Fıratnews: ‘Bu vahşet Başbakan’ın talimatlarıyla hayata geçirildi’

Emek örgütleri, Gezi Parkı direnişine yönelik 28 Mayıs’tan bu yana devam eden polis şiddetinin derhal durdurulmasını istedi. KESK Dönem Sözcüsü Karaaslan, “Bu acımasız polis şiddeti, bizzat Başbakan tarafından miting meydanlarında verilen talimatlarla harekete geçirildi. Bu vahşetin sorumluluğu faşizan politikaların talimatını veren AKP hükümetinin yanı sıra bu politikaları uygulayan başta valiler olmak üzere kolluk güçlerine aittir” dedi.

diyarbakır

DİSK, KESK, TTB, TMMOB ve Diş Hekimleri Odası, Gezi Parkı direnişine yönelik devam eden polis şiddetini protesto etmek amacıyla AZC Plaza önünden Koşuyolu Parkı Evrensel İnsan Hakları Anıtı önüne yürüdü.

“Polis terörü; ekonomik ve demokratik hakkımızı engelleyemez” yazılı pankartın arkasında yürüyen kitle sık sık “Direne direne kazanacağız”, “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları attı.

ESP, EMEP ve TKP’nin de katılarak destek verdiği eylemde KESK Dönem Sözcüsü Mehmet Karaaslan bir konuşma yaptı. Karaaslan, 28 Mayıs’tan bu yana devam eden polis şiddeti nedeniyle 4 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlattı. KESK’in Gezi Parkı direnişçilerine yönelik polis şiddetini protesto etmek amacıyla gerçekleştirdiği greve de değinen Karaaslan, AKP Hükümeti’nin tüm şiddet politikalarına karşı halkın direnişinin kırılmadığını ifade etti.

Halk direnişinin simgesi haline gelen Gezi Parkı ve Taksim Meydanı’nın kimyasal gazlar ve sıvılarla işgal edildiğini söyleyen Karaaslan, protestolar sırasında yaşamını yitirenlerin cenaze törenlerine yönelik polis saldırılarını da hatırlattı.

Polisin halka yönelik uyguladığı şiddet sonucu yaralananlar için oluşturulan revirlerin dağıtıldığını, sağlık emekçilerinin gözaltına alınarak, tedavi araçları ve malzemelerinin tahrip edildiğini belirten Karaaslan şöyle konuştu: “Bu acımasız polis şiddeti, bizzat Başbakan tarafından miting meydanlarında verilen talimatlarla hayata geçirildi. Bu vahşetin sorumluluğu, faşizan politikaların talimatını veren AKP hükümetinin yanı sıra bu politikaları uygulayan başta valiler olmak üzere kolluk güçlerine aittir. Kimden gelirse gelsin halka karşı insanlık suçu içeren talimatları bu suçları işleyenlerin, hesap vereceklerini akıllarından çıkarmamaları gerektiğini hatırlatıyoruz.”

“Başbakan Tayyip Erdoğan, halkımızın bu büyük direnişi karşısında giriştiği iç savaş kışkırtıcılığının AKP tabanında karşılık bulmamasından çılgına dönerek dizginsiz bir baskı rejimi kurma yoluna girdi” diyen Karaaslan, son otuz yıldır Kürt sorununda şiddet yöntemini kullanan Türk devletinin içinde bulunulan ‘barış’ sürecini çeşitli yöntemlerle sabote etmeye çalıştığını söyledi.

Bu gidişatın tehlikeli bir gidişat olduğunu ve bundan vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizen Karaaslan, “Sürecin olumlu yürümesi için başta anayasa olmak üzere baskıcı, otoriter sistemin değil halkın bu güne kadar verdiği mücadelenin dikkate alınmasını bekliyor ve bu polis şiddetinin derhal durmasını istiyoruz” diye konuştu.

“AKP iktidarının despotik bir rejim oluşturma yönündeki bu saldırganlığının durdurulmasının bugünün en yakıcı demokratik görevi olduğu kanısındayız” diyen Karaaslan, Taksim başta olmak üzere tüm kentlerdeki polis ablukasının kaldırılmasını isteyerek sözlerini tamamladı.
Açıklamanın ardından kitle 10 dakika oturma eylemi yaptı.

17 Haziran 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; firatnews.com