BirGün: İsyan podyumda ‘#DirenŞapka!’

Kanada’da psikoloji ve hümanizm üzerine aldığı eğitiminin ardından 2009’da Türkiye’de moda tasarımcısı olarak çalışmaya başlayan Merve Bayındır, uğraşlarını 3 yıldır yalnızca şapkalar üzerine yoğunlaştırmış durumda.

isyan-podyumda-dirensapka

Kanada’da psikoloji ve hümanizm üzerine aldığı eğitiminin ardından 2009’da Türkiye’de moda tasarımcısı olarak çalışmaya başlayan Merve Bayındır, uğraşlarını 3 yıldır yalnızca şapkalar üzerine yoğunlaştırmış durumda. Dünyada ve Türkiye’de giderek azalan bir aksesuar haline gelen şapkayı, giyimin yeniden işlevsel bir parçası haline getirmeye çalışan Bayındır, Gezi eylemleri sırasında Türkiye’nin gündeminden düşmeyen olayları ve kişisel deneyimlerini şapkalara uyarlama kararı alarak oldukça meşakkatli bir işe girişmiş. Bayındır’ın ilkbahar-yaz 2014 koleksiyonunun isminde de, Gezi olaylarının en popüler ön eki “Diren” kalıbı ve hashtag unutulmamış. Mercedes Benz İstanbul Moda Haftası kapsamında bugün saat 15.00’te podyuma çıkacak olan #DirenŞapka koleksiyonunun sunumu, Hüseyin Badilli’nin Gezi’den esinlenerek yarattığı “Sayın Başkan” şarkısı eşliğinde gerçekleştirilecek.

ŞAPKA ‘DİRENİŞİ’ ANLIYOR
Kendisi de Gezi Direnişi’nde sokağa çıkanlardan biri olan Bayındır, şapkanın direnişi anlayan, kendisinin de direnen bir obje olduğu görüşünde: “Şapka son yıllarda kendisine olan ilgiyi yitirmiş, var olma mücadelesi veren bir varlık. Bu da onu, özgürce var olmaya çalışanları, direnenleri çok iyi anlayan bir ürün haline getiriyor. Şapkanın özgürlüğü, onu toplumsal kaygıları ifade etme noktasında uygun bir cisim haline getiriyor. Bir önceki koleksiyonumun ismi Mezopotamya’ydı ve Fazıl Say’ın aynı isimli senfonisinden esinlenmiştim. Sanatçının yaratım gücüne olan saygımın yanı sıra, ifade özgürlüğü mücadelesine olan desteğimi de ifade etmek istemiştim.”

Gezi olaylarının, bir ortak yaşam kültürü oluşturabilme deneyimi olmasından dolayı kendisine büyük etki yaptığını ifade eden Bayındır, koleksiyonunda da bu deneyimi yansıtmaya çalışmış: “Son aylarda pek çok hüznün yanı sıra, özlemini duyduğumuz duyguları da yaşadık ve o duygular unutulmasın istiyorum. Gezi sürecindeki şiddeti ve ölümü değil, harmoniyi ve farklılıklarla birlikte yaşam olgusunu anlatmaya çalıştım. Koleksiyonum da bunları anlatıyor; bazı şapkalar birlikte mücadeleyi vurgularken, bazılarıysa en kötü şartlarda bile güzel günlere duyulan ümidi simgeliyor.”
Bayındır’ın koleksiyonundaki şapkalardan bazıları şunlar:

Kırmızılı Kadın: Gezi’deki Kırmızı Kadın’dan yola çıkarak; kadınların maruz kaldığı şiddete polisin gösterdiği orantısız kuvvete, erkeğin kadınlara kullandığı güce karşılık kadının duruşunu sembolize ediyor.

Bulut: Atılan gaz bombalarına rağmen insanların nasıl bir araya gelişini ve gazların içerisinde nokta kadar küçük olan insanların aslında ne kadar iyi niyetli ve geleceğe yönelik haklarını savunanların sembolüdür.

Yedi Tüy: Gezi olaylarında kaybettiğimiz ve unutulmayacakların anısına.

Tek Göz: Özellikle gözlerini kaybedenlerin ve bütün yaralananlara hitaben cesaretin ve kuvvetin sembolüdür.

Gökkuşağı: Toplumdaki anlayışsızlıkların azaldığının, din, dil, ırk, cinsiyet ve cinsel tercihin bizim için bir etken olmadığının, önceliğin insanlık olduğunun temsilidir.

Salyangoz: Gece yürümenin korkutucu olmadığının, insanın geceleri dostu olabileceğinin, ağır ve sessiz ilerleyenin zaman zaman en kuvvetli ilerleyen olduğunun sembolüdür. Bütün X ve Y kuşağına ithaf olunur.

NİÇİN ŞAPKA?
“Şapka son 50 senede popülerliğini günbegün yitirmiş, yok olmaya yüz tutmuş bir aksesuar. Zaten hepimizin sürdürdüğü, böylesine hızlı, pratikliğe odaklanan yaşam tarzı içinde görkemli ve süslü tabiatlarıyla bilinen bu aksesuarlar nasıl var olabilirlerdi ki? Hayatta kalma mücadelesi veren, modern dünyaya direnen şapkalar; özgürlük, var olma ve yaşam hakkı için direnenleri destekliyor. En çok da kendileri için direnemeyen ağaçlar için başladıkları direnişi bir sesini duyurma, özgürlüklerini savunma mücadelesine dönüştürenleri…”

8 Ekim 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; birgun.net