunan bir kaynak niteliğinde. Fotoğrafları kronolojik olarak sıraladık, hatta saatleri de dikkate aldık. Fotoğrafaltlarına ayrıca özen gösterdik. Gezi’de yaşananları, çatışmaları, işgal sürecini, gözaltlarını, polisin biber gazı kullanımını olduğu gibi, objektif anlatmaya çalıştık.

Diğerlerinden ne farkı var?

Piyasada Gezi’ye dair otuz civarında yayın var. Hepsini teker teker inceledik. Bu kitabı diğerlerinden ayıran en büyük fark ise telifler. Diğer kitapların birçoğunda fotoğrafların izinsiz kullanımı söz konusu. En büyük fark sanırım bu.

GAZETECİ GÖZÜYLE DİRENİŞ
21 Foto Muhabirinden Gezi Fotoğrafları
Editör: Coşkun Aral
Kırmızı Kedi Yayınevi
2013, 184 sayfa, 29 TL.
direniskitap

Beste Sezen Ateşpare
10 Aralık 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; radikal.com.tr